İkinci yarı maçlarının genel görüntüsüne baktığımızda Trabzonspor’un çok kötü performans sergilediğini söyleyebiliriz.

Bu hafta ki rakibimiz Gençlerbirliği ise şu anda en formda ekiplerden birisi olarak göze çarpıyor.
Hatta bu maçtan önce hafta arası kupa maçı oynayan Gençlerbirliği’ne karşı biraz olsa da avantajlı taraf Trabzonspor olarak görünüyordu.

Çünkü rakibimiz haliyle maça yorgun çıkmıştı.

Fakat bu yorgunluğu Gençlerbirliği’nde değil de Trabzonspor’da gördük.
Maça daha istekli başlayan ve kazanma arzusu Trabzonspor’dan daha çok rakibimizdeydi. İlk yarıda sadece cılız bir gol girişimimiz oldu.

45 dakikanın görüntüsünün hepsi bu kadardı.

Rıza hoca oynanan oyundan ve neticeden memnun olacak ki aynı 11’le ikinci yarıya başladı.
Buna karşı Gençlerbirliği ikinci devreye pozisyonlarla başladı. Çok da net goller kaçırdılar..Trabzonspor 81’de penaltıdan da yararlanamadı.

Uğur’un kullandığı atışı kaleci nefis bir refleksle çıkarmayı başardı.

Rıza hocanın yanlışlarına bakın Bero’nun defansif anlayışlı bir oyuncu olduğunu biliyoruz.
Fakat Rıza efendi tam tersini söylüyor. Bunun yanında Durica kulübede oturuyor. Onun yerine Uğur oynuyor.

Daha önceki maçlarda gördük ki Abdulkadir sağ kanatta başarılı oluyor. Ama hoca Bero’yu oynatmak için onu ısrarla solda oynatarak yok etmeye çalışıyor.

Rıza hoca artık her maçta beraberlik olsun da 1 puan benim olsun da benim olsundüşüncesi içinde. Bu düşüncesini de kurduğu kadrolardan anlamak mümkün. Hocamızın isteği ne şiş yansın, ne kebap misali. Atamıyoruz aman gol de yemeyelim. Maçın genel yorumunu yaparsak; oyunun tam hakimi ve üç puanın sahibi Gençlerbirliği olmalıydı. Biz alınan bir puana göbek atmamız lazım. Çok kötü oynadık, farklı yenileceğimiz bu maçtan bir puan aldığımız için kendimizi şanslı görüyorum. Rıza hocayla beraberlikler takımı unvanını da elimizde bulunduruyoruz.