Allahın hikmeti, binlerce yıl önceki fosiller yakıta dönmüş ve Arap yarımadası abad olmuş. Çikolotaya en büyük tadı veren Fındık Ordu, Giresun ve Trabzon’un kaderini çizmiş. Rize’de yıllarca toprak ürün vermemiş Zihni Derin çayı getirmiş yılda 3 kez ürün alınmış. 40 yıl önce fındık hasadı çok güzeldi.
Fındık bahçeleri yaşlanmamış, fındık altı organik olarak tırpan ile vurulmuş. Kalan çayırı da akşam serininde ahırdan çıkan Sarıkız yemiş..
Zamanla ne oldu, motor çıktı. Kocaman araziler de çayır çöp haline geldi. Benzinin ve motorun sesinin yarattığı kirlilik de cabası.
Bir Ton fındıkla geçimini sağlayan, oğlunu bile evlendiren aileler verip düşüp, gelir azalınca kente göç ettiler.
Fındık bahçeleri yaşlandığından bahçeye girmemeye başladılar.
Bakım olmayınca fındığın yarısı yağlı ve çürüğe ayrıldı. Geçmişte FKB’nin aldığı fındıkları TMO almamaya başladı. FKB’yi devlet sübvanse ediyor ve her yıl hükümetler randımanı kadar para veriyor, kooperatif kapısından fındığı geri çevirttirmiyorlardı.
Atlamamak lazım, fındıkta 2001 yılında Dünya bankası ile ticaret bakanlığı arasında bir takım imzalar atılmıştı.
Arkasından, İtalyanlar ve Almanlar FKB’yi kuşattılar. Cüneyd Zapsu’da önemli bir ihracatçı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığını kullandı ve büyük alıcı ve satıcıların istediği gibi piyasayı yönlendirdi.
2007 seçimlerini hemen öncesiydi. AK Parti yeniden iktidara gidiyordu. Seçim öncesi. Zorlu otel’de Başbakan Erdoğan ile Trabzonlu gazeteciler söyleşi yaptık. O söyleşide soru yorum şeklinde konuştum ve Cüneyd Zapsu’yu Erdoğan’a şikayet ettim.
Nurlar içinde yatsın Salih Abi, Cemal Öztürk, Salih Can, Eyüp Filizfidanoğlu, Levent Ağca, Nihat Yılmaz yönetiminde FKB çok güel giderken birden Cemal Öztürk’ü Genel Müdürlükten aldılar. Ve çöküş başladı. Yıllar sonra, Yönetim kurulu üyelerinin kuruma ait cep telefonu faturalarını ödemediği ve altlarındaki makam araçlarını almak istediği için gönderdiklerini öğrendim.
Salih Erdem’i Yaşar Pamuk ile yıktılar, Pamuk, 2006 yılı ürününün paralarını ödeyemedi, sonrasında Lütfü Bayraktar geldi, kurumun depolarındaki tüm fındıkları, arkasında İstanbul başta olmak üzere, Giresun, Ordu, Trabzon ve bölgedeki tüm mal varlıklarını sattı.
Fındık alımları sadece Batıdan yapılarak FKB’nin kongre delegeleri Asker delege(Sakarya-Düzce) haline getirildi ve Almanlarla işbirliği yapılarak ‘Bizde fındık alıyoruz’ denerek bugünlere gelindi.
Fındığa dönem, dönem iyi fiyatlar verildi. Erbakan hocanın 2.5 dolar verdiği dönem, 2005 yılında Salih abinin 52 kooperatif Başkanı ile Beşirli’deki villasını bahçesinden yaptığı kilo’da 7 TL’lik açıklama FKB tarihindeki en iyi fiyatlardı.
Önceki gün açıklanan fiyat ise 200 TL. Özetle 5 dolar.
Bu ihracatçının belirlediği bir fiyat ama düşük bir fiyat mı? Değil.
Yüksek mi? Hayır.
Ortalama güzel bir fiyat.
Ancak bahçelerde fındık kalmadı. Bahçeler yaşlandı, kokarca böceği vurdu, kavurucu sıcaklar yaktı.
Kendin toplasan da, işçi alsan da zarar.
Haydar Meral’in Çukurçayır’daki ödüllü bahçesi örnek olacak.
Kendisi bölgedeki Ziraat Odalarını dolaşacak ve fındığa yaptığı yatırımları tek, tek açıklayacak.
Arazilere bakım, fındıkta kalite seferberliği başlayacak.
Fındık işinde günahı olan çok, sevabı olan az.
‘En az günahı olan ilk taşı atsın’ desek taş atacak kimse yok.