Tekin Küçükali.
12 Eylül öncesinde ve sonrasında görev yaptığı dönemdeki duruşu ile ön planda olmuş.
İstanbul’da iş adamı iken Trabzonspor’un Genel Müdürü olarak çalışmış ciddi katkı sağlamıştır.
Küçükali, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığında Kızılay Başkanlığı yaptı.
Kızılay onun döneminde, depolarda malları çürüyen ve tartışılan Başkanlıktan kurumsallaşan dünyanın dört bir yanına çare üreten bir konuma geldi.
Sürpriz bir gelişme ile Bakanla tartıştı, konu Başbakana kadar ulaşınca da geri adım atmadı istifa etti ve kenara çekildi.
Şimdi iş dünyasında çalışmalarına devam ediyor.
Trabzon onun her zaman önceliği oldu
Hayden Sürmene’ye ile ilçedeki kültür hazinesini ortaya çıkardı.
İstanbul’da Başkanlığını rahmetli İbrahim Cevahir’in yaptığı Karadenizliler Vakfı da Tekin Küçükali’siz olmadı.
Hala da öyle.
Sözü geçen, ikna kabiliyeti olan, çözüm üreten bir lider.
Bazen derler ya, ‘Olmadı mı, olmuyor’
O nedenle siyasette herkese akıl hocalığı yap, onlar vekil ve bakan olsun ama Tekin abi olamasın.
Nasip diyelim.
Önceki gün Trabzon’un Ticareti ve Yatırmları ile ilgili yazdığım yazıyı okumuş.
Sabah aradı.
Yazıma eleştiri yapacak sandım.
Tekin Küçükali Harun Yavruoğlu’nu okurken büyük keyif alır.
Bana taş atar ve Harun beye de ‘Yusufa söyle, azıcık ısırsın’ der.
Yavruoğlu’nun sağlık durumunu sordu. İyi olduğunu öğrenince çok mutlu oldu.
Sonra d a yazımın son satırı bana okudu.
‘Trabzon’un, birilerinin adamı olmayan çok adama ihtiyacı var!’
Bu söz senin sözün mü dedi,
‘Evet’ dedim.
İlk kez benim sözüm olarak sütuna geçtim.
‘Yusuf seni kutluyorum. Bu söz Trabzon’un son 30 yılda yaşadıklarına ışık tutan, onları tek kelimede anlatan bir sözdür, tarihe not düştün, bil’dedi.
Devam etti: ‘Trabzon’un sorunu bu sözde gizlidir.
Trabzon’un kısır çekişmelerini anlatan muhteşem bir ifadedir bu.’
Sonra bir daha okudum.
‘Evet, Sayın Küçükali doğru söylüyor’ diye kendi kendime fısıldadım.
Gazeteciler zaman, zaman tarihe not düşerler.
Örneğin,
‘Türk futbolunun Trabzonspor’a 3 şampiyonluk borcu vardır.’ sözü.
O sözde önemli bir sözdür ve kamuoyunda tutmuştur.
O sözü ilk kez Ankara’da Trabzon etkinliklerinde seslendirmiş biriyim.
Salonda çok az kişi vardı ama alkış sesleri tribün edasında yankılanmıştı.
Tekin Küçüakali’nin araması bizi takdir etmesini önemsedim.
Trabzon gerçekten siyasette, sporda, iş dünyasında gruplaşmış.
Birşey söylüyoruz. Ortak akıl diyoruz ama paramparça bir akılla yaşıyoruz.