Koymuş kavanoza bir dolu kokarca, getirmiş TBMM’deki Tarım ve Orman Bakanlığı bütçe komisyonuna.

“…Kampanya kapsamında toplanan böceklerin nerede tutulduğundan, kim tarafından sayılacağına, yarışmanın hangi bilimsel kriterlere dayandığından, bisiklet ödüllerinin törenle verilip verilmeyeceğine kadar pek çok ayrıntının belirsiz olduğunu” söylemiş ve getirdiği kavanozdaki kokarcayı bakana uzatıp “Sayın Bakan, kendi evladınızı bu kampanyaya dahil edermisiniz?” diye de sormuş, İYİ Parti Millet Vekili Yavuz Aydın.

Komedi bir ülkede yaşıyoruz arkadaş.

Valla haberim yoktu, çocuklara böyle bir kampanya düzenlendiğinden.

En çok kokarca toplayan çocuğa bir de bisiklet ödülü koymuşlar!

Allah’ım sen aklımıza mukayyet ol, ne düşündüğümü biliyorsun. Amin…

KADIRGA YALANI…

TRT 1 kanalında bir dizi oynuyormuş, Fatih Sultan Mehmet’in hayatını anlatan. Oradaki bir sahne bizim çokbilmişleri epeyce rahatsız etmiş. Sahne “Kadırga Yaylası” nda çekilmiş, vay sen misin çeken!

Fatih’in ayak izlerini takip etmişler, Kadırga’ya değmemiş.

Arkadaş ismi üzerinde , bu bir TV filmi. Onu öyle değerlendir, tarihe damga vursun diye değil, izleyicisine renk olsun diye gayret ediyor yazan arkadaşlar.

O dönemleri alaya alan, komedi filmleri hatta dizileri bile vardı eski Türkiye’de. Şimdi yayımlanan dizide gerçeklik arayan arayana…

Koca üniversite hocası bile “Kadırga Yalanı” diyebiliyor bu canım memlekette.

Bunların birde milletvekili vardı zamanında, Muhteşem Yüzyıl dizisinden rahatsız olmuştu. Gitti yüce meclise soru önergesi verdi. Dizinin yazarlarını uyardı, akıllı olun diye.

Yok biz akıllanmayacağız, bu çok net.

KADINA YÖNELİK ŞİDDET…

Trabzon’da Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü 25 Kasım dolayısı ile bir çok kurum kuruluş açıklama yaptı.

En güzeli AKP Kadın Kolları açıklaması idi, bu günü bir güne sıkıştırmayalım arkadaş demişler ve iktidarlarının kadına bakış açısını uzunca dile getirmişler. Mevcut iktidarlarında kadın istihdam oranı %36,6’ya, kadın girişimcilerinin oranı %18’e, parlamentodaki kadın temel oranının ise %20 seviyesine ulaştığının müjdesini vermişler. Bu açıklama aslında sadece buraya özgü değil, 81 İl’de eş zamanlı ortak açıklama imiş.

Kadına yönelik şiddet var mı açıklamada?

Elbette yok.

Türkiye’de 2025 rakamlarına göre kadınların %28,2’si psikolojik, %18,3’ü ekonomik, %12,8’i ise fiziksel şiddete uğramış. Ben demiyorum, bu rakamlar devletin kurumu TUİK tarafından açıklanmış. Yani kadınların yüzde 60’ı şiddete uğruyor.

AKP’nin sevgi pıtırcıkları da parlamento da kadın temsil oranı yüzde 20’e yükselmiş diye zil takıp oynuyor.

He güzelim, he…

DİKKAT ET PAPA…

Valla ben söyleyeyim, bizimkiler papa mapa dinlemez alırlar haberin olsun.

İnanmıyorsan Rahip Brunson’a sor, Silivri soğuktur Papa. Uğraştırma bizi. Trump’la düşeriz kavgaya, olan yine bize olur.

İznik ne alaka ayrıca? Neden İznik, İznik’te ne var? Araştırdım Galaylı Gazan okurları için.

325 yılında toplanan ilk Hristiyan konsüliyle Hristiyan inancının şekillendiği yermiş İznik, ama niye yıllar sonra bunu deşiyorsunuz arkadaşım?

Gezecek, görecek yer arıyorsan gel bak bizim Sumela’ya. Bayburt taşları ile yeniden inşa ettik. Hatta gel bak, Ayasofya’yı bile (aslında Fatih İstanbul’daki Ayasofya için demiş ama bizimkiler görev telakki etmişler) kiliseden nasıl minaresiz camiye çevirdik, gel gör.

1700.cü senesi imiş…

Ama sen yine de dikkat et Papa, alırlar içeri.

ÇOCUK NÜFUS DÜŞÜYOR…

Ülkede 40 yıllık gazeteci bile youtube kanalında bir konuşması nedeniyle 4 yıl hapis yatacağının bilinmesi umudun tükenmesi demektir. Niye çocuk yapsın ki aileler?

Ocak 2025 tarihinde 0-4 yaş arası nüfus 4.945.831 iken Ekim 2025 tarihinde 4.888.337’ye gerilemiş. Bence Milli Eğitim Bakanı sevinmiştir bu düşüşe. Buna paralel okul öğretmenine ihtiyaç azalacak çünkü.

Görüyor musunuz, ülkeye dayatılan yaşam tarzı gençleri küstürdü işte. Artık gençlerin hayalinde ne evlilik var ne de çocuk sahibi olmak, neredeyse sıfırlandı…

Ben tebrik ediyorum aileleri, şartlar düzelmeden masum canları acı ve sıkıntı dolu hayatlara mahkum etmemek akıllıca bir karar.

Bu ülkede hayata bir çocuk değil, sisteme bir rehin getiriliyor an itibari ile bu çok net.

Yetmez ama evet…

YENİ TURİST ARAYAN İL MÜDÜRÜ…

Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan, 2025 ilk 10 ayda 777 bini yabancı turist toplam 1.3 milyon yerli-yabancı turistin ziyaret ettiği Trabzon’da bu rakamların artması gerektiğini söylemiş.

Kentin takımının amigosu İstiklal Marşı okunurken elleri cebinde takılsın, Fatih’in bile aklına gelmeyip elimizdeki Ayasofya gibi bir kiliseyi, müzeden devşirip minaresiz camiye çevirelim, havaalanından Meydan’a taksi 2 bin lira yazsın, gelen turiste deniz kenarında köfte dağ başında alabalık ikram edelim hemde uçmuş fiyatlara, kentin ortasına beton park inşa edelim, su kentinde sahilde değil o meydanda su fıskiyeleri ile donatalım, Avrupa’dan gelen turisti 5 yıldızlı otelde sabah 4 de pasaport kontrolü yapalım, Gülcemal ve Akyazı (AK Kazık) adlı iki dolgu projesini sırtımıza hançerleyen yerel yöneticilerimize bu yetmiyor bir de denge olsun Yomra tarafında dolgu yapın uçan havaalanımız olsun diyelim, sonra da turist çağıralım Trabzon’a.

Çok beklersin, çooookkkk…..

FINDIĞIN DEĞERİNİ BİLMEMEK…

Dünyadaki fındık üretiminin ilk beş sırası açıklanmış, Türkiye tek başına açık ara birinci. Nerede ise dünya fındığının yüzde 70’ini Türkiye sağlıyor. Bunun da en büyük tarım alanı Karadeniz.

Giresun, Ordu, Trabzon, Sakarya, Samsun ve Bolu en çok fındık üretilen kentlerimiz.

Düşünebiliyor musunuz, bir tane ürünün var dünya genelinde üçte ikisini üretiyorsun ama fiyatını sen belirliyemiyorsun. Hele de fiyatına bakmadan niye doya doya yiyemiyorum ben fındığı? Önde yaprak, elde mızrak Afrikalımıyım ben? Dünya da böyle bir ülke var mı? Üretimde dünya birincisiyiz ama ülkemdeki canım vatandaşlarım pahalı diye yiyemez oldu!

Bunları sorabiliyor muyuz bizi yönetenlere?

Gerçi ülkemizin 3 bir tarafı deniz ama balık da yiyemiyoruz, gariban balığı hamsi hariç.

Tarım ve Orman Bakanlığı da okullarda bisiklet ödüllü “en fazla kim toplar kokarca” yarışması düzenliyor.

Fıkra bu kadar…

RİZE ÜNİVERSİTESİ’NDEN HABER BEKLİYORUM…

Mandalina hasadı yapmış Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesinin değerli Rektör ve akademisyenleri. Enstitü bahçesinde yetiştirdikleri mandalinaları bir güzel toplamışlar, afiyetle yemişler. (basından)

Tamam, afiyet olsun da ben hala cevap bekliyorum Sayın Rektör ve akademik dünya.

Geçen haftalarda yazılarımdan birinde değinmiştim, Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesinin değerli akademisyenlerinin bulduğu ve “Recepi”, “Eminea” ve “Velioglui” adını verdikleri 3 yeni sazan türü ile gelişmeler ne durumda?

Büyüdüler mi yavrular?

Siz mandalinaları yiye durun bizim aklımız sazanlarda.

Sazana gelmeyelim diyorum…