Sanki savaş varmış gibi her gün 3-5 hemcinsimin toprağa verildiği...
Hırsınını, hıncını alamamış, yanlış yetiştirilmiş ebeveynlerin yanlış yetiştirdiği oğullarından oluşan Erkek Terörünün kol gezdiği...
İki ayda 70’e yakın kadının öldürüldüğü...
Yüzlerce çocuğun öksüz kaldığı...
Binlerce, onbinlerce, yüzbinlerce çocuğun annelerine uygulanan şiddet yüzünden ömürlerinin sonuna kadar travmalarla yaşamak zorunda kalacağı...
Herkesin topu birbirine attığı bir 8 Mart Kadınlar Günü daha bitti.
Elbette kutlamadım.
Kullanılacak bir durum mu var?
İlerlemiş yaşına rağmen ziyaretinin çoğunluğunu maskesiz gerçekleştiren Papa, bildiğiniz üzere Kuzey İrak’taydı bu hafta.
Kuzey Irak yetkilileri de bu ziyaretten etkilenmiş olacaklar ki Papa’nın ziyareti şerefine hatıra pulu bastırmışlar.
Elbette şerefine pul bastırabilirler!
Ama o pulun üstünde ki haritaya Hatay, Sivas, Erzurum, Kars’ı da sözde Kürdistan haritasına dahil etmek ne mana?
Bir gün bir öğretmen sınıftaki tahtaya şöyle yazar.
“
9*1 = 7
9*2 =18
9*3 = 27
9*4 =36
9*5 =45
9*6 =54
9*7 =63
9*8 =72
9*9 =81
9*10 =90
Yazar ve sınıftan çıkar. Daha sonra sınıfa döndüğünde bütün sınıfın daha ilk sırada çarpma işleminde yaptığı hata yüzünden ona gülmekte olduğunu görür.
Bir süre öğrencilerin gülüşünü izler ve herkesin sessizleşmesini bekler.
Tüm sınıf sessizleşince başlar konuşmaya.
“İlk işlemi bilerek ve özellikle hatalı yazdım. Sizin hatanız olmadan önce dünyanın size nasıl davranacağını göstermek için!
Gülüştünüz.
Fakat dokuz kez doğru cevabı yazdım. Ama bunu yazdığım için kimse beni övmedi.
Kimse beni tebrik de etmedi.
Herkes yapmış olduğum tek hata nedeniyle beni yargılayarak bana güldü.
Dersimiz aslında buydu.
İnsanlar yaptığınız yüzlerce doğru şeyi anlamaz, takdir etmez. Ama yaptığınız tek hata yüzünden sizi yargılar. Size gülerek acımasızca davranabilirler.
Bu yanlış bir davranıştır.
Başarıları için insanları övmeyi ve onlara değer vermeyi artık öğrenmeliyiz.
Yaptığı bir hata yüzünden yargılayan değil, doğruları değerlendiren bireyler olmalıyız.”
Şu sıralar toplumun yaşadığı duruma verilecek çok güzel bir alıntı bu örnek.
Herkesin herkese düşmanlık raconu kestiği bu günlerde, insana saygıya dair ne çok eksiğimizin olduğunu birçoğumuz farkında. Fakat gelin görün ki değişen hiç bir şey yok.
Hala egosu tavan yapmış, mütevazilikten uzak, hiçbir şey bilmeyen halini şımarık bir şekilde umursamayıp her şeyi en iyi ben bilirim mantığıyla yarışan, insanda sürekli hata arayan, başkasının doğrusunu hata sanarak dört koldan saldıran, yargılayan insanların bu ilkel davranışlarıyla mücadele etmek oldukça yorucu bir durum.
Küstahlığın dozu artarken, mütevazilik basitlik olarak görülmekte. İşin sonu vasat insandan ders almaya kadar gidebiliyor.
İşte bu yüzden yukarıda ki örneği çok sevdim.
Yaşını başını almış nesillere elbette artık bu konuda eğitilmez.
Ama bir umut...
Bari şimdikilere bu saygıyı verebilsek.