Samuel Morse 1835 yılında Mors alfabesini geliştirirken iletişim dünyasına çok farklı bir boyut getirmiş, bu andan itibaren insanın insanla olan iletişimi insanla eşya arasında da yapılmaya başlanmıştı.

İlk başlarda iletişimde üstün taraf insan görünmesine rağmen eşyanın özellikleri geliştikçe insanlar eşya karışında bazı durumlarda pasif nesneye dönüşmüşlerdir.

Eşyanın duygusu olmadığı için ölçütleri daha nesnel, daha sabit hatta daha adil olmaya başladı. Bir nabzın, ateşin ölçülmesinde iradesi ortadan kalkan doktorlar bile laboratuvardan gelecek sonuçlara göre hekimliklerini yürütmektedirler.

Eşyanın teknolojik bağlamda bu kadar ileri gitmesi hayatın her alanında ona mahkumiyeti artırmış, insanlar her işlerinde eşyanın yardımına muhtaç durumuna gelmişlerdir.

Eşya VAR adı altında nihayet futbol sahalarında da kendini göstermeye başlamış, böylece sahaların tanrısı konumunda olan hakemler iradelerinin bir kısmını kaybetmeye başlamışlardır.

Herkes Var sisteminin futbol oyunu üzerine geldiğini sanmaktadır. Halbuki bu sistem çoğunlukla hakemler üzerinden geliştirilmiş bir yapıdır. Hakemler VAR ile bir kısım salahiyetlerini kaybettiklerini görünce onun imkanlarını lehlerine kullanmaya, çok daha tehlikeli işler yapmaya başladılar.

Öğretmenlikte birçok kâğıt  okuma stratejisi bulunmaktadır. Bir öğretmen bir öğrenci kâğıdını iyi niyetle okur, o kâğıtta doğru cevabı arar, bulur ve de doğrular üzerinden o kâğıda yüksek not verebilir; ya da aynı kâğıdı kötü niyetle okur, (kimse kabul etmez ama bu tür hocalara rastlamak da mümkün) onda hata arar, bulur ve o kâğıda düşük not verebilir.

Şimdi VAR sistemi, hakemlerin de bazı kötü niyetli öğretmenler gibi davrandığını, olaylara onlar gibi yaklaştığını, bazı pozisyonlarda çok daha kolay karar verdiklerini gözler önüne sermektedir.

Eskiden saniyen karar vermek zorunda olan hakemlerin, şimdi VAR sayesinde dakikalarca araştırma yapıp özellikle kalabalık ceza sahası alanında istedikleri pozisyonu bulup onun üzerinde karar verdikleri görülmektedir. Bazı kararlardaki tutarsızlıklar insanları tedirgin etmekte, insanlar da ister istemez niyet okumaya başlamaktadırlar.

Böyle kararlar verilmeye devam edilirse hakemlere olan tepkiler daha da artacaktır. Şu anda salgın nedeni ile maçların seyircisiz oynanması, hakemlere rahat hareket etme şansı vermektedir. Yarın seyirciler sahaya doldurduğunda, böyle karar vermeye devam eden hakemlere çok daha sert tepkilerin olması kaçınılmaz olacaktır.

Çünkü eskiden insanlar hakemin kararlarını, yani hatalarını tartışıyordu, bundan sonra hakemlerin kararları değil doğrudan niyetleri tartışılacağı için hakemleri zor günler beklemektedir.

Maçı izleyen kişi taraftardır, zaten insan bir takımın taraftarı olmazsa kolay kolay maç izlemez.  Taraftardan, pozisyonların yorumunda tarafsız olmasını beklemek eşyanın tabiatına aykırıdır. Çünkü onlar mantıkları ile değil duyguları ile hareket etmektedirler.  Bu nedenle hakemlerin işleri çok daha zor, çok daha ağırdır. Çünkü hakemlerin taraf olan kişileri memnun etme şansları yoktur. Bu durumda kendileri çok daha dikkatli olmaları gerekirken, onların bazı konularda fahiş hata yapmaları, kendilerini çok daha zor durumlara sokmaktadır.

Hakemler bu tarz hataları işlemeye devam ettikleri müddetçe, eşya onların hakimiyet alanlarına daha fazla girecek ve belki birkaç zaman sonra robotların yönettiği ve robota dönüşmüş futbolcuların özel üretilmiş toplarla maç oynayacağı günler başlamış olacaktır.