Özellikle kız çocukları için babanın manası çok büyüktür.

Güçtür,aşktır,güvendir ve ailedir Baba kavramı.

Gerçi eski babalarda  yeni çağda başkalaştılar.

Emekçi babalar ve aile kavramını tam manasıyla yaşayan yaşatan babaların sayısı azalıyor gün geçtikçe, eşlerin birbirlerine olan gıcık halleri ev ahalisine de yansıyor ve bu benim hayatım modu aile bireyleriyle uzaklaşmaya ve sürekli  birbirlerinden hırs çıkarmaya doğru yol alıyor bu da çocuklar üzerinde eksi duygulara yol açıyor...

Eski babalar demişken benim babamı anlatmak isterim sizlere, gerçek babadan ve bizlere gerçek aile kavramını yaşayan yaşatan babamdan...

Nakliyeci bir adamdı benim babam ama hiç uzun yola gitmezdi bizi ve annemi yalnız bırakmamak adına...

Gittiği en uzun yol gece yarısı sabaha karşı da olsa eve döneceği yoldu...

Zordu 1980’li yıllarda hayat şimdi de zor belki ama şimdi her şeye ulaşmak mümkün o yıllarda bu imkansız gibiydi...

Cep telefonlarının yeni yeni çıktığı 1990’lı  yıllarında  yaklaşık yedi ay çalıştığı parayla motorola cep telefonunu almıştı Almanya’dan getirtmişti  ki annem istediği zaman ona ulaşabilsin.

Evde kablolu telefon vardı ve annem istediğinde arayabiliyordu babamı ve tabi bizde ...

Eşine ve çocuklarına çok düşkün bir adamdı benim babam,Hiç unutmuyorum  babamın eve geldiğinde ki açlığını.

Masraf ve haksızlık olmasın diye bir simit yemeden günü bitirir evde bizimle yemeğini yerdi...

Yemediği simitlerin ve yemeğin parasını biriktire biriktire ve gün içinde boş kaldıkça başka işlerle de uğraşan babam bahçe içinde  iki katlı evini yaptı, gezmelere gidebileceğimiz özel arabamızı almıştı...

Elbette ki annemin tutumlu davranışları babamın mal edinmesini sağlamıştı hakkı asla yenmez anneciğimin de!

O günlerde çalışarak hatta bir kişinin çalışmasıyla bir çok şey yapılıyordu tutumlu olunduğunda , dedim ya bu günlerde ev ahalisi topyekun çalışıyor da bir ev sahibi olamıyorlar çünkü hayat çok pahalılaştı...

Neyse babamın arabamızı ilk aldığı gün bize yaptığı bir sürprizi anlatayım size; hatta o gün yaşadığım heyecanımı söz yaşına dökmüştüm bir kaç yıl önce onu paylaşayım sizinle belki okuduğunuzda kendinizden bir çok şey bulursunuz ...

“BABAM

Zar zor karnımızı doyurmaya çalıştığımız günlerden di o gün...

Mahallede misket oynuyorduk bizim Mehmet’le ve İsmail’le...

Her zaman ki gibi ben onları yeniyor ve misketlerini topluyordum...

Sinirlenseler de beni hiç bi oyunda yenemiyorlardı...

Mızıkçılık yapmaktan başka bi’şey yapamıyorlardı...

Yenilgilerini görmek bana zevk veriyordu...

Oyunun rövanşını yapmak üzere ikinci ele dönüyorduk ki ;

Taka tuka bir arabanın içinde dev cüsseli bir adam gördük mahalleye girmeye çalışan ...

Sanki arabanın tekerine bir tekme vursak olduğu yerde yığılıp kalacakmış gibi bir duruş sergiliyordu bu araba...

Kir pas içindeki bu arabayı kenara çekilip incelerken o dev cüsseli adamın benim babam olduğunu gördüm...

Şaşkınlığımı gizleyemedim yaklaştıkça yaklaştım...

Direksiyonu zorla çevirmeye çalışan dev adam, yüzündeki derin çizgilere aldırmadan kocaman gülümseyerek etrafa bakınıyor ve kornaya basıyordu...

Belki ki anneme duyurmaya çalışıyordu kendisini...

Çünkü eski,dökükte olsa artık bir arabamız vardı...

Annemle bizi gezdirecekti çalışmadığı zamanlarda...

Gerçi çalışmadığı zamanda pek yoktu...

Üç tane çocuk onun çabasıyla bir yerlere gelecekti , Ve daha da çok çalışması gerekiyordu...

Dev adamın mutluluğu annem de dahil tüm mahalleye yayıldı...

Gözyaşlarını tutamayan annem,arabaya sıkıştırılmış gibi eğreti oturan babamın inmesiyle sımsıkı sarıldı ona...

İşte o gün bir kez daha anladım Babamın dev cüssesinin yanı sıra dev yürekli adam olduğunu...

Her şeyi ama her şeyi evlatları ve ailesi içindi...

Ey İbrahim’den olma Bulgar göçmeni yakışıklı Efraim!!!

Bizler iyi ki senin aileniz...

Baba olmanın ve aile olmanın ne olduğunu o gün bize öğrettin...

Teşekkürler dev cüsseli babam...

Teşekkürler dev yürekli babam...

Teşekkürler...”

Tüm gerçek babaların BABALAR GÜNÜ KUTLU OLSUN!