Hayatın Ademoğluna neler getireceğini ya da neler götüreceğini kimse bilemez. Her gün binlerce çift ayrılıp yollarına ayrı ayrı devam ediyor. Binlerce şirket birleşip, onbinlercesi ayrılıyor. Büyük umutlarla bir araya getirilen bir oyuncu grubu başarısız olurken, bu gruptaki oyuncular başka başka gruplarda başarıyı yakalayabiliyor.

Velhasıl kelam ayrılıkların da sevdaya dahil olduğu gerçeği gün gibi ortada..

Tabi ki, birlikte olmuyorsa ayrı ayrı denemek gerekir. Birlikte yola çıktığın başaramıyor ve sana ayak bağı oluyor ise şansını denemek en doğal hakkındır. Özellikle sosyal hayat ve iş hayatında birinden sürekli ikinci adam olarak kalmasını beklemek mantıklı da, kabul edilebilir de değil zaten. Günü geldiğinde, şans ayağına geldiğinde denemeli insan diye düşünenlerdenim. Yani iyi bir kariyer kısmet ayağına geldiği zaman değerlendirmekten geçiyor .

Lakin her şeyin bir adabı var der büyüklerimiz, eskilerimiz. Ayrılırken en azından yüz yüze bakacak kadar medeni bir ayrılığı herkes hak eder. Ortak değerlere en az zararı vermek de unutulmamalı. Kapatılan kapıları yarın tekrar açmak gerekirse diye aralık bırakmayı ihmal etmemeli insan.

Gelelim Trabzonspor yönetiminde yaşanan ayrılığa.

4 Aralık 2021, Trabzonspor en yakın rakibinin 13 puan önünde lider olarak olağan Genel Kurulunu gerçekleştirmişti. Kongre salonu önünde delegenin nabzını tutarken önümden geçen Ertuğrul Doğan ve Ahmet Ağaoğlu’nun salona beraber, kolkola girdikleri o görüntü hala gözümün önünde. O gün tebrikleri beraber kabül eden Ahmet Ağaoğlu ile Ertuğrul Doğan’ın  çok değil aradan 1 yıl geçmeden böylesine bir ayrılığı yaşamaları beni şaşırttı.

Yazımın başında söylediğim gibi ‘Ayrılıklar da sevdaya dahil’ bu doğru lakin biz tam anlamıyla nedenini idrak edemedik.

Başkan Olağanüstü Genel Kurul isteyenlerin çoğunlukta olmasını gerekçe göstererek istifa etti. Yönetim kurulumda azınlık durumuna düştüm dedi. İstifa etmezsem indirilecektim demeye getirdi. Bu yöntem Trabzonspor teamüllerinde son yıllarda görülmesine rağmen bugüne kadar başarabilen olmamıştı. İbrahim Hacıosmanoğlu yönetiminde de, Muharrem Usta Yönetiminde de toplu istifalar olmuş ama yönetim kurulunda çoğunluk hiçbir zaman muhaliflerin eline geçmemişti.

İstifa edenler istifa etmiş, yönetim bir süre daha görevi başında kalmış ve Trabzonspor kulübü mevcut başkanın  yönetiminde genel kurula gitmişti. Belkide ilk defa bir Başkan kendi yönetim kurulunca itibarsızlaştırıldı, istifaya zorlandı, ibrasını göremedi.. Korkunç bir durum bu, yada bana göre öyle en azından.

Şampiyon Başkanı bu şekilde apar topar gönderecek kadar vahim ve acil olan ne?

Kafamdan bu soruyu bir türlü çıkarıp atamıyorum. Ortada bir başarı yada başarısızlık varsa bunda hem başkanın hem asbaşkanın eşit dahli olmalı, yoksa yanılıyor muyum?Yada en iyisi biz bu soruyu Başkan adayı sn. Ertuğrul Doğan’a soralım; Yönetim kurulu başarılı mı, değil mi sayın Başkan.

Başarılı ise neden yönetimi dağıttınız, başarısız ise neden tekrar aday olmayı seçtiniz.

Ben şahsen Ertuğrul Doğan’ın haklı sebepler olmadıkça böyle uygunsuz bir gelişi tercih edeceğini düşünmüyorum. Düşünmüyorum lakin içime de sinmiyor, Sn. Başkan adayının ağzından sebepleri dinlemek istiyorum. 6 ay önce dünyanın diline pelesenk olan şampiyonluk kutlamalarının mimarı Başkana layık görülen bu tutumun beklenenin uzağında kalan saha sonuçları olmadığı aşikar.

Saygılarımla