Yine sezon başı. Yine “Hazırlık maçları ölçü değildir” söylemleri.... Eksik kadro, geç transferler, “Bu çocuklar hazır değil, pişsinler (!) ” denilerek gönderilen gençler…
Belli ki Trabzonspor bu sezona da "alışkanlıklarla" hazırlanıyor. Oysa bu alışkanlıklarının kırılması gerekiyordu.
Bu yazın transfer karnesi, Trabzonspor açısından umut değil, “eksiklik listesi” gibi. Birçok mevkiden bahsediliyor ama işler rotasyon kadrosundan ileri gidemiyor. Avrupa’da kulüpler sezonun başlamasından çok önce kadrosunu şekillendirip, temposunu oturturken, sorumlular "eksiklerimiz var, çalışıyoruz" demekle meşgul.
Gerçek şu ki; bu saatten sonra gelse de transferler kolayına hazır olmayacak.
Oyuna bakarsak, hazırlık maçlarında ortaya konan tempo emeklilik kampını andırıyor. Üstelik çoğu geçen seneden kalma oyuncular arası bağlantılar kopuk, oyun planı flu, takımın ritmi yok.
Bordo-Mavililer, savunmadan çıkışta yavaş, orta sahada kararsız, hücumda çaresiz. Sanki değil Süper Lig’e değil, 1. Lig’e bile hazırlanmıyor Trabzonspor.
Modern futbolun geldiği yer burası değil. Avrupa’da 18 yaşındaki çocuklar 90 dakikayı yüksek tempoda oynuyor. Bizde ise 30 yaş üstündeki defolular “tecrübe” diye sahaya atılıyor. Üstüne üstlük maç içinde yürüyerek geçirdikleri dakikalar “kontrollü oyun” diye savunuluyor.
Başta umut vadeden birkaç U19 oyuncusu denenir gibi oldu. Sonra “hazır değiller” denilerek gönderildiler. Halbuki gelişimleri için ihtiyaç duyulan tek konu cesaretti.
Bu çocukların Avrupa'daki yaş taşları Şampiyonlar Ligi’nde oynuyor. Bizde ise, 19 yaşındaki oyuncuya 3 hazırlık maçında 15 dakika süre veriliyor, sonra da “kiralık gitsin, pişsin” deniyor.
Kalanlar, pişmiş, 32 yaşındaki “hazır” futbolcular mı? Yoksa sahada sadece pasif pas yapan, skor katkısı vermeyen, hiçbir maçta kaderi değiştirmeyen o “güvenli” isimler mi?
Avrupa’da yaş ortalaması gerilere çekilmiş durumda. Çünkü çağın futbolu gençlik, atletizm, dinamizm istiyor. Trabzon ise hâlâ sözde “tecrübeye” yatırım yapıyor.
Transferde olgun (!) isimler aranıyor. Takımı taşıyacak (!) adamlar bekleniyor. Artık anlaşılması gereken şu; sizi kimse taşımaz. Ya siz kendinizi taşıyacaksınız, ya da hep sürükleneceksiniz.
Trabzonspor bu sezonu yine “geç kalmışlık” duygusuyla açıyor. Eksiklerle, düşük tempoyla, gençlerden vazgeçerek ve yaş ortalamasını düşürmeden…
Ne bugünün futboluna cevap verebilecek bir karşılık var elde, ne yarının oyununa yatırım yapılmış durumda.
Kısacası, Trabzonspor sezona hazırlanmadı, sadece geç kalmayı alışkanlık haline getirdi.
... Ve biliyoruz ki, futbolda geç kalanları artık kimse beklemiyor.