Mevlüt Çavuşoğlu AK Parti’nin kuruluşundan bu yana hep var.
 
2002’den beri milletvekili. 2013 sonunda AB Bakanlığı sonrasında Dışişleri Bakanlığı.
 
Başkanlıkla beraber bakanlık sayısı 16’ya düşse de Çavuşoğlu makamında kaldı.
 
İlk göreve geldiği dönemde bugün arasında çok farklar var.
 
Zaman zaman konuşulan kabine değişikliği iddialarında ismi hep geçse de ortaya koyduklarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tuttuğu bir isim oldu.
 
Siyaset farklı diplomasi farklı bir şey.
 
Türkiye’nin güneyi her gün yeni bir gelişmeye sahne oluyor.
 
ABD, Orta Doğu’da kendine biat isteyen bir anlayış içinde.
 
Türkiye buna itiraz ediyor. ABD’nin PKK, YPG ile işbirliği karşısında her türlü ekonomik operasyona rağmen dik duruyor.
 
Bakan Çavuşoğlu’nun böyle karmaşık denklemlerde ülke adına iyi işler çıkardığının altını çizmek gerekir.
 
Rusya ve ABD ile olan ilişkilerde mevkidaşları ile hep sıcak görüşmeler yaptı, diplomasisini başarıyla yürüttü.
 
Kimi zaman Erdoğan gibi rest çekmesini de bildi, Türkiye’nin onurunu ve karizmasını çizdirmedi.
 
Şu sözler onun:
‘Defalarca ABD'li muhataplarımıza yaptırım ve tehditlerin işlemeyeceğini söyledik.
Baskı yaparak istediğini alamazsın.
Dostane yaklaşırlarsa bu gerginliğe de gerek yok.
ABD'nin bu işlerin kovboy filmi olmadığını görmesi lazım.
Biz bir kovboy filmi oynamıyoruz veya çevirmiyoruz.
İki büyük ülke. Birbirimize saygı duymayı öğreneceğiz.
Bizim ABD'ye hiçbir yanlışımız olmadı bu yüzden 'Türkiye iyi bir dost olmadığını kanıtladı' kimse diyemez.’’
 
Avrupa’da nargile ve harem görüntüleriyle ikinci sınıf bir ülke olarak karikatürize edilen Osmanlı’dan dik duran, kafa tutan bir Türkiye’ye.
 
Çavuşoğlu, Antalyalı ve Antalya’nın turizmin başkentlerinden biri olması nedeniyle de bunu ülkeler arasındaki iyi ilişkilerde olumlu kullanmasını profesyonelce yürüttü.
 
Türkiye, dış politikada bir makas değişikliği içinde.
 
Rusya, Çin, İran, Ukrayna ile beraber hareket ediliyor.
 
ABD, bugüne kadar sadece darbe senaryolarında yer almadı, ekonomik darbelerde de açıkça tavır koydu.
 
Şunu diyorlar, ‘Siz S-400’leri almayın, F-35’lerin teslimini düşünürüz.’
 
Türkiye alternatifsiz değil, bunu görmek istemiyorlar.Zaman Türkiye lehine işleyecek.
 
Habercilik Başarısı
 
Rize’de önce dereye ardından denize düşen kurbanlık dana yüzerek Sürmene sahiline kadar geldi. 3 gün boyunca 22 km yol katetti.
 
Hem kesilmekten kurtuldu, hem de sahibine şöhret kazandırdı.
 
Olay dünya basınında bile yer aldı.
 
Şarkıcı Haluk Levent danayı satın aldığını açıkladı.
 
Bugüne kadar görülmüş şey değil.
 
Bu başarılı haberciliğin arkasında DHA ve gazetemizin eski muhabirlerinden Fatih Turan var.
 
İlgi çekici bir haber oldu, muhabirlerin sabah saatlerine dek bu haber peşinde koştuğunu duyduk.
 
‘Sabretti ama değdi’ denirya tam da böyle bir hikaye çıktı.
 
Fatih’i kutluyorum.