Sevinçlerimiz, üzüntülerimiz...
Övgü ve eleştirilerimizde olduğu gibi..
Trabzonspor’un hedefleri konusunda da bir türlü orta yolu tutturamayız..
Takım iki maç kaybetti mi…
‘Yok abi bunlardan bir şey olmaz, kümede kalsak iyidir’ deriz..
Üç maç kazandı mı, ‘Kesin şampiyonuz, kim tutacak ki bizi?’ havasına gireriz..
Hayal güzeldir elbet..
İnsanın ufkunu açar..
Lakin bir de gerçekler var..
Ve o hayaller gerçeklerle örtüşmezse, bu sefer insanın neşesi kaçar..
Newton ve Hüseyin Hoca dönemlerinde en fanatiklerin bile ‘Orta sıralarda yer alırsak iyidir’den öteye geçemeyen hayalleri, Abdullah Avcı’dan sonra yaşanan tırmanışla şampiyonluk sözleri bile ettirir duruma gelmiş, bu yönde hesaplar yapılmaya başlamıştı..
Bu hayale ilk darbeyi Fenerbahçe maçı vurdu.
Gerçi Trabzonspor’un gollük bir atağı olmayan faulle kesilmiş ,mutlak bir penaltısı verilmemişti ancak, Uğurcan’ın kurtardığı en az 5 net gollük pozisyon da bu arada gözlerden kaçmıştı..
Kasımpaşa maçının kazanılması bazı şeylerin görülmesini örtse de, 6-7 as futbolcusundan mahrum Alanyaspor karşısındaki Trabzonspor’un etkisizliği ve 3 gollü yenilgisi tabloyu açık seçik ilan etti:
Bu kadro değil şampiyon olmak, şampiyonluğa bile oynayamaz!..
Niye ki?
Neredeyse 10 maçta bir gol atan Djaniny’i bile aradığına göre senin en başta golcün yok..
Beklerin yok..
Ömür sakatlandıktan sonra sağ kanatta sıkıntın çok..
Diğer tarafların hepten tamam olsa bile kalecileri saymazsan her maçı 6 kişi ile oynuyorsun.
10’a 6 oynamak zorunda kalınca da bundan iyisi olmuyor, olamıyor.
Art arda kazandığın maçların sırrı da Avcı’nın etkisi, Uğurcan’ın kurtarışları ve Bakasetas’ın golleri…
Bir de iki stoperinin hünerleri..
O çok pas yapıp topu rakibe top vermediğin maçlarda bu zaafını bir şekilde gizledin ama ister 3 günde bir maç oynamaktan vücutların isyan etmesi de, ister, oyuncuların yılgınlığı, bıkkınlığı ne dersen de, artık onu da pek yapamadığından aşikar olarak görüldü ki;
Hayallerle gerçekler çakışmıyor…
Borcunu 1.6 milyara çıkarma pahasına aldığın oyuncuların çoğu Trabzonspor’a yakışmıyor!
O zaman nasıl olacak da zaten koruma kollama altındaki rakiplerini nasıl alt edeceksin?
11’inde forma giymek bir yana yedek kulübesine yer bulamayıp tribüne çıkmak zorunda kalan ıskartaları bile senin umut bağladıklarından iyiyse nasıl olacak da şampiyon olacaksın?
Hesap açık, olamayacaksın..
Buna rağmen senden çok daha iyi ve uyumlu bu Alanya’nın 5 puan önünde 4. sıradasın
Burada aslan payı tartışmasız Abdullah Avcı’nındır.
İyi niyetle, samimi duygularla işe soyunmuş ve çoğumuzun umduğundan fazla iyi şeyler yapmıştır..
Ancak ustalık da bir yere kadar..
Malzeme de yeterli olacak ki ortaya bir eser çıksın..
Lakin sebep ne olursa olsun, usta da eleştiriden kurtulamaz..
Zaten eleştirisiz de futbol olmaz..
Doğruları öveceksin, yanlışları yereceksin, sonunda şöyle ya da böyle bir yerlere geleceksin..
Hem eleştiri ateşi tavında tutar..
Eleştiri bile yapılamayacak kadar sahipsiz olanları da zaten İstanbul yutar..
Çok şükür Trabzonspor bu açıdan hep boğazlarına takılır..
Bu mantıkla Alanya maçını irdelersek..
Bu kadar kötü bir ilk yarı oynayan takıma devre arasında müdahale etmemek, özellikle de ‘Aman hata yapmayayım’ korkusuyla tir tir titreyen Serkan ile ayakta bile duramayan Afobe'de ısrarın gerekçesi nedir?
Amaç; ‘Bakın işte kimlerle oynamak zorunda kalıyorum’ değilse!
Belli ki hoca Serkan’ı yaşadığı travmadan çıkarıp yeniden kazanmak için forma veriyor.
Veriyor da çocuğun ekranlara yansıyan yüz ifadesi korkunç!..
Sanki sahaya çıkmıyor da beyin ameliyatına giriyor.
Şimdi ne oldu.?
Hepten bitti!
Arayışın zararı olmaz
Doğrudur kulübe zayıf da hepten de cıs cıbıl değil..
Bu maç için söylüyorum, en azından Abdulkadir Parmak sağbek oynar, sağ önde oynar, Baker sağbek Parmak orta saha oynar..
Yunus, Yusuf kenar oynar.
‘Gelene duvar ol, çekebildiğin kadar kaleye şut çek’ denilerek santrafora sürülse Bakasetas bile Afobe’den iyi oynar..
Ve hatta, Hugo’yu santrafora sürseniz en azından iki kafa topuna çıkar, rakip stoperlerin yüksek topları armut gibi toplamasını önler..
Bu Afobe bir demecinde ‘Trabzon İngiltere’ye benzemiyor’ demiş,,
Doğrudur da, sen de bizim bildiğimiz İngiliz futbolculara benzemiyorsun!
Kim izlemiş, kim önermiş, o kadar para nasıl verilmiş, hayret!..
Trabzonspor’un efsane stoperlerinden Kemal, Sebatspor’dan solaçık olarak gelmişti.
Merhum Özkan Sümer’in Galatasaray’dayken santraforda oynatmayıp stoperde forma verdiği Raşit bu mevkide A Milli takımın da değişmezi olmuştu.
Madem ki sezon mecburen bu oyuncularla bitirilecek, takım içerisindeki arayışın, maçına göre pansuman tedbirlerin faydası olur, zararı olmaz..
Ve de takım 2-0 mağlupken bitime 5-10 dakika kala sahaya sürülen forvet oyuncularının yerinde olsam benim aklımdan şu geçer, ‘Hocam, madem bu durumdaki maçı bu kadar zamanda kurtaracak kadar iyiyim beni oyuna sokmak için niye bu kadar bekledin?..
Dördüncülük başarıdır
Sonuçta moral bozmaya, fazla da üzülmeye gerek yoktur. Bu kadro için lig dördüncülüğü önemli bir başarıdır. Eksikler bellidir, Hoca’nın kendi sistemine göre belirleyeceği oyuncular kadroya katılarak gelecek sezon zirveye oynayacak güçte bir takım oluşturulur. Gerçi bu TFF ve bu hakemlerle Trabzonspor için şampiyonluk neredeyse imkansız gibiyse de hiç belli olmaz, bakarsın Abbaslar yolcu olabilir!
Çünkü gidişat gösteriyor ki, bu düzen hep böyle gitmeyecek, bunların ömürleri de daha fazla şeytanlık için yetmeyecek!
Rahmetli Kenan İskender büyüğümüzle bir sohbetimizde aynen şunları söylemişti: Evlat bakma biz 2. olmayı bile başarısızlık sayıp antrenörleri kovuyoruz ama aslında Trabzonspor’un ilk hedefi Anadolu’nun lideri yani 4. olmak, sonra da İstanbul takımlarından alabildiği kadarını altına almak olmalıdır. Bizim için başarı sadece şampiyonluktur deyip her sene sil baştan yapa yapa az sabretsek şampiyon olacak kadroları da dağıttık..
MUSTAFA ABİ’DE GİTTİ
Trabzon’un gülen yüzü, İdmanyurdu camiasının modern Nasrettin Hoca’sı ..
Bulunduğu ortamlara neşe katıp kimsede gam, keder bırakmayan.
Çocuk saflığındaki mangal gibi yüreğiyle gerektiğinde kimseye de pabuç bırakmayan.
Mustafa Civelek Abi’miz de ayrıldı aramızdan..
Ardında hiç unutulmayacak binlerce güzel anı ve tertemiz bir isim bırakarak..
Başın sağ olsun Trabzon..
Başın sağ olsun İdmanyurdu..
Merhum Şener Aşan’dan sonra Mustafa Civelek gibi eskilerin ‘Nevi şahsına münhasır’ dedikleri benzeri bulunmayacak, yeri asla dolmayacak bir değerini daha kaybettin..
Ailesinin, yakınlarının, sevenlerinin acısını yürekten paylaşır, sabırlar dileriz..
Mustafa Abi’mizin de rahmeti bol, mekanı cennet olsun.
Alınyazısı, kader, mukadderat tamam da..
Yine de, bu hiç olmadı Abi..