Bundan 106 yıl önce güzel şehrimiz Trabzon, Ruslar tarafından işgal edilmişti. Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıcından itibaren Rus donanması tarafından sürekli bombardımana maruz kalan Trabzon, 1916 yılının Nisan ayına gelindiğinde işgalin acı tecrübesini yaşamak durumunda kalmıştır.

Trabzon’un işgalinden hemen önce şehirde yaşayan Türk ve Müslüman ahali, kenti terk etmeye başlamıştı. Kimisi gemilerle kimisi at sırtında kimisi de yayan bir şekilde muhacirliğe çıkan binlerce Trabzonludan birçoğu bir daha geri dönememiştir. Doğduğu toprakları terk etmek zorunda kalan Trabzonlular, bu olayı acı bir türküyle dile getirmişlerdir:

Trabzon’dan çıktım başım selamet

Çavuşlu’ya vardım koptu kıyamet

Arkadaşlar kaptanıma emanet

Bu ayrılık şimdi de büktü belimi

Zalim düşman yaktı da yıktı evimi

Trabzon’un acı dolu işgal günleri yaklaşık 2 yıl sürmüştür. Bu zaman zarfında Ruslar, Trabzon’u kendi askeri hedefleri doğrultusunda inşa etmeye başlamışlardır. Ruslar, şehrin imarı bahanesiyle Türk ve Müslüman yapılarını yok ederken Rum yapılarına dokunmamıştır. Ruslar ilk olarak bugünkü Maraş Caddesi’ni açmıştır. Fakat bu sırada herhangi bir plana ve programa dayanmadan önlerine gelen evleri yıkmışlardır. Daha çok Müslüman yapılarını kendilerine hedef olarak belirleyen Ruslar, Meydan’ın daha aşağısında Rumların çoğunlukta olduğu Kemerkaya Mahallesi’ne ise dokunmamışlardır.

İşgal sırasında Rus askerleri şehirde define bulmak amacıyla önlerine gelen her yeri yağmalamıştır. Zira Rus işgali günlerinde Trabzon’da hemen her köşe, her ev tahrip edilmiştir. Başta boş olan Müslüman evleri olmak üzere, cami ve mescitler bu yağmadan nasibini almıştır. Mesela Gülbahar Hatun Türbesi’nin içine giren Ruslar, burada gördükleri değerli eşyaları çalmışlardır. Eski Trabzon valilerinden Kadri Paşa’ya ve Kumandan Hamdi Paşa’ya ait türbelerin sandukalarını yıkan Ruslar, para bulmak ümidiyle buraları tahrip etmişlerdir.

Trabzon’un işgalinden en fazla zarar gören yapılar ise camilerdi. Zira Ruslar Müslümanların kutsalına saygı göstermemişler camileri ahır olarak kullanmışlardır. Mesela bugünkü Gülbahar Hatun Cami’nin içi hayvan barınağı haline getirilmiştir. Aynı kaderi paylaşan bir başka yerİç Kale camiydi. Ruslar, camileri ahır olarak kullanırken diğer yandan camilerin iç duvarlarına müstehcen resimler çizmişlerdi. Trabzon’da camiler dışında başka binalar da ahır olarak kullanılmıştı. Ruslar Trabzon’a getirmiş oldukları çok sayıda hayvanı saklamak için bazı evlerin en üst katlarına kadar çıkarmışlar ve bunun için de iskeleler kurmuşlardı.

               

Bolşevik Devriminin ardından kenti terk etmeye başlayan Rus askerleri giderlerken önlerine gelen her yeri yağmalamışlardır. Zira işgalin bittiği 24 Şubat 1918 tarihinden sonra kente geri dönenler, gördükleri manzaralar karşısında adeta kahrolmuşlardır. Dillere destan güzelliğiyle hemen her görenin hayran kaldığı Trabzon şehri işgalin ardından artık adeta harabeye dönmüştü.  Tüm bunların yanında işgal sonrası Trabzon, dayanılmaz derecede pis bir hale gelmişti. Sokaklarda, burun deliklerini kapatmadan yürümek mümkün değildi. Pisletilmemiş hiçbir hane ve dükkân yok gibiydi.

               

106 yıl önce 18 Nisan 1916 günü başlayan Rus işgali, ardında derin acılar bırakmıştır. Bugün bazı kimseler, Rusların işgal yıllarında halka çok iyi davrandığını, şehri baştan aşağıya imar ettiklerini iddia etmektedirler. Bu iddialar maalesef tarihi gerçeklerle örtüşmemektedir. Zira Trabzon’un Ruslar tarafından işgali maddi manevi büyük kayıplara yol açmıştır.