Türkiye Ziraat Odaları Birliği İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Başkanı(E) Ömer Demir’in CNN Türk’teki yayınlarını izliyorum.

5 dakikada gıdadaki fahiş fiyatların nedenlerini ve neler yapılması gerektiğini anlattı.

Sayın Demir Oflu hemşerimiz, gerçek bir vatansever, gerçek bir üretici yanlısı, halk dostu.

Anlattıkları inanılır gibi değil. Bu ülke TÜİK verilerine göre çiftçilikte yaş ortalaması 59’a da ulaşsa her şeye rağmen üreten bir ülkedir.

Ama ülkenin her tarafı yanıyor, bunlar tesadüf olabilir mi? Domates, salatalık, patlıcan, soğan, patates mevsiminde bu denli pahalı olabilir mi?

Dünyada petrol fiyatları geriliyor 140 dolardan bugün güncel rakamla 68 dolara düştü. Evet dolar çıktı ama nakliyeyi direkt etkileyen akaryakıt fiyatları son iki yıldır da nispeten sakin.

Gübresi, ilacı, tohumu, işçiliği her şey arttı ama bunun karşılığı bir üründe 100’de 500 kar nedir Allah aşkına..

Bu pahalılık neyin nesi?

Ömer Demir tabiri caizse hepsinin foyasını ortaya döktü. Gıdada meyve sebze fiyatları ve üreticiden tüketiciye kadar olan aradaki işlerde FETÖ’den söz etti. ‘Bunlar hâlâ buralarda etkin’ dedi.

‘’Ülkeyi 17-25 Aralık ve 15 Temmuz ile teslim alamadılar şimdi gıda ile teslim almaya çalışıyorlar, bu açıkça devlete karşı bir kasıttır’’ diyor.

Markette, pazarda fiyatları gören insan yarın hedefe devleti koyar, vatandaş arada ne olur biter bunu bilmez. Bu yaşanan vatandaşla devlet arasındaki bağı ve duygusal bağlantıyı kesintiye uğratmaktır.

Gıda tekelleri çiftçiye, ‘Siz üretmeyin her şeyi biz belirleriz, istediğimiz fiyattan alırız’’ tehdidinde bulunuyor.

Ürününü istediği fiyattan satmak isteyen çiftçinin önünü kesiyor. Yapılması gereken Tarım Kredi marketlerinin sahaya inmesidir, TMO’nun sahaya inmesidir.

Önceden belediyeler bu işe müdahildi, şimdi neredeler?

Demir, patlıcan, domates, limon ve biber fiyatları üzerinden fiyat uçurumuna dikkat çekti.

İddiasına göre, Limon bahçede 2 lira markette 200 lira. Aradaki 100 katı nasıl açıklayacaksınız?

Domates 3 lira markette pazarda 30 Lira, patlıcan 2 lira vatandaşa 40 lira.

Demir, tarımda yeniden reforma ihtiyaç olduğunu söylüyor.

Devam ediyor: Limonun 200 lira olması bu şifa deposunu, bu hale getirmek çok üzücü bir şey. Bunu 200 liraya markette gören üretici, dalını söküyor. Bu ne demek? Bir limon ağacı, 6-7 yılda verimli olmaya başlar. Bu, üretimin orada 6-7 yıl geriye gitmesi demektir. Biz buna yerinde denetleme, yerinde destekleme ve uzun vadeli planlama yapmak zorundayız ki bu sıkıntılardan kurtaralım. Bu yıl, limon para etti diye ertesi yıl oradaki çiftçiler limon ekimine yönlenebilir. Bu yıl, patates para etti, soğan para etti diye gelecek yıl çiftçiler ektikleri alanı daha fazla ekmek isteyebilir. Bunu, planlamak zorundayız biz. Böyle düzensiz olarak, devlet ne kadar destek verirse versin planlamayı ve kontrolü yapamazsak bu fiyat aralığını kapatamayız. Bu fiyat aralığı, artan maliyetlerden vardır ve birtakım kişiler, plan program yapar. Artan maliyetler var kabul; hiçbir artan maliyetin, yerinde 2 liraya satılamayan limonu, 200 liraya satması mümkün değildir. Bunun maliyetle ilgisi yoktur. Burada bir fahiş para kazancı, farklı vurgun vardır.”

Ne kadar kaliteli ürünlerimiz ve ne kadar kaliteli topraklarımız var. Bu toprakları planlı, programlı, bilinçli ektiremezsek işte bu yaşadıklarımızı yaşarız.

Bir ürünü ithal ederiz, bu sorunları yaşarız. Ürünleri biz üretiyoruz, ihracatını yapıyoruz bu sorunları niye yaşıyoruz? Bu sorunları yaşamamak için tarımda yeniden reforma ihtiyacımız var. Bakın, bu topraklarda değil bu ürünü, 10 katını üretecek imkanlara sahibiz.

Ömer Demir: ‘Gıda tekelleri çiftçiyi bezdirmek işinden bıktırmak arazileri ektirmemek istiyor. Hedeflenen bu. Yaklaşık 3-4 yıldan beri köylü ve çiftçinin ürettiği ürünleri çok daha pahalıya tüketiciye satanlarla bir mücadele veriyoruz.” diyor.

Demir’in ziraat, gıda, tarım ve hayvancılık üzerine söyleyecek çok sözü var. Söylediklerinin kapalı kapılar ardında kalmamasını temenni ediyoruz.