Trabzon’da gündemin ilk sırasında, Kültür Yolu Festivalinin şehitlerimize rağmen iptal edilmemesi var. Büyükşehir Belediyesi, tüm eğlence etkinliklerini iptal etti. Kültür Bakanlığı ise programlarının sadece bir akşamını erteledi o kadar!

Meseleye sadece kültür yolu festivalinin eğlence kısmının ertelenmemesinden bakmıyorum.

Biz toplum olarak sevinmenin de, üzüntünün de dozajını ayarlayamıyoruz.

Darbelerde, depremlerde bir ve beraber oluyoruz da arkasından unutup kendi dünyamıza dalıyoruz.

Kültür yolu festivalinde etkinlikler iptal edilmeyebilir

Ama teknoloji gelişti, ulaşım kolay hemen konsepti değiştirirsin ve insanları rahatsız etmeyecek programlar koyarsın.

İsmail Türüt Trabzon’da.

Emniyet müdürü ve bazı ziyaretler yaptı.

Cumartesi akşamı konseri var.

Sahnede de olacak mı bilmiyorum.

Olsa bile milli ve manevi duyguları kabartan, şehitleri anlatan, Türkiye’yi yücelten eserlerle birlikte dosta düşmana mesajını verir.

12 Şehidimiz varken, 7 askerimiz Hastanede tedavi görürken, ilahi dinlenir de saz ve darbuka çalınmaz.

Festival sadece şarkı türkü değildir..

Şarkı, türkü ve futbol dışında bir yere baktığımız yok!

Kültür yolu festivalinin bir ayağında, Hamamizade İhsan bey kültür merkezinde çok anlamlı bir panel vardı.

Gastronomi paneli.

Trabzonlu Doç. Dr. Mehmet Akif Şen mükemmel bir çalışma yapmış.

Karadeniz yemeklerinin kitabını yazmış.

Panelde de Trabzon’un çeşitli ilçelerinden 70 yaşın üzerindeki konuklarına yemek üzerine anılarını anlattırdı.

Katılıcılardan biri, maddi imkânsızlığın olduğu yıllardaki geleneklerden birini anlattı:

Nimet Nuhoğlu ablamız, ‘Bir kızı istemeye geldiklerinde, kız evinden damadın evine gidilip ambarda ne kadar mısır olduğu kontrol edilirdi, ambarda mısır yeterince varsa o evde sıkıntı çekilmez kız verilirdi.” dedi.

Ne kadar saf ve temiz duygular.

Buralardan nereye geldik.

Bilezik sayısı yüzünden başlamadan biten evlilikler, biraz da biz oynayalım diye pisti kana bulayan damat ve gelin yakınları.

Bunlar kültürsüzlükten öte insanlığımızın yozlaşmasıdır!

Ne oldu bize diye soralım!

Çeçenistan için, Hocali katliamı için, Bosna’da patlayan bombalar için günlerce televizyonların başında ağlayan biz, kendi Mehmetçiğimizin şehit düştüğünde sazlı sözlü eğlenmeye devam eden nesle nasıl evrildik?

Çok derin bir araştırma konusu gibi görünse de, batıya gitme çabamız sonuçsuz kaldı. Batı bize öyle bir geldi ki,

Gelenek, görenek, kültür, ahlak ne buldu ise darmadağın etti..