Trabzon Of doğumlu... Ayağında kara lastikleri, sırtında pejmürde giysileri olan tipik bir köy çocuğuydu o. Tüm yokluklara göğüs gerip kazandığı İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden başarıyla mezun oldu. Türkiye'de çeşitli gazetelerde genel müdürlük, köşe yazarlığı yaptı... İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde spor danışmanlığı görevinde bulundu... Başbakan başdanışmanlığı, Olimpiyat İcra Kurulu Başkanlığı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü ve tabii ki siyasi kariyer... Hani derler ya bir koltuğa on karpuz sığdırabilen nadir insanlardan biri...

Mütevazı, naif, çalışkan, yardımsever, ufku geniş, hatırşinas, ruhani duyguları yoğun bir kişi o... Kim mi? Mehmet Atalay... Namı diğer ÇİLİNGİR... Her kapıyı açabilen bir isim o. Şu sıralar baba ocağında inzivaya çekildi, kendini ülke gündeminden, toplumsal sorunlardan tamamen soyutladı. Ama durun! Misyonu daha bitmedi. Gidişi suskun olmuştu ama belli ki dönüşü muhteşem olacak. Aralık ayındaki Trabzonspor Kongresi’nde başkan adaylığına soyundu. Bunun için hem nabız yokluyor hem de dinleniyor. Ahmet Ağaoğlu'nun karşısına taş gibi bir rakip olarak çıkmak için münzevi bir hayat kurdu kendine. Kritik eşikteki kongre Ağaoğlu ve yönetiminin olduğu kadar Atalay ve beyin takımı için de çok önemli. Trabzon spor dünyasının benimsediği, sevdiği Mehmet Atalay hani derler ya tam bir biçilmiş kaftan. Ne dersiniz? Atalay portföyüne Trabzonspor başkanlığını ekleyebilir mi? Eee şu ana kadarki yaşam öyküsüne bunca başarıyı sığdıran Atalay için sürpriz olmaz.

SİMBA YAYLASININ AĞIR KONUKLARI

Geçtiğimiz hafta sonu daha önce Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Basın İlan Genel Müdürlüğü yapmış çok değerli spor adamı Mehmet Atalay, Trabzonspor’un efsane eski alt yapı hocası ve aynı zamanda A takım hocamız Sadi Tekelioğlu, spor alanında yaptığı başarılı çalışmalarla adından sıkça söz ettiren Türkiye Okul Sporları Federasyonu eski Başkanı ve şimdiki Trabzon Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Dairesi Başkanı Ayhan Pala, Türkiye Spor Yazarları Derneği Trabzon Şube Başkanı Selçuk Kılıç ile birlikte Akçaabat Akpınar Simba Yaylası’ndaydık.

1461 Soğuksuspor Başkanı, Trabzon ASKF Yönetim Kurulu üyesi Coşkun Öztürk ile abileri Muhammed, Mustafa ve kardeşi Serkan Öztürk dostlarıyla birlikte muhteşem doğasıyla adeta ziyaretçilerini büyüleyen manzarasıyla bütünleşen evinde bizleri ağırladı. Aynı köylü olan Trabzon Cumhuriyet Başsavcı vekilimiz de güzel sohbetiyle bizleri onurlandırdı.

Muhteşem doğa harikasının yanında 1400 rakımla Simba yaylasının karşısında Maçka’ya bağlı Türk Halk Müziği sanatçısı Volkan Konak’ın hecivere yaylası ile birlikte Boztepe, Karluk, Akçakale, Masla ve Akyazı Yıldızlı vadisini doyası ile seyredip hem yorgunluk hem de bol oksijen depoluyorsunuz. Yaylanın alt kısmında ise oluşan göletler DSİ tarafından yeniden düzenleniyor. Göletlerin yanı sıra Turistik tesislerin de yapılışı devam ediyor. Göletler ve tesislerin inşaatı bittiğinde Simba Yaylası Trabzon Turizmine büyük maddi katkı sağlayacak. Simba Yaylası gerçekten muhteşem. Ama gel gör ki yaylaya çıkan yol bir o kadar da berbat. DSİ yayladan geçen dereye gölet yapıyor. Göletin bitmesiyle Simba Yaylası’nın Uzungöl gibi turizm merkezi olacağına inanıyorum.

İş insanları ve dostları bizleri yaylalarında gerçekten çok güzel ağırladı. Misafirperverliklerinden ötürü kendilerine teşekkür ediyorum. Spor adamlarının yoğun olduğu toplulukta konu da tabi ki spordu. Burada sohbet etme imkanı bulduğumuz yöre sakinlerinin ortak görüşü söz verildiği halde yollarının yapılmaması. Akçaabat Belediyesi ve Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nden bu anlamda verilen sözleri tutmalarını istiyorlar. Biz de yerinde gördük. Köylüler gerçekten haklı. Trabzon ile Simba yaylası arası yaklaşık 43 km. Çok uzun sayılmayacak bu yoldan yaylaya ulaşım yaklaşık 2 saat sürüyor. Hakikaten uzun bir süre.

KAPTAN DEDİĞİN BÖYLE OLUR GELDİĞİ YERİ UNUTMAYACAK

Trabzonspor’un kaptanlığına getirilen kaleci Uğurcan Çakır geldiği yeri unutmuyor. Trabzonspor alt yapısından yetişen, çok çalışarak Türkiye’nin bir numaralı kalecisi olan ve Şenol Güneş, Onur Kavrak’tan sonra Bordo- Mavili takımın hem kalesini koruyup hem de kaptanlığa yükselen Uğurcan Çakır, 2020 Avrupa Şampiyonası’ndan sonra İsviçre’de bulunan eşi ve çocuğunun yanına gidip tatilini bitirdikten sonra soluğu Antalya’da devam eden Süper Lig 19 Yaş Altı Gelişim Ligi finallerinde mücadele eden Trabzonspor U19 takımında destek için tribünde yerini aldı. Kaptan Uğurcan’ın bu davranışı büyük takdir kazanırken işte kaptan dediğin böyle olur. Geldiği yeri unutmayan büyük kaleci. Trabzon ve Türkiye seninle gurur duyuyor. Allah yolunu açık etsin büyük kaptan…

OKEYLER SENLE BENİM ARAMIZDAKİ ZEKA FARKINI DENGELİYOR

Genç yaşta futbola nokta koyarak rahmetli Özkan Sümer ile birlikte Trabzonspor’da antrenörlüğe başlayan, nice yıldızlar Trabzonspor ve Türk futboluna yetiştiren Sadi Tekelioğlu ile her gün bir araya gelerek sohbetlerimiz yapıyoruz. Trabzonspor ile diğer takımlarda Teknik Direktörlük yaptığı yıllardaki anılarını anlatan Tekelioğlu, en çok da rahmetli Özkan hoca ile yaşadığı anılarını anlatıyor. Bir gün Özkan hoca malzemeci Ömer abi ile kampta idmanlardan boş kalan zamanlarında karşılıklı olarak kağıt oyunu olan elli bir oynuyormuşlar. Her el malzemeci Ömer abiye iki okey gidiyormuş. O da sürekli bitiyormuş. Rahmetli Özkan Hoca malzemeci Ömer abiye hemen lafı yapıştırarak, ‘Olsun evladım iki okey seninle benim aramda ki zeka farkını dengeliyor, rahat ol.”

ALT YAPININ MİMARI SADİ TEKELİOĞLU

Her hafta kale arkası zabıtları köşemde misafir yazar olarak yazılarını yazmaya devam eden 14 yaşındaki evladımız Efe Kaan Öztürk bugünkü yazısında Trabzonspor alt yapısına ömrünü veren Trabzonspor ve Türk futboluna sayısız yıldızlar yetiştiren duayen Teknik Direktörümüz Sadi Tekelioğlu’nu yazdı.

Sevgili sporseverler, bu hafta Trabzonspor’umuza yıllarca hizmet etmiş değerli Sadi Tekelioğlu hocamla beraberdim.

Sadi hocamız geçmişte Trabzonspor’umuza Yusuf Yazıcı, Abdülkadir Ömür, A. Parmak ve Uğurcan Çakır gibi çok değerli oyuncuların yetişmesinde büyük katkıda bulundu.

Ancak 2015’te altyapımızdan ayrıldığından beri ne yazık ki alt yapımızdan bunlar gibi değerli oyuncular çıkartamıyoruz.

Dolayısıyla ben anladım ki bizim altyapımızda Sadi hocam gibi bir hocaya ihtiyacımız var.

Aynı zamanda Sadi Hocamın U13’ten itibaren U21’a kadar bütün genç takım kategorilerinde ve TFF 1. Lig, 2. ve 3. Lig’de şampiyonlukları bulunmaktadır.

Ülkemizde bu istatistiği elinde bulunduran tek antrenör olma unvanını sürdürmektedir.

Sadece Süper Lig’de Şampiyonluğu bulunmamakta.

Bunun nedeni de bence diğer teknik direktörlere verilen şansın Sadi Hocama verilmemesiydi. Verilseydi şu anda Süper Lig’de şampiyonluğu mutlaka yaşamış olurduk.

Ben bütün donanımıyla ve vizyonuyla Sadi Hocamın Trabzonspor’da tekrardan altyapıya geçebileceğine ve geçmesi gerektiğine inanıyorum.

Bir Trabzonsporlu olarak Sadi hocamdan ve başarılarından dolayı her zaman gurur duydum. Gelecekte Sadi Hocamızı tekrardan altyapıda görmek ümidiyle. Sağlıcakla kalın…

EFE KAAN ÖZTÜRK

OBUZ EROL’UN GİDERAYAK ARKADAŞLARINA VASİYETİ

Faroz mahallesinin medarı iftiharlarından Gamış Orhan ve Burhan’ın kankaları Obuz Erol yıllar sonra mahallesinden çıkarak gurbet yolunu tuttu. İzmir’in tatil beldesi Çeşme Alacatı’da bir Restoran’ta aşçı olarak işe başlayan Obuz, gitmeden önce on maddeden oluşan veda vasiyetini yayınladı. Obuz Erol’un gurbete çalışmaya gitmesiyle Faroz ve kankaları Burhan ile Gamış Orhan öksüz kaldılar. Burhan ve Gamış Orhan birkaç gün içerisinde Küçük Emrah’ın boynu bükükleri filminin yerli versiyonunu mahallede çevirmeye hazırlanıyorlar.

İşte Obuz Erol’un sırladığı maddeler…

Ben obuz Erol olarak üç ay boyunca yapacak olduğum tatil süresince aşağıda yazılı olan isteklerimi yerine getirmenizi rica ediyorum.

1-Bahçede bulunan fasulyelerin Aydın abi tarafından bakılmasına ve olgunlaştığı zaman Aydın abi tarafından toplanması zeytinyağlı fasulye yapılarak Kemal’in damında aslan sütü ile yenilmesine.

2-Bahçedeki tüm çiçeklerin Erdoğan tarafından sulanmasına.

3-Oğlum Samet’in abur cubur yememesine dikkat edilmesine.

4-Gamış Orhan’ın her sabah namazından sonra balık dükkânın önünde bereket duasını okumasına

5- Tatilim süresince torunlarımın oyuncak parklarına Aydın abi ve Gamış Orhan tarafından getirilip gezdirilmesine..

6- Mahallede her türlü ölüm, hastalık, dedikodu anında tarafıma bildirilmesine.

7-Benden sonra yalan konuşanlara itibar edilmemesine.

8-Kemal’in kızının yavrularına Konstantin Turgay’ın iki günde bir kızarmış tavuk getirmesine, tüm büyüklerimin ve arkadaşlarımın ben dönene kadar bu çerçevedeki sorumluluklarını yerine getireceklerine inancım tamdır.

9- Beni örnek alıp kimse, kimsenin arkasından konuşup dedikodu yapmasın hayatta en kızdığım olay dedikodudur.

10-Son ricam bizlere doğru yol gösteren Baba Kartala su dahi verilmemesi hususi önemlidir.

Parayı alırsam işime devam ederim. Alamazsam döner gelirim diyen Obuz Erol’un İzmir Çeşme Alaçatı’da uzun süre duramayacağını söyleyen kankaları Burhan ile Gamış Orhan iki hafta süre vererek “Obuz bizim hasretimize dayanamaz kesinlikle geri döner” dediler.