Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında ezeli bir rekabet vardır. Aslında ezeli rekabeti başlatan futbolcular değil saha dışı gelişmelerdir. Aradaki rekabet veya gerginlik Fenerbahçe’nin hakem ve masa başı oyunlarıyla Trabzonspor’un hakkını gasp etmesidir.
Haksız kazanç sağlamasıdır
Bunun en bariz örneklerini 1995, 2005 ve 2011 sezonlarında yaşadık.
Üç şampiyonluğumuzu da resmen çaldılar
Alın teriyle değil şikeyle çaldılar
Yani saha içerisinde hak edenin kazanmasıyla olmadı.
İyi olan kazanmadı.
Hak eden kazanmadı.
Film, fırıldak ve entrika çevirerek olmuştur.
“Şike yaptıysam Fenerbahçe için yaptım” deme cüretini bile gösterdiler.
Trabzonspor yıllarca bu tür haksızlıklarla maruz kaldığı için, Fenerbahçe ile arasındaki rekabet her zaman tazeliğini korumuştur.
Hiç soğumadı.
Trabzonspor-Fenerbahçe arasındaki maçların atmosferi her zaman farklı olmuştur.
Hem futbol takımları hem de taraftarlar arasında da bu böyle olmuştur.
Bu hafta sonu yine o ezeli rekabete tanıklık edeceğiz.
Bir tarafta 14 maçtır yenilmeyen lider durumundaki bir Fenerbahçe, diğer tarafta şampiyonluktan sonra bir türlü kendine gelemeyen bir Trabzonspor’un kapışmasına şahit olacağız.
Haftanın derbi maçı yarın oynanacak.
Rakamlara bakıldığı zaman her ne kadar Fenerbahçe favori gibi gösterilse de de bu maçın atmosferi farklıdır.
İki takım da favori
Ama şu bir gerçek maça en iyi motive olan takım kazanır.
Ve yıllarca uğradığı haksızlıkları göz önünde bulunduracak olan Trabzonspor o hırs ve inançla bu maça daha iyi motive olacaktır.
Kazanacaktır.
Nasıl sezon başında kötü bir dönemde tüm spor otoritelerinin favori gösterdiği Beşiktaş’ı yerle bir ettiyse aynı şeyi de Fenerbahçe için de yapacaktır.
Beşiktaş maçı gibi herkes Fenerbahçe’yi favori gösterse de akıbeti aynı olacak.
O spor yorumcuların yüzlerinin kızardığını yine göreceğiz.
Fenerbahçe’nin fenerini söndüreceğiz.
O sakat bu sakat hiçbir mazerete sığınmadan inanan, motive olan, konsantrasyonu sağlayan maçı koparıp alacaktır.
Önemli olan o birlikteliği sağlamak
Önemli olan o ruhu yakalamak
Önemli olan Abdullah Avcı’nın oyuncuları motive etmesidir.
Hoca da maçın öneminin farkında, futbolcular da
Eğer Trabzonspor lige erken havlu atmak istemiyorsa en güçlü rakibini yenmekten başka çaresi yoktur.
Fenerbahçe’yi İstanbul’da da Trabzon’da da çok yendik.
Derbilerin atmosferi her zaman farklıdır yine öyle olacak.
Takım olarak her zaman bizden daha güçlü olsalar da bizdeki o ruh ve inanç olduğu sürece aynı başarıyı bir kez daha göreceğiz.
Şahitlik edeceğiz
Burada en büyük iş Abdullah Avcı’ya düşüyor.
Oyuncularını iyi motive etmeli
Maçın ödemini iyi anlatmalı, konsantrasyonu iyi sağlamalı
Söz vermeliler birbirine
Trabzonspor taraftarının şöyle bir düşüncesi vardır.
Varsın takım şampiyon olmasın
Ama adına yakışır bir futbol oynasın ve özellikle de Fenerbahçe’yi yensin.
Kupa almasın ama Fenerbahçe’yi yensin
Avrupa kupalarına katılmasın ama üç büyüklere karşı mağlup olmasın.
Boyun eğmesin
Trabzonspor, Trabzonspor gibi oynasın yeter
Onun için yarın ki maç çok önemli.
Bir sezona bedeldir.
Trabzonspor o inancı, o hırsı ve o özgüveni sahaya yansırsa Kadıköy’deki tüm fenerleri söndürür.
Şampiyon olmasa da olmasın