Trabzonspor’da Akademi’nin başın kimin geleceği nihayet belli oldu… İlker Erdem, yönetim kurulu tarafından, gençlerin gelişiminden sorumlu direktör olarak göreve atandı…
Erdem, Trabzonspor’un altyapısından yetişmiş, A Takım’da profesyonel olmuş, tam bir süreklilik göstermese de çok sayıda takımın formasını giymiş bir futbolcuydu.
Futbolu bıraktıktan sonra teknik adamlık kariyerine adım atan İlker Hoca, beden eğitimi ve spor bölümünü de bitirerek işin hem alaylısı hem okullusu unvanını kazandı
Asıl konuya gelmeden önce İlker Erdem’e hem “hayırlı olsun” dileklerimizi iletiyor, hem de üstlendiği ağır sorumluluk nedeniyle başarılar diliyoruz…
“Ağır sorumluluk” diyoruz çünkü kulübün içinde bulunduğu ortam ivedilikle üretimin sürekli hale gelmesini emrediyor…
Ebette bu işler akşamdan sabaha olacak işler değil…
Çiçek değil ki sula da büyüsün (!)…
Yine de söylemi ve eylemi merakla bekliyoruz…
Öncelikle duymak istediğimiz, İlker Erdem’in Trabzonspor’un akademisiyle ilgili tespitleri… Yani iyi işleyen ve aksayan yönleri aktarması..
Ardından iyi işleyenlerin devamlılığı, aksamaların giderilmesi doğrultusundaki fikirleri ve tercih edeceği yöntemler…
* *
Bir de “Double Pass” meselesi var tabii..
Türk futboluna yamatılan ve Trabzonspor’un üstüne şakkadanak atladığı organizasyon…
İlker Erdem’in bu konuyla ilgili fikrini aşağı yukarı tahmin ediyoruz..
Nereden mi? Kendi söylediklerinden…
Aynıyla aktaralım;
“Bugün gündemimizde olan ve bunda sonra da çok daha fazla önem taşıyacak altyapılar. Kulüplerimizin altyapıları, orada geliştirilecek oyuncular bizim için bundan sonra çok daha fazla önemli olduğunu düşünüyorum.
Bunları gerçekleştirirken yapmış olduğumuz bazı araştırmalarda, Avrupa’da Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda, İspanya hiçbir zaman bir başka ülkeye ‘gel benim altyapımı dizayn et’ diye bir söylem içerisinde olmamıştır.
Bunlar kültürel değerlerine göre kendi modellerini oluşturmaya çalışmışlardır. Bunlara bazı kulüpler uymuştur ve o anlamda da hem kendi takımlarına hem de ülke milli takımlarına oyuncu yetiştirerek faydalı olmuşlardır.
Bizler de kendi model ve kültürel değerlerimiz doğrultusunda planlamamızı yapıp ona göre oyuncuların gelişimini sağlamamız lazım diye düşünüyorum. Tabii ki bunları yaparken altyapıların önemini ve burada görev yapacak antrenör arkadaşlarımızın bu konuya çok yatkın olmaları gerektiğini düşünüyorum. Çünkü altyapı çok farklı bir yer. İşin başlangıcı. Buradaki yatkınlık ve oyuncularla olan iletişimin çok önemli olduğuna inanıyorum.
Onun için de modellerimizi belirleyip, kendi kültür ve değerlerimize göre nasıl bir model ürerinde çalışmamız gerektiğini doğru yapıp, doğru planlayıp, doğru hedeflere gitmemiz gerektiğine inanıyorum. Çünkü bizim oyuncularımız yeterli derecede yetenekli, atletik özelliklere sahip, sadece ve sadece sportif alanda değil diğer eğitim alanlarında da oyuncularımızı geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Diğer alanlardan kast etmek istediğim, oyuncu geliştiği zaman düşünülen yere geldiği zaman o yeri kabullenme ve o yerde kalabilme özelliklerini de taşıyacak eğitimi onlara veremiz lazım. Eğer bunları bir antrenör tek başına gerçekleştiremiyorsa ek eğitimcilerle beraber bu oyunculara katkı yapmamız gerektiğine inanıyorum.
Zaten ülkemizdeki tesisleşme sıkıntısı ve oyunculara sunacağımız antrenman sahaları yeterli değil. Bunları da bir an önce tedarik edip altyapımıza daha fazla önem vermemiz gerektiğini, daha sonra da yavaş yavaş planlı bir şekilde meyvelerini toplamamız gerektiğini düşünüyorum. Ama her şeyden önemlisi hep üstüne basa basa söylüyorum; başkalarını yapmış olduklarını değil kendi üretimimizi kendimizin yapmamız gerektiğini, kendi modelimiz ve kültürel değerlerimizi ortaya koymamız gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki bu Avrupa’dan veya dünyadan gelişen futbol bilimini inkar edeceğiz anlamında değil, onları da takip ederek, biz kendi modellerimizi kendi planlarımı doğrultusunda ilerletmemiz gerektiğine inanıyorum.”
Sözlerin tarihi 11 Mayıs 2020… Altını biz de imzalarız…
Görüşler değişti mi bilemiyoruz… Bunu zaman gösterecek…
İlker Erdem’in “Double Pass” kararı işin özeti olacak…
Bekleyelim görelim…