Herkes anlaşılmak istiyor. Annem anlasın, babam anlasın, arkadaşım çocuğum dostum anlasın derken beklentiler içinde debelenip duruyor insan hem iç dünyasında hem dış dünyasında!

Var elbet hepimizde bu duygu düşünce varda biz ne kadar anlıyoruz karşı tarafın bize ne anlattığını yada anlatmak istediğini.

Yine kapılar beklentilere çıkıyor “yaw arkadaş ne deli duygu şu beklenti” bir türlü gidemiyor zihnimizden!Galiba birazcıkta empati yeteneğimizi kaybettik! Empati denilen şeyi ziyadesiyle yapabilsek sanırım daha sakin gidecek yaşam çünkü empati duygusu kişinin kendisiyle bi’nevi yüzleşmesidir kendisini durdurmasıdır karşı tarafı algılamaya yardımcı en hazinevi yetenektir!

Yetenek diyorum ben empatiye çünkü gerçekten bu düşünceye hakim olmak meziyet gerektirir ve toplum olarak bence bu yeteneğe sahip değiliz!

 Kimse baskın çıkmasın ben empati kurabiliyorum diye, yok canım sen ben o empati kuramıyoruz  kurabilsek kopuk ve egoist bir yaşam yaşamayıp mutsuz olmayız!

Oysa değişmemiş haliyle dünyanın içinde bir zamanlar en yetenekliler bizlerdik!

Birilerinin yaşadıklarını ciğerimizden hisseder hüznüyle hüzünlenip yokluğuyla derlenip sevincine ortak olurduk! Kapıldık gittik ego savaşlarında!

Kapıldık gittik minicik ekranların boş ve sahte dünyalarına!

Kapıldık gittik “önce ben, bu benim hayatım safsatalarına”!

Ne oldu bizim Merhamet ve Vicdan duygumuza?

Nerde kaldı anaların babaların vasıfları?

Nerde kaldı dostların vefaları?

Nerde kaldı güleryüz edaları?

Değişmeyen tek şey değişim diyerek bir yerlerden başlamak gerek azıcıkta olsa düşünmeliyiz vedahi şapkayı öne indirmeliyiz ki ben özümü kaybettim! Yapamadığımız müddetçe bunu ne anlayabiliriz ne anlaşılabiliriz!

Bu kadar net bence!