Avusturya kampında Torino ve Empoli maçlarındaki Trabzonspor ile Sivasspor ile oynanan Süper Kupa maçındaki Trabzonspor arasında gece ile gündüz arasında fark vardı.


Abdullah Avcı’nın sistemine terfi etmesi belli ki Trabzonspor’a çok yaramış. Ligin başlamasına sayılı günler kala, belki Bordo-Mavililer takım anlamıyla lige hem hazır, hem de futbolcuların isteği ve arzusunu beğendim.


Sivasspor ile oynanan Süper Kupa maçında Abdülkadir Ömür sahanın en iyisiydi. Enerjisiyle takıma güç verdi. Sağbek Larsen sol bek Erhan Elmalı da performansları göz doldururken, mecburen sol kanatta mücadele eden Trezeguet fena değildi.


Hugo savunmada güven verirken geçen senenin flaş ismi Dorukhan için bir şey demeye gerek yok. Aynı performansını ve enerjisini sahanın neresine koyarsan koy eksiksiz devam ediyor. Kaptan Uğurcan zaten Trabzonspor’un olmazsa olmazı, Allah nazardan sakınsın…


Bakasetas istekli ama verimli olmazken Visca ise geçen sene ilk geldiğinde oynadığı futboldan yine uzak. 34 yaşındaki Hamşik tam bir joker ama fazla efor harcadığından her topun kendisine atılmasından dolayı erken yoruluyor. Sağ stoper alındığı takdirde orta sahaya Dorukhan kaydırılırsa, Siopis de buraya monte edilirse Trabzonspor’u tutana aşk olsun. Kuzeyin gol kralı Cornelius’u anlatmaya gerek yok. Bordo-Mavili yönetim kamuoyunda ismi geçen oyuncuları transfer ederse ve Süper Kupa maçında Sivasspor karşısında ilk 20 dakikadan sonra oynadığı futbolu oynarsa bu sene de Trabzonspor şampiyonluğun en büyük adayıdır.

HER KULÜBE BİR DOĞAN LAZIM

Trabzonspor, Şampiyonlar Ligi elemeleri Pay-Off turunda Danimarka ekibi FC Kopenhag ile eşleşti. UEFA'nın daha önce açıkladığı takvime göre Play-Off turu ilk maçı 16-17 Ağustos, rövanşı ise 23-24 Ağustos tarihlerinde oynanacak. Takımımız, Play- Off'u geçmesi halinde gruplara katılacak ve büyük bir gelirin de sahibi olacak. BÜYÜK GELİR ELDE EDECEK Önemli kısım burası çünkü Trabzonspor’da diğer takımlar kadar olmazsa da kendine göre büyük bir borç batağında. Trabzonspor bunu başarabilir mi? Daha zorlarını başarmış bir kulüp kültürüne sahip bir takım için EVET BAŞARABİLİR. Fakat sorulması gereken soru. Neden gruplara kalmak bu kadar önemli. Neden? Neden, hedef ilk sekiz takım arasına kalmak değil? Çünkü şu an en büyük başarı PARA. Kulübün kasasına para girmesi. Aslında bir kısmı ile de doğru bir düşünce PARASIZ bir şey olmuyor. Şunu da bilmek gerekir parayı yönetmek kazanmaktan daha büyük bir bilgi ve beceri istiyor. Ya olmazsa korkmayın Başkan Ahmet Ağaoğlu’nun dediği gibi "her kulüpte ERTURUL DOĞAN gibi bir adam lazım." Trabzonspor yıllarca transfer ayında yabancı konusunda her sene sıkıntı yaşardı. Yurtdışı kampı başlardı yabancı transferler kampa, yetişemezdi. Bunun sıkıntısını yıllarca Bordo-Mavili takım çekmiştir. Son dört yıl içerisinde artık yabancı transferinde sancılı günler yaşanmadı.

Sebebi ise Ertuğrul Doğan gibi gözünü budaktan esirgemeden tuttuğunu koparan bir yöneticinin olması. Avcı’nın istediği oyuncuları şıp şak yapıp alıp getiren bir yöneticiye sahip olduğu için... Doğan'ın özellikle Asbaşkan olmasından sonra omuzlarındaki yük kat be kat arttı. Vitor Hugo, Visca, Hamşik, Trezeguet, Cornelius, Koussai, Siopis, Bakasetas, Erhan Elmalı, Doğucan ve Larsen’i hemen transfer edip Trabzonspor’un bünyesine kazandırdı. Bugün tüm takımlar ekonomik sıkıntı yaşarken, Trabzonspor’da Ertuğrul Doğan sayesinde maddi sıkıntıyı biraz olsun aşmış durumda. Ne diyor Avcı, Süper Kupa alındıktan sonra, “Yönetim kurulumuza çok teşekkür ederim. İstediğim transferlerin çoğu kamp öncesi gerçekleşti.”Şimdi bu işin arkasında kim var? Tabii ki, Ertuğrul Doğan gibi güçlü bir yönetici var. Sadece para veren değil var olan parayı da kreatif bir şekilde yöneten değerli bir yönetici. Onun için şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, "Trabzonspor için iyi ki varsın Ertuğrul Doğan."

ALTYAPININ BAŞINDA İŞİN MUTFAĞINDAN GELEN YÖNETİCİ OLMALIDIR

Spor alanında, altyapıların değerli olması için sadece birilerinin altyapıları önemli görmeleri yetmez. Altyapıların değerli olması için öncelikli koşullarından birisi de altyapı aktörlerinin kendilerini değerli kılmalarıdır. Çünkü̈ değerlilik yeterlilik, düşünce ve eylemlilik tutarlılığından Her problemin ve olumsuzluğun nedenini kendisi dışında görme alışkanlığı ve anlayışı kendimizi sorgulamamızı ve geliştirmemizi engellediği gibi eksik ve yanlışlarımızı görmeyi de engellemektedir. Türkiye’deki büyük kulüplerinin sadece sponsor bulmakla bu faaliyetleri sürdürmeyeceği gün gibi aşikardır. Dolayısıyla kulüpler altyapılara önem vermeli.

Bordo- Mavili takımın Akyazı Spor Kompleksi’nde çok güzel tesisleri var. Her şey dört dörtlük. Başında akademisyen bir hoca var. Her şey buraya kadar tamam. Eksik olan ise Trabzonspor yönetiminden donanımlı, işi bilen, çekirdekten gelen yöneticinin alt yapının başında tek yetkili, sorumlu yöneticinin olmaması. Bu konuda isim vermeye gerek yok. Bu işi iyi bilen, amatör kulüp yöneticiliği yapan ismin alt yapının başına tek yetkili yönetici olarak getirmelidir. Bu konuda Başkan Ağaoğlu ve Asbaşkan Doğan’ın daha beklemesine gerek yok. Alt yapı sorumluluğunu, işin mutfağında yer alan, yıllarca emek harcayan yöneticiye verilmesi yeter. Trabzonspor altyapısının böylece yeni ufuklara yelken açacağına inanıyorum.

DOĞDUĞU YER ŞİMDİ BETON YIĞINI

Trabzonspor’da yıllarca sicil kurulu başkanlığı görevinde bulunduktan sonra şu anda divan kurulu yönetiminde yer alan mesleğimizin duayen isimlerinden eski Anadolu Ajansı Bölge Müdürü Osman Çavuşoğlu abimizin kaleme aldığı Ziya Bey yazısı. Hikâye bu ya... Ziya bey sahası... kimler geldi kimler geçti buradan... Çocukluğumuzun güzelliklerini yaşadığımız yerler. Kimleri tanımadık ki oralarda. Trabzonspor’u Trabzonspor yapan değerler hep oradan geçti. Sadi Tekelioğlu, Krem Yavuz, Sakal Recep, Güngör, Bilal ve Eryaşar abiler, Kaleci Yalçın, Servet, Hüsnü ve Raci Özkara kardeşler, Kahveci Recep ve Muharrem kardeşler Tabut Ali, Hami, isimlerini sayamadığımız daha niceleri... Rahmetli Özkan Sümer ile yapılan karşılıklı takımlar ve ıskaları...

Duvarların üstleri ve bibil ağaçlarında hepsi birbirinden güzel maçları seyrederken, zevkin doruğuna ulaştığımız günleri unutmam. Mümkün mü? Hem de yokluğum kol gezdiği zamanlarda. Gazete sattığımız günlerde hesapları verdiğimiz Ziya Bey sahası daha nelere kadir olmuştur. Ünsal Özel'in hesap alırken 4 numaralı babamın oğlu İdmangüçlü Salih'e söyledikleri hala kulaklarımızda çınlıyor. Demem odur ki temel taşların kurulduğu Ziya Bey sahasının yerinde şimdi yeller esiyor. Rahmetli Haluk Ongan'ın sahibi olduğu bahçeye düşen topları alabilmek için duvarlara tırmanıp, ağaçların üstünde dakikalarca köpek korkusu yüzünden beklediğimiz günleri unutamayız. Hele İsa Turan'ı Sadi'ye teslim ettiğim günlerde bana söylediği sözleri... Değerlerimizin yetiştiği yerde şimdi yeller esiyor. Doğduğumuz yer şimdi beton yığını olarak yüzümüze tükürüyor. Selam olsun Trabzonspor'un doğduğu Ziya Bey sahasına...

SÜPER ŞAMPİYON

Şampiyon uzun bir aradan sonra resmi bir maça çıktı. Hazırlık maçlarında çok başarılı performans gösterememesine rağmen maça başlamadan hazır olduğunu belirten Trabzonspor, taraftarı heyecanlandırmıştı. Ben de bu heyecanlı maçı kuzenim Ahmet Safa Öztürk ile birlikte izleyip maç hakkındaki yorumlarımı da bu hafta onunla beraber kâğıda döktük. Maça iyi başlayamayan Trabzonspor, taraftarını biraz umutsuzluğa sürüklemişti ki uzun süredir taraftar olarak özlediğimiz heyecanı Cornelius un 37. dakika da attığı golle yeniden bulmuştuk. İlk yarıyı böyle bitirmeyi başaran Trabzonspor ikinci yarıya bomba gibi başlayarak 51. dakikada yeniden Cornelius sahneye çıkmasıyla ikinci golü bulmuştuk. Ardından yine durmayan Trabzonspor adeta taraftara biz, şampiyonunuz sahalara geri döndü imajını vererek yeni transferimiz Larsen ile üçüncü golü attık. Artık rakibin fişini çekmiştik. Maçın bitimine doğru oyuna giren ve bu sene bize çok farklı bir Koussai’yi izleteceğini anlatan hücum oyuncusu.

Artık bitmiş Sivasspor’u darmadağın ederek peşpeşe iki penaltı kazanmamıza vesile oldu ve Bakasetas'ın attığı bu penaltı golü ile durumu 4-0’a taşımış olduk. Maçın uzatma anlarında gelen ikinci penaltıda ise şans genç oyuncu Emrehan GEDİKLİ'ye verilmişti. Ancak topun başına geçen genç oyuncu biraz heyecanlanmış olmalı ki zayıf bir penaltı vuruşuyla şansı değerlendiremedi. Artık maç bitmişti ve "ŞAMPİYON" bir kupa daha kazanmıştı. Maçın en değerli oyuncusu ödülünü kazan Cornelius mükemmel bir performans sergiledi. Yeni transferlerden Eren Elmalı ve bir golün sahibi Larsen’i de kutlamak gerekiyor. Çok iyi bir görüntü sergileyip taraftara güven verdiler. Şampiyonun bu başarısını kutlar devamını dileriz.

GÜLCEMAL ZÜLCEMAL OLMASIN!

Burası ne Bodrum ne Marmaris ne Datça ne Antalya ne de Kuşadası… Burası Trabzon’un en meşhur mahallesi Faroz! Öyle sıradan bir mahalle değil. Değil Trabzon'da Türkiye'de, hatta dünyada dahi isim yapmış bir mahalle Faroz. İnsanların asırlarca denize girip, serinlediği, balık avlayıp doyduğu ve bu nedenle de balıkçıkla ön plana çıkmış bir marka Faroz. Biz de burada büyüdük, burada serinlemek için denize girdik, denize olta salladık hatta midye toplayıp, tavasını yapıp yedik. Faroz, Yenimahalle ile Ayasofya altında kalan kesimin adı. Yüzmeyi dahi bu sahilde öğrendik. Sonra gün geldi, kentin çokbilmiş atanmış yöneticileri bu sahilimizi bir yol davası uğruna bitirdiler. Bununla da yetinmeyerek, Beşirli sahilinden Ayasofya Müzesi’nin altına kadar Gülcemal diye uyduruk bir sözüm ona bir proje uydurdular!

Sonra da burayı dolgu sahası yaptılar. Öyle ki döngüyü de önünde tahkimat yapmadan yaptılar ve birinci sınıf tarım toprağı da olmak üzere ne bulduysalar denize dökmeye başladılar! Ama doğanın tıpkı ondan da olduğu gibi kendi kendini tedavineyse özelliği nedeniyle 950 dekar alana milletin denize girebilmesi için bir kumsal yaptı! Biz şimdi ailelerimizle birlikte yeni oluşan kumsalda denize girip tadını çıkartıyoruz. Ama gelin görün ki oluşan kumsal ve pislikten geçilmiyor! Denizin millete bir lütuf olarak sunduğu bu güzelim kumsal maalesef ki kaderine terk edildi! Kumsalın pisliğini gören yok. Ve en önemlisi bu halka açık alanı bazılarına rant kapısı yapmayın! Hiç olmazsa kentte milletin nefes alacak, bir çay bir içecek yeri olsun. Benden söylemesi.

NE DEMEK İSTİYORSUNUZ!!!???

Türkiye Futbol Federasyonu 2022-2023 sezonunda düzenleyeceği antrenör kursları ücretlerini belirlemiş… Belirlenen rakamların uçuk olmasından dolayı antrenör camiasından çok büyük tepkiler var fakat öyle görünüyor ki bu durum TFF’nin umurunda bile değil… Antrenörlüğe adım atmak isteyen bir aday antrenör en az 7 bin 500 TL kurs ücreti yatırmak zorunda, rakamlar 200 bin TL’ye kadar çıkmakta. UEFA A belgesi almak isteyen bir antrenör 60 bin TL’yi nasıl bir araya getirebilir ya da kaç antrenör bu paraları denkleştirebilir. Yaşam şartları ve kulüplerin durumları ortadayken antrenörlerden bu paraları talep etmek akıl alır gibi değil…

Sanırım TFF şunu demek istiyor; “Benim kurslarıma herkes gelmesin, parası olan (zengin) kişiler antrenör olsun gerisi sürünsün…” Ülkede antrenörlerin al(ama)dıkları ücretler ve antrenörlerin çalışma şartları herkesin malumu, TFF acilen TÜFAD Genel Merkezi ile bir araya gelip yeni bir düzenleme yapmalı ve rakamları ödenebilir seviyeye çekmeli, aksi takdirde işler daha da kötüye gidecektir.. Kimse ölü taklidi yapmasın, Türkiye’de antrenörlerin ciddi sorunları vardır ve bunu çözecek kurumlar TFF ve TÜFAD Genel Merkezi’dir. Rutin toplantıları ve ziyaretleri herkes yapar, asıl iş üyelerle şubeleri karşı karşıya getirmeden antrenörlerin sorunlarını çözmektir. Sorun ortada duruyor, hadi buyurun…