Operasyon çocukları düğmeye bastı ve Akyazı'da Trabzonspor'a karşı siber saldırı yaptı. Şaşırdık mı? Tabii ki hayır. Belki de şampiyonluğun kilidini açacak bir maçtı Başakşehir maçı. Lider en yakın rakibi Konyaspor'la arasına daha fazla mesafe koyacak, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray'ın esamilerini artık ligdeki kayıt defterinden silecekti. Ama ne oldu? Bir ya da birkaç hacker operasyonun düğmesine bastı. Siopis ile mücadelesi sırasında Hasan Ali Kaldırım'ın bariz elle düzelttiği ve milyonların çıplak gözle gördüğü o net penaltı pozisyonunu ne maçı yöneten eyyamcı ve yardakçı hakem Halil Umut Meler gördü ne de VAR'da narkozun etkisinden çıkamayan Hakan Ceylan. Devreye giren hacker kim? TFF tarafından Trabzonspor'u resmen katletmesi için bu maça atanan Halil Umut Meler mi? VAR odasında devreleri yanan Hakan Ceylan mı? 85 milyon kişinin helal etmediği katkı paylarıyla şölen yapan TRT'de "Şeytan"ın avukatlığını üstlenip bu pozisyonda Siopis'in Hasan Ali Kaldırım'a nizami olmayan şarj uyguladığını iddia eden Rıdvan Dilmen mi? Yoksa izleyici kitlesi azalacağı endişesiyle yana yakına "Kaos Teorisi" tezi hazırlayan yayıncı kuruluş mu? Ya da "Ağır abi" rolünün figüranı TFF Başkanı Nihat Özdemir ve avanesi mi? Bir de o pozisyonun çapsız kahramanı Hasan Ali Kaldırım'ın, nalıncı keseri gibi kendine yontarcasına "Arkadan beni iten rakip oyuncu oldu, bilerek elle dokunmadım. Ayağımdan elime çarptı. Orada penaltı verilse, bütün Türkiye şey yapardı yani... Basit pozisyon, bence bunu burada sormanız ayıp" sözleri yok mu? Yuh yani! Yıllarca kurtlar sofrasına meze oldu Trabzonspor.

Gerek Federasyon gerek hakemler gerekse kulüp başkanları kanalıyla çarmıha gerildi, puanları gasbedildi. Şike ile şampiyonluğunun elinden alındığı o kara sezonla ilgili dosya henüz kapanmadı. Türk futbolu, ilk kez bu sezon ligin ilk yarısı itibarıyla üç İstanbul'dan arındı derken yine fabrika ayarlarına geri döndü. Yine kaos, yine ayak oyunları... Şike icat oldu, mertlik bozuldu. Ve hedef, her zamanki gibi büyüklüğü çekilemeyen Trabzonspor. Adamlar sofradaki tüm yemekleri yemişler, bulaşığa bizi koşuyorlar. Bungee jumping yapar gibi, iniyorlar çıkıyorlar ama uçurumun derinliğinin farkında değiller. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın. Her kim celladına aşık olursa olsun biz olmayacağız. Biz alın terimizle, hakkımızla, anamızın ak sütüyle büyüttüğümüz bu ruhu zirveden indirmeyeceğiz ve sezon sonunda dağa taşa "ŞAMPİYON TRABZONSPOR" diye yazdıracağız.

AVCI'NIN FARKI!

Süper Lig iyisiyle kötüsüyle sezon finali yaptı. Fırdöndü hakem Halil Umut Meler ve VAR'ken YOK olan Hakan Ceylan'ın görme engelli bir insanın bile penaltı diyeceği pozisyonu görmezden geldikleri maçta Başakşehir önünde iki puan bırakan Trabzonspor şampiyonluk eşiklerinden birini LİDER bitirdi. Geçen sezon 7 haftada ancak 5 puan toplayan Eddie Newton'un bir daha gelmemek üzere gidişinin ardından elinde pansuman beziyle(!) yara sarmaya gelen Abdullah Avcı adeta şapkadan tavşan çıkarıp takımı kısa sürede şaha kaldırdı. İlk sezonunda ligin diplerine demir atan Trabzonspor'u dördüncülüğe taşıyan Avcı'nın başarıları bu sezon zirve yaptı. Süper Lig'de devreyi 46 puanla lider kapatan Trabzonspor, 2005 - 2006 sezonunda Fenerbahçe'nin 45 puanlık rekorunu kırarak, ligde ilk yarılar itibarıyla en fazla puan toplayan takım oldu. 46 puanlı Trabzonspor en yakın rakibi Konyaspor'a 7 puan fark atarken ezeli rakiplerinden Fenerbahçe'nin 14, Beşiktaş'ın 18, Galatasaray'ın ise 19 puan önünde yer aldı. Trabzonspor 19 maçın oynandığı ilk devrede 14 galibiyet, 4 beraberlik, 1 mağlubiyet ve 22 averajla ligin beyi olduğunu belgeledi. Görünen o ki Avcı takımına balık yemesini değil tutmasını öğretmiş. İstanbul'un şımarık beyzadelerinin klavye kabadayılarının absürt komedi tarzında yazdıkları kurmaca oyunlar sayesinde ancak camekan süsü oldukları ligin yanından, ortasından, altından, üstünden geçen bir ruh vardı: O ruh Trabzonspor'un vücut bulmuş çelikleşmiş ruhuydu. Dut yemiş Kanarya'nın, kanadı kırık Kartal'ın, kağıttan Aslan'ın gol attıkları maçlarda bile mal bulmuş Mağribi gibi coştukları bu lig Trabzonspor'dan sorulur.

AĞAOĞLU'NUN CAN SİMİDİ

Başkan Ahmet Ağaoğlu'nun sağ kolu, can simidi... Kulübün her badireli döneminde, iğne deliğinden geçtiği zamanlarda Hızır gibi yetişiyor. Personelin bir dediğini iki etmiyor. Maaşsa maaş, primse prim, moralse moral... Yeni dönem itibarıyla asbaşkanlık payesi aldı. Artık yetki alanı ve sorumlulukları daha da büyüdü. Enerji sektöründe yaptığı dev yatırımlarla Türkiye'nin sayılı iş adamlarından biri oldu. Evet, Ertuğrul Doğan'dan söz ediyoruz. Aynı zamanda Trabzon Sanayici İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu ve Oltan Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi olan Doğan'ın son dokunuşları Trabzonspor'a hayat veriyor. Kulübün haksızlığa uğradığı her platformda kafasını giyotine koyan, gözünü budaktan sakınmayan Ertuğrul Doğan bir bakıma "hamilik" vazifesi görüyor. Onun her sözü bir senet, her yaptığı görev kutsi kabul ediliyor. Takımdaşlık, haldaşlık, yoldaşlık kavramlarını beyninde aynı potada eritip Trabzonspor'a en iyi hizmeti vermek için efor sarf ediyor. Meslek ahlakı onun temiz yüreğine, janti ceketine, kolalı gömleğinin üzerine yapışmış adeta. Kulübün etik değerlerini baş tacı yapmış. Bu yüzden kulüp yönetimi, personeli, takım ve taraftarlar tarafından çok seviliyor. Her fırsatta onlarla bir araya geliyor, artıları ve eksileri konuşuyor, neşter vurulması gereken bölgelerin haritasını çıkarıyor. Nitekim Trabzonspor'un Ağaoğlu başkanlığında elde ettiği başarılarda Doğan'ın da katkısı yadsınamaz.

AKLIMDAN ÇIKMAYAN SORU: EKİLEN TARLALAR KİME KALDI?

Yorgan gitti kavga bitti öyle mi? Yavuz hırsız ev sahibini hakikaten bastırdı ya bravo yargı sistemimize! Adaletin kestiği parmak bu kez acıyor. Kıyamet gelmeden birileri sura üfledi ya yazıklar olsun! Bitirimhane baronları, futbolun fotokopi çetesi parsayı toplayıp aralarında bölüşüp bayram ettiler ya haram zıkkım olsun! Suça ve suçluya göz yuman, başarısızlığı her türlü illegal yoldan meşruya dönüştüren düzeni ibra ederken şike mağduru bir kulübü ayaklar altına alan adaletin ataletini avuçlarımız patlayıncaya kadar alkışlamak düşer bize! Dezenformasyon süreci gaz kaçıran şişman tüple başladı. Tüpçü Federasyon Başkanı Yıldırım Demirören'in alengirli işler karşısında üç maymunu oynadığı, ekilen tarlaları nadasa bıraktığı bir hak arayışı sürecine son nokta koyuldu. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dönemin Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu, Şekip Mosturoğlu ile diğerleri hakkında verdiği beraat kararı Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından onandı. Güya 2010-11 sezonunun şampiyonu Fenerbahçe olarak tescil edildi. Çamura bulanmış şampiyonluk kupası şimdi resmen tertemiz, anlı şanlı maziye sahip(!) bu kulübün müzesinde. CAS, UEFA ve FIFA'nın, hatta Türk yargısının verdiği tüm kararlar hükmünü yitirdi, şikeyi belgeleyen çarşaf çarşaf tapeler, aylar süren hapis cezaları yargıcın iki dudağı arasında püf oldu. UEFA'nın şike yaftası vurduğu Fenerbahçe, Beşiktaş, Eskişehirspor ve Sivasspor pirüpak edildi. Yazık ya, adamcağızlar boşuna yatmışlar içerde! Boşuna sefil olmuşlar daracık tecrit odalarında. Ne de olsa "kader mahkumu" onlar! Şimdi kına yakarlar! Zafer onların! Ekip biçtikleri tarlaları da mirasyedi olarak bölüşürler artık. Eee hukuksal bir ortaklıkları var çünkü. Trabzonspor anasının ak sütü 82 puanla 2010-11 sezonunun şampiyonudur. Bunu kağıt üzerinde değiştirebilirsiniz ama vicdanlarda asla! Ve son sözlerim Tevfik Fikret'ten olsun: Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin; Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin! Efendiler! Pek açsınız, bu çehrenizde bellidir; Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı, kim bilir?

ŞAMPİYONUN AYAK SESLERİ

Süper Toto Süper Ligde bir ilk yaşandı. Süper ligde ilk devreyi lider kapatan Trabzonspor 46 puan toplayarak çok önemli bir başarıya ve rekora imza atmıştır. Bu başarıdan dolayı bir kez daha Abdullah hocamı ve futbolcularımızı ve tüm teknik heyeti canı gönülden tebrik ediyorum. Sizinle bir kez daha gurur duyuyorum. Başakşehir maçında Marek Hamşik’in performansı bütün Trabzonspor taraftarlarını gururlandırdı. Cornelius ve Dorukhan’ın direkten dönen şutları ve verilmeyen penaltımız bizi beraberliğe zorladı. Hadi şutlarımız bizim şanssızlığımız diyebiliriz, fakat yüzde yüz olan penaltımız nasıl verilmez? Bu inanılır gibi değil! Saha hakemi göremedi diyelim, bu VAR sistemi ne işe yarıyor? Bu tarz hamlelerle bizi durduramayacaksınız! Çünkü o sene bu sene arkadaşlar. Allah'ın da izniyle şampiyon olacağız. Hüseyin Türkmen abimin pas hatası da yüreğimizi ağzımıza getirdi. Yıllar geçiyor ama Hüseyin abim hatalarından ders çıkartmıyor gibi. Biz öz evlatlarımıza sahip çıktıkça onlar bizi yüzüstü bırakıyor. Edgar’ın da sakatlığından dolayı sezonu kapatmasına çok ama çok üzüldüm. Defanstaki göz bebeğimizdi o. Sakatlıktan dolayı oynayamayan tüm futbolculara çok geçmiş olsun diyorum. Ancak bir gerçek var ki şimdi devre arasına girdik. 2 yarıya eksiklerimizi ve sakatlıklarımızı tamamlayarak geri döneceğiz. Bu sefer de ne hakem, ne de başka hiçbir takım karşımızda duramayacak!

AMAN DİKKAT!

Trabzonspor’un Boluspor’la oynadığı Türkiye Kupası maçının hemen başında Akyazı tribünlerinde yer alan taraftarların yaklaşık 20 dakika Fenerbahçe aleyhine sinkaflı tezahüratlar yapmaları ve yönetim tarafından yapılan uyarıları kulak arkası etmeleri hiç iyi olmadı. Bu maçın ardından zaten Trabzonspor’u tefe koymak için fırsat kollayan Türkiye Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu belli ki yine ceza sistemini çalıştıracak. Şikeden kendilerini aklamak için yapmadık ayak oyunları bırakmayan Fenerbahçe’ye tepkimizi hukuksal platformlarda gösterelim ama Trabzonspor kulübüne zarar verecek girişimlerden kaçınalım. Koita’nın tek golüyle kazanılan ve tur atlanan Bolu maçında Bordo- Mavililer kendilerini fazla sıkmadılar, âmâ bizim için önemli olan lig şampiyonluğu.TFF’nin maçlara gelen temsilcileri ve gözlemcileri ufak bir kıvılcımı bile hemen rapor edip Trabzonspor’u  Disiplin kurulu  sevk ediyorlar. Ayrıca ulusal medyanın Fenerbahçe, G.Saray ve Beşiktaş başkanları ve bunların kalemşörleri köşeyi tutmuş sırtlanlar gibi pusuya yatmış bekliyorlar. Önümüzde uzun bir süreç var ve bu kritik süreci en az hasarla atlatmak için temkinli olmakta, sakin kalmakta fayda var. Tüm Trabzonspor taraftarını sağduyuya davet ediyorum. AMAN DİKKAT!

AKÇAABAT’TA BİR MARKA SEBAT KUYUMCULUK

Yücel Cumur. Yaklaşık 25 yıldan bu yana Akçaabat’ta kuyumculuk yapıyor. Akçaabat Sebat Kuyumculuk çok bilinen bir dükkandır. Bu kuyumcu dükkanı aslında merhum Trabzon Milletvekili Mustafa Cumur’la özdeşleşmiş bir işletme. Yücel Cumur, rahmetli Mustafa Cumur’un yeğeni. Yücel Cumur ağabeyi Tanju Cumur ile birlikte Sebat Kuyumculuk’u işletmeyi sürdürüyor. Yücel Cumur çok iyi bir esnaf. Akçaabat’ta çok seviliyor. Günün her saatinde dükkan tıklım tıklım. Sadece Akçaabat’tan değil Trabzon’dan da çok müşterisi var işletmenin. Yücel Cumur’un müşterileri ile iletişimi çok iyi. Cumur aynı zamanda tam bir gariban dostu. Çok yardımsever. Her nereye gitse eli boş gitmez. Hatta yöneticisi olduğu 1461 Soğuksuspor maçlarına da giderken elinde çantalar dolusu kurabiye ve pasta getirerek tribünlere dağıtır ve oradakilerin hayır duasını alır. Aslen Düzköy ilçesinin Çal Mahallesi’nden olan Cumur çok uzun yıllardan beri Trabzon Yeşiltepe Mahallesi Beşevler’de ikamet etmektedir. Bir nevi Yeşiltepe’nin de yerlisi sayılır. Yeşiltepe’de de çok sevilen Yücel Cumur mütevazi bir hayat sürdürmektedir. Ne diyelim Allah böylesine gönlü zengin kardeşlerimizin sayısını artırsın.