Çocukluğumuzun ve gençliğimizin fenomeni Cüneyt Arkın'ı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Malkoçoğlu diye bilirdik onu...

Bazen Kara Murat, kimi zaman adalet savaşçısı Komiser Kemal karakterine bürünürdü. Hani at üzerinde süzülüp surlardan sıçraması vardı ya, bizi hayal alemine sürüklerdi. Yaş ilerledikçe onun gibi serdengeçti olmak, bulutlara sıçramak geçerdi içimden. Hayatının öznesiydi adalet. Sadece rol aldığı filmlerde değil 84 yıllık yaşamı boyunca "hakkaniyet" kavramını yüreğinde taşıdı. Adalet demişken Mustafa Hacıkerimoğlu'ndan da söz etmemek olmaz tabii... Kim ne derse desin, Trabzonspor'un 2021-22 sezonu şampiyonluğundaki en önemli kilometre taşı Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) eski üyesi ve Trabzonspor aşığı Mustafa Hacıkerimoğlu'dur.

 Hacıkerimoğlu federasyonun labirentlerinde bundan önceki sezonlarında dönen ve her dönem Trabzonspor'un aleyhine işleyen ne kadar masabaşı oyun varsa sadece o oyunları bozmakla kalmadı, oyunların döndüğü masaları da yıktı viran etti. TFF bir önceki yönetim kurulu üyesi Mustafa Hacıkerimoğlu’nun salı günü yaptığı basın toplantısına katıldım. Basın toplantısında Hacıkerimoğlu'nun bana göre en önemli sözü, “Türk futbolunun en büyük sorunu AHLAK SORUNUDUR" ifadesi oldu. Bu ifadesinin altını kırmızı kalemle ve kocaman puntolarla çizmemiz gerekiyor. Mustafa Hacıkerimoğlu, futbol menşeli birisi olmadığını, adalet arama ve hakkaniyet konusunda ısrarcı olduğunu ve bunu yönetimde kaldığı sürede tüm yöneticilere ve diğer paydaşlara ısrarla söylediğini ifade etti. Bunun için tüm enerjisini harcadığını belirten Hacıkerimoğlu, Türk futbolunu %78'lik bir oranla temsil eden 4 büyük kulübün bir ADALET METNİ yazıp, bu metin üzerinde ulaşabileceklerini dile getirerek, bunun yapılmasının çok büyük faydası olacağını söyledi. Hacıkerimoğlu TFF üyesi olduğu 3 yıl içinde tüm entrikalara müdahale ederek, bunların hepsini bozdu. Kime olursa olsun, hangi kulübe, hangi insana olursa olsun haksızlığa tahammül etmedi.

Ayrıca haksızlık karşısında susup "dilsiz şeytan" da olmadı! Kimsenin de gözünün yaşına bakmadı. Kim haksızlık yapmaya kalktı karşısına dikildi, arkasını dönüp gitmedi. Bu bakımdan Hacıkerimoğlu Türk futbol tarihinde bir yöneticiden ötesidir. Hacıkerimoğlu TFF içinde dönen her türlü kumpasa haykırmanın sesi, aydınlık duruşun simgesidir. Türk futboluna gönül veren taraflı tarafsız herkes kendisini çok sevmiştir. Ama burası Türkiye. Burada hiçbir iyilik, güzellik ve başarı CEZASIZ kalmaz! Onun için de işi gücü perde gerisinde ve masa başı oyun olanlar yeni yönetimde görev almasını engellemek için de var güçlerini harcadılar! Peki başarılı mı oldular? Hayır! Çünkü Hacıkerimoğlu, illa da yönetime girme diye bir çabanın içinde olmadı. Hep dik durdu ve hiçbir zaman eğilmedi. Federasyonda görev yaptığı süreçte sevdasını bile yiğitçe yaşadı. Kendine göre bir felsefesi vardı, kimse onun kadar yürekli ifade etmedi gerçekleri. Kurulan kumpaslara karşılık "Trabzonspor bir kaledir. Bu kaleye top atılsa da yıkılmaz" demesini de bildi. Mustafa Hacıkerimoğlu’nun önünde hiçbir güç bu sevdaya karşı ne barikat olabilir ne de ona tuzak kurabilir. O tuzakları kuranların hepsi o kurdukları tuzakların içinde kaldı. Ve nihayetinde kazanan Mustafa Hacıkerimoğlu oldu. Tıpkı Kara Murat gibi, Malkoçoğlu gibi, Komiser Kemal gibi...

BAĞBOZUMU ZAMANI BEYLER!

“Trabzonspor'un 2021-22 sezonunda elde ettiği şampiyonluktaki sır neydi” diye sorsam sanırım çoğunuzun aklına türlü türlü cevaplar gelir. Kiminiz teknik heyete rol biçersiniz, kiminiz yönetime, birçoğunuz da alınan kaliteli futbolculara... Eeee Marek HamŞik, Gervinho, Bruno Peres, Cornelius, Edin Visca, Denswil ve daha ötesi... Bam teli neresi biliyor musunuz? ZAMAN. Bu transferler yönetim tarafından ince eleyip sık dokunmasının yanı sıra yerli yerinde ve zamanında, yani sezona alışma evresinde yapıldı. Yani Trabzonspor geçen sezona rakiplerinden önce yaptığı hamleler ve attığı sağlam adımlarla girdi. Nitekim bunun semeresini de sezon sonunda tarihi bir zaferle gördü, kanırta kanırta şampiyon oldu. Peki bu sezon neler oluyor? Sezon hazırlıklarına başlayan Trabzonspor'da çarklar neden durdu? Şampiyon takımdan kopmalar söz konusu iken bir iki cılız transfer dışında rakiplere gözdağı veren, futbol dünyasında bomba etkisi yapan transfer neden yok? Kulübün basireti mi bağlandı, yoksa yönetim mevcut oyunculara mı bel bağladı? Rakip kulüpler geçen sezondan ders alırcasına ezber ediyorken Trabzonspor'un özellikle Şampiyonlar Ligi arenasını da düşünüp eksik mevkileri doldurması kaçınılmazdır. Yeni sezon Trabzonspor için çok daha zor geçecek. Rakipler dış bilemeye başladı bile... Bu tespit doğrultusunda Ahmet Ağaoğlu ve ekibinin bağbozumu yapma zamanı geçiyor. İçimden bir şey daha geçmiyor değil... Yoksa Ağaoğlu pazara yine akşam serinliğinde mi girecek? Malum, piyasa ateş pahası, döviz tepetaklak... Vardır bir bildikleri diyelim.

CAHİT ERDEM EMRE AMADE

Var git, Böyle ferman etti Cahit, Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş’tan; Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan." Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Haydi Abbas" şiirinde dediği gibi yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan... Cahit'ten söz açılmışken, "Erdem"li bir insandır bizim Cahit... İlik ilik futbol kültürü taşır. Trabzon'da futbol otoritesi sayılır. Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Trabzon Şubesi Başkanı Cahit Erdem belki adaşı gibi usta bir şair değil ama futbol kültürüyle yoğrulan bir kişi. Yıllarca oturduğu koltuğun da hakkını veriyor. 1961 Trabzon doğumlu olan Erdem, Konfederasyon Yönetim Kurulu Üyeliği ve Futbol Federasyonu Amatör Kurul Üyeliği görevlerinde bulunuyor. KTÜ İnşaat Fakültesi mezunu olan Erdem deyim yerindeyse mektepli-alaylı çatışmasının ortasında kalan bir isim. O hem mektepli hem alaylı. Üstlendiği tüm görevleri hakkıyla yürütüyor. Trabzon'un yalnızca amatörüyle değil bütünüyle ilgileniyor. Trabzon'a dar bir bakış açısıyla bakmayanlardan... Kent futbol dünyasının ufkunu açmak ve sorunlarını çözmek için cansiparane emek veriyor Cahit Erdem. Sorunların çözümü için de gerekirse Trabzon-Ankara-İstanbul üçgeninde mekik dokuyor. Boztepe, Yavuz Selim sahaları gibi Trabzon futbolunun mihenk taşları olan sahaların ranta kurban gittiğini bangır bangır haykırmıştı bir ara... Geçtiğimiz sezonlarda Trabzonspor'un uğradığı haksızlıklar karşısında isyanın öncüsü olmuştu. Çocukları ve gençleri internetin kokuşmuş dünyasından uzaklaştırıp sporla hayata döndürmüştü. Cahit Erdem yeni umutlar ve ufuklar açmak için emre amade.

BÜYÜKOBA YAYLA ŞENLİĞİ

Yayla şenlikleri Trabzon’un olmazsa olmazıdır. Her sene Türkiye’nin ve Avrupa’nın dört bir tarafında yaşayan vatandaşlarımız memleketlerine gelip yapılacak olan yayla şenliklerine katılır. Kardeş̧ gördüğüm Muhammed, Mustafa ve Coşkun Öztürk’ün davetlisi olarak eşim ve ablamla birlikte geçen pazar günü̈ 3.Akpınar Büyükoba Göç Festivalini takip ettik. Büyükoba Sela çimeninde yağmur altında yapılan kortejde yer alan inekler, koyunlar, rengarenk süslenerek yürüyüşe katıldılar. Akpınar Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı, Trabzonspor yöneticisi iş insanı Coşkun Öztürk, şenliklerin dört dörtlük eksiksiz olması için varını yoğunu ortaya koydu.

Başkan Öztürk, açılış̧ konuşmasından sonra rengarenk yöresel kıyafetlerini giyinenlerin de aralarında bulunduğu binlerce kişi, doğanın eşsiz güzelliği eşliğinde horon oynadı. Sise ve yağmura rağmen vatandaşların ilgi gösterdiği şenlikte, yöreye özgü̈ yiyeceklerin satışı yapıldı. Festivalin değişmez tatları; karalahana sarması, çorbası, Mısır ekmeği ve yoğurttu tadılmaya değerdi. Burada konuştuğumuz vatandaşlar, “Trabzon’un doğu tarafındaki yer alan ilçelerimizin yaylalarının yolları cillop gibi olurken batı tarafında yer alan ilçelerin yaylalarının yolları çamur deryasından geçilmiyor.” şeklinde serzenişte bulundular. Bence de çok haklılar. Festivalin düzenlenmesi için büyük emek sarf eden Akpınarlı vatandaşlar bunu fazlasıyla hakediyor.

Dernek Başkanı Coşkun Öztürk, “Asırlardır devam eden göç̧ kültürümüzü yaşamak, yaşatmak ve gelecek kuşaklara en güzel şekilde aktarmak amacıyla bu yıl üçüncüsünü düzenlediğimiz ‘Akpınar Büyükoba Göç̧ Festivaline’ katılarak bizleri onurlandıran AK Parti Trabzon Milletvekilleri Adnan Günnar, Bahar Ayvazoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, Ortahisar Belediye Başkan Ahmet Metin Genç̧, Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, siyasi parti temsilcilerimiz ve katılımcılara teşekkür ediyorum. Ayrıca etkinliğin ana sponsoru olan Mustafa Bıyıklı’ya ve diğer sponsorlar, organizasyonu kusursuz bir şekilde düzenleyen Cevdet Gümüş̧ ve ekip arkadaşlarına, muhtar Nurettin Demir’e, sanatçılarımıza ve tüm emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum. Daha nice göç̧ festivallerinde buluşmak dileği ile tüm Akpınarlı hemşerilerime saygı ve sevgilerimi sunuyorum” ifadelerini kullandı.

GALYAN VADİSİNDE NEDEN HES YOK BİLİYOR MUSUNUZ?

Mahallemizin Sarı Mustafa’sı. Gençlik yıllarında herkes gibi onun da hayalinde futbolcu olmak vardı. Trabzon’un köklü kulüplerinden İdmanyurduspor Kulübünde futbol oynardı. İyi bir sağbek olan ve mahalleler arası maçlarda yer alan sarı Mustafa abimiz Üniversite yıllarında inşaat mühendisliği bölümünü okudu. Okulu bitirdikten sonra Trabzon Devlet Su İşleri Müdürlüğü’nde mühendis olarak göreve başladı. Emekli olana kadar DSİ Müdürlüğü’nde göreve devam etti. Mustafa Gayretli abimizi 1967-68 Eğitim-Öğretim yılı Trabzon Lisesi 6 Ed/C. Aynı sırada aynı heyecanı paylaşan sınıf arkadaşlarından Volkan Canalioğlu, Hayri Güner ve Yılmaz İkram ile bir araya gelirdi.

Mustafa abi, DSİ Bölge Müdürlüğünde çalıştığı yıllarda bir yazı kaleme aldı. Noktasına virgülüne dokunmadan işte yazı; GALYAN vadisi Trabzon içme suyu barajı olan Galyan barajının olduğu vadi... Sene 2011 İsviçre'de köy santrallerinden esinlenerek Türkiye'ye DSİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu tarafından taşınan köy tipi mikro HES'ler ülkede yoğun bir karmaşa ile kapanın elinde kalıyor, 1/25000’lik haritalar üzerinden sahiplenen ve DSİ’den tanıdıkları vasıtası ile debileri alınan dereler vadi boyu veya iki üç yerinden fotokopileri çekilerek BDK’dan lisans çıkarılıyor sonrada hiç bir şey yapmadan hiçbir emek harcamadan bu lisanslar derelerin debilerine göre ortalama 10 milyon dolarlara el değiştiriyor. Bu havadan para kazanma döneminde Trabzon'da ve ülkenin diğer yerlerinde ülkede üretilen hidro elektrik miktarının %5’i üretiliyor diyerek cilaladığı bu projeler harıl harıl inşa edilir ve derelere kanun gereği bırakılması gereken can suyunda dedelerimiz can çekişirken Galyan vadisinde de birbiri ardı sıralanmış 7 adet HES projesi planlanmış ve CET raporları hazırlanarak çevre genel müdürlüğüne sunulmuştu. O HES projeleri uygulamasındaki aksaklıklar ve cet raporları ile ilgili bir toplantı var Ankara’da gittik toplantıya... Toplantı birkaç gün sürdü HES’lerin uygulama hataları, cet raporlarının yeterli ve güvenilir bilgilerle donatılmadığı konusun da konuşmalar yapıldı son olarak da ben söz aldım: ‘Sayın genel müdürüm bu günlerde Trabzon iki konu ile çalkalanıyor birincisi Trabzonspor'un FB tarafından şike ile çalınan şampiyonluğu ve bu takıma sahip çıkması, ikincisi ise Galyan vadisine yapımı planlanan 7 adet HES projesidir. Genel Müdürüm; bildiğim kadarı ile siz de Trabzonlu ve Maçkalısınız, bu projelerin zararlarından en çok etkilenecek kişisiniz, bu cet raporu yani çevresi etki ve projelerin yapılabilirliğini irdeleyen raporlarda bizler, içme suyu barajına oradandı evlerimize gelecek olan bu içme sularının HES’lerin tünellerinden ardı ardına geçirilmesi ile kimyasal kirlenmeye maruz kalması ve bu kirlenmenin arıtmasının yapılamaması nedeni ile şehre kirlenmiş su verilecek olmasının endişesini yaşamaktayız... Bu kirliliğin önlenmesi için, proje yüklenicileri hangi bilimsel arıtma işlemi veya başka bir bilimsel yolla tedbir aldıkları hususunda sizleri ikna ettiler ki sizler bu raporları imzaladınız veya imzalayacaksınız? Çocuklarımıza içireceğimiz İçme Suyunun arınmış olarak şehre verileceğinden, çocuklarımız ve şehrimiz adına emin olmak istiyoruz... ' dedim... Bir müddet sonra genel müdür rahatlamış olarak; Mustafa bey bu tereddüttü ben de yaşıyorum, bu karşı çıkışlara ihtiyacım vardı inanın... ve cet raporları masamın üstünde henüz imzalamadım ve yükleniciler beni ikna edemezse imzalamayacağım emin olabilirsiniz, rahat olun, şike konusunda ise ağzım su dolu'... dedi. Oturum bitmiş gitmeye hazırlanırken birden basketçiye benzer çok uzun boylu ve esmer bir hanım hiddetle: “Siz neden karışıyorsunuz biz bu raporların bugün çıkmasını bekliyorduk” dedi. Ben de siz kimsiniz ve nerelisiniz diye sordum, 'Ben cet Şube Müdürüyüm ve Çorumluyum' deyince, hanım efendi, “Ben Trabzonluyum bu suyu benim ve tüm Trabzon'un çocukları içecek, sizin çocuklarınız değil dedim... Ve imzalamadı Maçkalı hemşerim cet raporlarını delikanlı bir kişi imiş. İşte Galyan vadisinde HES projesi olmamasının hikayesi budur. Bir kere daha pişmiş aşa su katmış ve bulaşıklık yapmıştım!... Dostoyevski’nin dediği gibi, Bil ki insanın değerini varlığı değil yokluğu gösterir. Unutma; yokluğu bir şey değiştirmeyenin varlığı gereksizdir.

HELAL OLSUN OLCAY SARAL BAŞKANA

Bu satırların yazarının daha çok hangi renkleri sevdiğini cümle biliyor. “Sarının yanına hangi rengi yazmalıyım?” demesinin de çok fazla anlamı yok, çünkü konu Ofspor Başkanı Olcay SARAL. Hem başkan hem de kulübünün maddi açıdan ayakta durabilmesi için her sene lig öncesi forma satışları yapıyor. Sosyal medya aracılığı ile reklam kampanyası yapıp maçları oynadıkları stadın etrafına reklam alıyor. İşte yöneticilik budur. Ben başkanım kaprisinde olmadan kulübüne maddi destek topluyor. Bu sene de aynı yöntemi devem ettiren Olcay Başkan’ın bu örnek davranışını gören amatör kulüplerimizden Yalıspor Başkanı İsmail Erkaya sosyal medya hesabından “Bin Dert Var, Bir Sen Deva”sloganımız ile Faroz Yalıspor’umuza 1.000₺ destek verecek 200 kişi arıyoruz. Olcay Saral Başkan’a fikir desteğinden dolayı çok teşekkür ederim. Çok hoşuma gitti..

Olcay Başkan Ofspor’a almak için değil, vermek için gelmiş olmasını, hayal olarak görülen projeleri iyi ilişkileriyle hayata geçirmesini, bütün kulüp başkanlarına bir ağabey oluşunu kalitesinin tescili olarak görüyorum. Gözleri kapatmakla gece olmaz. Profesyonel ve amatör ligde yer alan kulüplerin başkanları Olcay Başkan’ın başlattığı projeye destek vermeli!