Çocukluğum yaylada geçti benim. Kendine özgü bir iklimi vardır bizim yaylaların. Sabah kalkıp kafanı pencereden çıkartınca güneşin ısıttığı yayla çiçeklerinden ve türlü bitkiden havaya karışan o harika koku karşılar seni. 

Sonra kafanı kaldırdığında bir tane dahi bulut olmayan gök kubbe altında sereserpe uzanan, yüzlerce kilometre ötedeki dağlar bile olanca güzelliğiyle arz-ı endam eder gözlerinin önünde.

Bir nevi güzelliğiyle sarhoş eder seni bizim oralar.

Yağmur bulutları bugün yola çıksa bir yıla anca gelir diye geçirirsin aklından.

Oysa hepsi bir yanılgıdır, hepsi bir sihir. Gözünü açıp kapayana kadar bir duman gelir kaplar her yanı. Göz gözü görmez. Biraz önce dağ taş gezme, dolaşma planı yapan ev halkını hayvanlarını kurtarma telaşı kaplar.

Çünkü bilirler; Kurt tamda böyle havayı bekler.

Kurdun avını bulmak için görmeye ihtiyacı yoktur. Sana zorluk çıkaran duman kurda kamuflajdır. Duman öyle bir kamuflajdır ki; kurt 10 metre ötedeki hayvanı parçalar da ruhun duymaz.

Böyle zamanlarda sürüyü korumak için birçok duyu organı işlevsiz kalır. Zifiri karanlıkta iş yapmak gibidir. iş hislere kalır, tecrübe gerekir.

Çabuk ve doğru kararlar almalısın.

Aynen bugünlerde olması gerektiği gibi. Hayati bir karar Teknik direktör seçimi. Doğru karar çabucak alınmalı. Hem aceleye gelmemeli, hem de bu belirsizlik biran evvel ortadan kaldırılmalı. Ne takımın, ne camianın bu bilinmeze bir dakika daha tahammülü yok.

Kasımpaşa maçı; kafaların “yeni antrenör kim olacak?” Sorusuyla meşgul olduğu ve camiaya moral olmak adına mutlak kazanılması gereken bir müsabaka  olarak çıktı karşımıza.

İhsan Derelioğlu ciddi bir kadro revizyonu gerçekleştirmiş. Geçen haftanın aksayan ismi Peres yerini Larsen’e, sezon başından buyana  bir türlü isteneni veremeyen Bartra yerini Hüseyin’e bırakırken, uzun soluklu bir sakatlıktan dönen ve isteneni bir türlü veremeyen Visca kenara gelirken Doğucan ve Bakasetas’ı ilk onbirde yan yana gördük.

Oyunun başlaması ile her hafta değişen onbirlerin, oyuncuların kırılan özgüvenin, her hafta hoca ve sistem değişmesinin travması bir bir ortaya çıkmaya başladı. İlk yarıda ne pozisyon üstünlüğünü, ne de oyun üstünlüğünü ele geçiremedi Bordo Mavili oyuncular. Duran toptan kötü bir de gol yediler ve ilk yarı 1-0 sona erdi.

İkinci yarıya daha iştahlı başladı Bordo Mavili oyuncular. İştahlı derken öyle sağlı sollu ataklarla rakip kaleyi ablukaya almak değil samyeli misali bir iki gol girişimi.

Bu cılız ataklarda golü bulamayan Bordo mavililer yine bir basit hata sonrası golü yedi ve haftayı puansız kapattı.

Her ikili mücadelede oyuncuların yerde kalması ve sürekli tekrar eden kas problemleri gösteriyor ki bu oyunculara sezon başı kampında ya hiç yükleme yapılmamış, yatmışlar yada aşırı yükleme yapılmış yani oyuncular sürantrene..

Başka açıklaması yok, geçmiş olsun çocuklar