Trabzonspor için yazı yazmak çok keyifli bir duygu ve onurdur. Çocukluğumun ve gençliğimin aşkı olan Trabzonspor için bir şeyler yapabilmenin verdiği hazzı anlatmak gerçekten çok zor, sadece yaşamak lazım. Ama bu yıl takımın ve hocanın performansı öylesine can sıkıcı ki, yazmak için mücadele ediyorum desem yeridir.

Yönetim tarafından gösterilen hedef ve yapılan icraatlar birbirine o kadar aykırı ki, neyi, nasıl ve ne şekilde anlatsak bilemiyorum. Başkan Ağaoğlu ne zaman mikrofon karşısına geçse Trabzonspor’un hedefinin şampiyonluk olduğun dile getiriyor. Zaten aksini düşünmek Trabzonspor’un doğasına aykırı. Ama icraatlarına bakıyorsun ve söyledikleri ile çeliştiğini görüyorsun.

Trabzonspor’un bu yılki hedefi gerçekten şampiyonluk mu? Eğer öyleyse vay halimize ki ne vay. Çünkü Sörloth’tan gelen para ile kurulan takımın hepsini toplasan yarım Sörloth etmez. 10 milyon Euro  için şampiyonluğu feda etmeye değer mi bunun hesabı iyi yapılmamış. Şampiyon olan bir Trabzonspor, acaba 10 milyon Euro kasasına koyamaz mıydı. Başkan Ağaoğlu ve Yönetim kurulu transfer politikaları ile Trabzonspor’un son 10 yılına damga vuran yönetimlerden farklı olmadığını açıkça ortaya koymuş durumda.
 
Dün akşamki Gaziantep FK maçının analizlerinde herkesin birleştiği nokta, hakemin kötü yönetimi olarak öne çıkmakta, buna bende katılıyorum, ama katılamadığım tek şey hakemden önce takımın ne yaptığı idi. Başarısızlıkları örtmek için hakemlere saldırmanın doğru bir yol olduğunu düşünmüyorum. O çok ayrı konu ve ayrıca üzerinde düşünülmesi ve kafa yorulması gereken bir konu. Siz önce gönderdiklerinize ve aldıklarınıza bakacak eldeki fayda zarar hesabını yapacaksınız. Trabzon şehri kabiliyetsiz oyuncu çöplüğü olamaz, olmamalıdır. Gelen yabancılardan çok daha iyi yerli oyuncuları kenarda bekleterek önlerini kesmek, kulübün hem ekonomik anlamda, hem de sportif anlamda büyük zarar görmesine neden olacaktır. Bu coğrafyanın, bu şehre ve bu takıma gönül bağı olan çocukların Trabzonspor’da yer almaları için isimlerini mi değiştirmeleri gerekiyor.

Bir parantezde hocaya açmak isterim. Bu hoca Trabzonspor’un yükünü, büyüklüğünü kaldıramaz, Trabzonspor’u hedeflerine ulaştırmak için yeterli donanıma sahip olduğunu düşünmüyorum. Böyle bir hoca için, Ünal’ı Hüseyin’i harcamanın mantığını da anlamış değilim.