İlkin mimoza ağaçları çiçek verdi. Yağlı boya bir tabloyu andıran sarı sarı salkımlarla baharın penceresini  ilk onlar araladı… Erik, kiraz ağaçları, durur mu? Meyve için hazırız dediler; giydiler gelinliklerini… Çiçeği; meyvesi olan incir, yapraklarını koydu ortaya… Ya karayemiş?

Her daim yeşil olan karayemiş, beyaz çiçekleriyle şölene dahil…

‘Karadutum, çatal karam çingenem!..’

Allah’ın muhteşem boyası ile boyanmış kara dut!

‘Ben buradayım’ dedi o da.

***

Menekşeler ve sarı çiçekler, fındık ağaçlarının altında hazır.

Zifin ve komar çiçekleri, ormanlık alanda.

Mor mu, seversiniz sarı mı?..

Farkında mısınız, hatırı sayılır manolya ağacı da var artık Trabzon’da.

Kim tutar şehrim insanını?

Dışarıda gördüğü her güzelliği, Trabzon’a  taşımayı şiar edinmiş kendine!

Begonvil için Akdeniz’e gitmeye ne hacet!

Her rengi mevcut!

***

Sadece onlar mı?

Kızılağaç dalından düdük yapma zamanıdır şimdi.

El yordamı ile yumuşat, iç dalı çıkar, al sana düdük!

Ha bir de çizilen asma yapraklarından su çıkarılacak!

Yoksa, nasıl uzar saçlar!

Sadece saç mı?

Karahindiba da ısırgan otu da baharın şifacıları…

Karaciğer temizliği için hazırlar!

Sofrada yemek olarak çeşit! 

Bereketine ne demeli baharın! 

***

Cennetin ön gösterimi değil de nedir bu şölen!

Yalnızca görsellik mi!

Bu cennetin bir kokusu yok mu?

Baharın kokularından biri, toprak kokusuydu şüphesiz!

Hasret kaldığımız yağmurlar, bu kokuyu da aldı bizden!

Oysa, tam ekim zamanındayız!

Tarlalar kazılmış…

Toprak kokusu ve hayvan gübresi kokusu karışmalıydı birbirine!

***

Neyse ki, şu an;  şehrin bazı yerlerinde bambaşka bir koku hakim.

Nedir o koku?

Limon çiçeği kokusu!..

Bilmeyenler için söylüyorum.

Öyle limon kolonyası kokusu filan gibi değil!

Muazzam, baş döndürücü, bambaşka bir rayiha!

Keşke, limon ağacı daha çok olsa ve bu koku şehirde her yere yayılsa!

Ne güzel olurdu!..

Baharın en güzel kokularından biri olan hanımelinin de hakkını teslim edelim…

Kendisini çok ortaya koymadan,  mest eden narin hanımeli sarmaşığı.

***

Ve güller tabii.

Hangi mevsim, onlarsız düşünülebilir ki?

Dilerim, renkleri ve kokularıyla gelen bahara, bereketli yağmurlar eşlik eder.

Dilerim, yazmayı unuttuğum, tüm çiçekler ve ağaçlar  beni mazur görür!