Türkiye ile Japonya ve Japonya ile Ordu ve Ünye’nin dostluğu Ertuğrul faciasından buyana çok derindir. Zira o faciada hem Ordu hem de Ünye’nin şehitleri vardır ve bu şehitleri her yıl Ünye Topyanı’ndaki Türk – Japon dostluk anıtında anıyoruz.

Bu dostluğu artırmak için her türlü çabayı gösteriyoruz. Japonlar çok samimi ve hümanizmi yaşayan ve Türkiye’nin dostluğuna büyük önem veren toplum.

Şimdi Ordu Ünye de Büyükşehpir Belediyesi’nin katkıları ile Türk-Japon Kültür evi yapmak için harekete geçtik.

Ünye’nin Samsun’a doğru çıkışında Çamlık mevkiinde büyükşehirin  fidanlık olarak kullandığı yerde hemen meteorolojinin yanında 125 metrekare alana 2 katlı olarak yapacağımız merkez bundan sonraki çalışmalara çok daha katkı sağlaycakve Ordu ve Ünye Türk Japon Kültür dostluğunun da merkezi haline gelecek. Bununla ilgili olarak Ordu ve Ünye basınını detaylı bir şekilde bilgilendirdik. Umuyorum ki, zamanda temelini atarız. Şimdiden hayırlı olsun diyorum.

BALIKÇILIĞIN ÖZLEMİ!

Türkiye’nin ünlü ve Uluslararası balıkçısı Recep Denizeri  japon  balığını masasındaki akvaryumda besliyor.

Denizlerimizdeki balığın azalması ve ekonomik nedenlerle(Mazot ve eleman sıkıntısı) deniz balıkçılığı ve avcılığı yapanları zor durumda bıraktı. Kontrolsüz avlanma çevre kirlilği balıkçılığa büyük darbe vurdu, vuruyor. Balık azalınca da Türkiye’nin en büyük balıkçısı Recep Denizer çareyi de masasındaki Akvaryumdaki Japon balığını beslemek ve ona bakarak huzur bulmakla geçiriyor.  Böylece balığın bol olduğu dönemin anılarını yaşatıyor. Daha önemlisi doğa ve deniz yaşam anılarını tazeliyor.

Denizer bu konuda şunları söyledi:

‘Kavanozdaki bu tek Japon balığı gelecek ümitlerimizi simgeliyor. Belki bir gün onu denizlerde orkinos olarak görürüz. Ağlardaki milyonlarca hamsinin ışıkta parlayan yıldız gibi gözlerini özlüyorum. Herhalde bu şartlarda  baraj ve göl balıkçılığına döneceğiz.’

Balık anısının faroz’de sürdürülmesinden balıkçılar buruk bir mutluluk yaşıyorlar.

GÖÇMEN LEYLEK KURTULUŞU FAROZ’DA BULDU

Göçmen kuşlar soğuk yerlerden sıcak yerlere göç ediyorlar. İşte o leyleklerden birisi tam da Faroz’a indi ve çocuklar ile halk kendisini beslemeye başladı.

Hem de yerini iyi seçti. Stadın ortasına kondu.

Göç sırasında bilinmeyen bir sebeple faroz’a inen leylek mahallenin de simgesi oldu.

Çocuklar harçlıklarından biriktirdikleri paralarla aldıkları balıkları getirip leyleğe yediriyorlar. Bu beni fazlasıyla duygulandırdı. Ve leyleğe de ‘elçi’ adını verdiler.  Kimbilir hangi kıtadan gelen leylek Faroz’u sevdi ve stadı da mesken tuttu.

O Farozu, Faroz da onu sevdi.