Meydanlar şehrin en önemli merkez noktalarıdır. Bu nedenle yüklendikleri misyona göre adlandırılmaktadırlar.
Trabzon’un Boztepe, Kavak Meydan, Gavur Meydanı gibi önemli olan bir başka meydanı ise Süthane Meydanıdır. Burası 13 ve 15 yüzyıllarda bölgenin en önemli ticaret alanı idi. Ayrıca bölgenin coğrafi konumu da mevcut durumunu meydanın adını hafızalara daha silinmez şekilde işlemiş idi.
Bu bağlamda bakıldığında seyyah Venyamin ve Evliya Çelebi’nin kayıtları üst üste düşer. Aynı zamanda Trabzon’un Ruslar tarafından işgali edilmesi ile birlikte Trabzon’a gönderilmiş olan arkeolojik bilim heyeti başkanı Fyodur İvanoviç Uspenski,‘Süt’ ya da ‘Süthane’ olarak adlandırılan kapının ilk anda Rus elyazmalarında geçmekte olduğundan söz ederken; V. D. Smirnovau’nun yapıtlarında söz konusu alan olarak verilmez. O’nun “Kutsal Sofya (Ayasofya) Hakkında Türk Efsanesi 1898) adlı yapıtında söz konusu terime oldukça sade bir şekilde değinmiştir.
Fyodr İvanoviç Uspenski Küçük Asya’ya yerleşmiş olan Selçuk Türklerinin Konstantinopol’un 10. hissesi olan Galata’yı kendi dillerinde ‘süt’ şeklinde ifade etmelerini anlamlı bulur. Her ne şekilde konuya yaklaşım gösterilir ise gösterilsin ‘süt’ sözcüğü öz Türkçe bir sözdür. Söz konusu alan (Moloz) Venedik ve Cenovalılar tarafından önemli bir koloni (Ticaret Merkezi) olarak kullanılmıştır.
Moloz’un sur duvarlarının dip kısmından itibaren Pazar yerleri başlıyordu. Esasen söz konusu alanın aynı zamanda Putperestler için mistik bir önemi söz konusu idi. Meydanda bir Putperest sunak taşı olup, mevsimin belirli zamanlarında burada dini ibadet gerçekleştirilirdi. Meydanın doğu kısmında bulunan Ortaçağa ait Bedesten Rus işgali ile birlikte önce ahır olarak kullanılmış, daha sonra ise değişik işlevler görmüştür. Zamanın akışında çok şey değişime uğramış, Moloz (Süthane) eski görkemli dönemlerini yitirmiş olsa da ticari önemini korumaktadır. Eski Kilise sonradan 1600 de Karabaş Camiine dönüştürülmüş olsa da 1930’larda tamamen yıkılmıştır. Meşhur Tophane, Hacı Arif ve 8 direkli hamlar söz konusu meydanı süslemekte olan bir kolye gibi idi. Ayrıca Molozda Ne yazık ki, 6 taş köprüyü de beton dökülüp ya da doldurarak kişisel rant uğruna yok ettik. Şimdi de beklentimizi Turizme yatırdık. Tarih olmayan yerde turizm olur mu?