Trabzonspor ligdeki açık ara puan farkını koruması için her şeyden önce biraz olsun iyi futbol oynamalıdır.

Eğer bu kötü futbol böyle devam ederse, bunun yanında puan kaybı da olursa bizim oyuncularımız üzerinde baskı oluşturur.

Tabi ki bu da şampiyonluktaki garantörlüğümüze zarar vermeye başlar.

Çünkü bir maç yenip bir maç berabere kalırsak bunun da bedeli pahalıya patlar diyorum.

Evet ,kötü performanslar sergilediğimiz son haftalardan sonra ikinci yarının ilk derbisini İstanbul’da lige havlu atmış olan Galatasaray ile oynadık.

Hastalıktan çıkan Nwakaeme arkadaşları ile sahadaydı fakat bunun aksine bu maçta en çok işimize yarayacak olan Hamşik’in sakatlığı tam anlamıyla geçmediği için Hoca onu riske etmedi.

Abdulkadir Ömür’ün sakatlığı da bizim için büyük bir kayıptı tabi ki.

Her ne kadar ligde iddiası olmamış olsa da derbi maçlarının havası bir başka olur.

Bu iki büyük takımın hafta arası evlerinde oynadıkları maçlara baktığımızda Trabzonspor Giresun ile berabere kalırken Galatasaray’ın evindeki Kasımpaşa maçından 3-1’lik ağır bir yenilgiyle ayrılması bizim oyuncularımıza da derbi öncesi büyük bir moral olmuştur.

Maça da bu moralle başlarız diye bekliyorduk.

Fakat moralimiz iyi olsa da maça iyi başlayan, iyi oynayan, pozisyon bulan taraf Galatasaray’dı.

İlk 20 dakikaya kadar rakip kaleye gidemedik.

Ancak bu dakikadan sonra oyundaki dengeyi biraz olsun kurmaya çalıştık.

Fakat 29.dakikada Galatasaray’ın atağında Denswil’in Kerem’in ayağına basmasıyla hakem de VAR’a gitti ve beyaz noktayı gösterdi.

Cicaldau atışı gole çevirdi ve takımını öne geçirdi.

Maçın en önemli anlarından biriyle 39.dakikada gelişti.

Berkay’ın sert şutu Hugo’nun ayağına çarpınca top yön değiştirerek tam kaleye girerken Uğurcan müthiş bir refleksle yüzde yüz golü önledi. Trabzonspor ilk yarıda çok kötü bir oyun sergiledi.

Hele hele de Visca ile Berat’ın varlığı ile yokluğu belle olmadan ilk yarı bitti.

Biz de ilk 45 dakikanın kabusundan kurtulmuş olduk.

İkinci yarıya Trabzonspor Siopis’i ve Ahmetcan’ı oyuna aldı. Denswil ve sahanın en kötüsü olan Berat’ı kenara çekti.

Bu değişiklikle göbeği de sağlama almış olduk.

Tabii ikinci devre oyuna da denge geldi.

Üstünlük de tamamen Trabzonspor’un eline geçmiş oldu.

52.dakikada Dorukhan uzun bir topla Cornelius’u buluşturdu topu sürüp vuran oyuncumuz maalesef golü yapamadı.

57.dakikada köşe atışından gelen topa bu kez Ahmetcan yarım vole vurdu fakat bu top da kaleyi bulmadı.

66.dakikada Peres kaleci ile karşı karşıyayken vurdu, ne hikmetse bu da kaleyi tutmadı ve üstten dışarıya gitti.

Ama bu akınları ilk devre hiç yapamadık, ikinci devrede ise ataklarımızı saymakla bitiremedik.

84.dakikada Marcao’nun asistini geri çevirmeyen Bakasetas ilk kaleyi bulan şutumuzla eşitliği sağlayan sayıyı yaptı.

86.dakikada Uğurcan’ın müthiş kurtarışı adeta arkadaşlarını da ipten almış oldu.

Dakikalar 90’ı gösterirken yine bize asisti yapan başka bir Galatasaraylı Taylan’dı.

Visca da durdu durdu bu güzel asisti gole çevirerek takımını da öne geçirdi ve kendisini affettirdi.

İlk yarıda çok kötü, ikinci yarıda ise çok iyi bir Trabzonspor izledik.

Trabzonspor’un aldığı 3 puanın kahramanı bana göre Uğurcan’dı.

Maçın kaderini değiştirecek kurtarışlar yaparak geceye de damgasını vuran oyuncumuz oldu.