2-0’ lık galibiyetin tadını çıkarırken ve de 2-2 beraberliğe  bile çok üzülecekken son dakika golüyle 3-2 kaybettiğimiz Hatayspor maçından sonra, 45 yıllık büyük aşkın ardından 4,5 ay önce veda ettiğimiz  sigarayı aramadık ama, tuhaftır  Mazhar, Fuat, Özkan üstatların bir şarkısı takıldı dilimize..

‘Ele güne karşı yapayalnız, böylede olmaz ki.

Nasıl da gittin insafsız böyle bırakılmaz ki”

Ya sen zaten bu futbol işinde federasyonundan, hakemine, yaygın basınından TV sine kadar  her yerde  yapayalnızsın..

Bırak geçmişi ,son örnek te  ortada..

Şeker hakem!  ile pozisyonu 40 defa yavaş, hızlı, sağdan, soldan izleyen VAR’cılar tarafından rakibin elle düzelterek attığı gol  geçerli sayılarak arkadan hançerlendin önceki akşam..

Elbette sen de yenileceksin..

Kötü de oynayacaksın.

Yeri gelecek fark ta yiyeceksin..

Ama yine şarkıya dönersek :

‘Böyle de olmaz ki’

Avucunun içindeki 3 puan böylesine acemice bırakılmaz ki!

Ömrünün yarım asırdan fazlasında futbol birinci önceliği olan ve olayın saha içi ve dışında hakemlik hariç ne kadar tarafı varsa hepsinde bulunan birisi olarak zaman zaman ‘Nereden bulaştık bu işe ya’ diye düşünmeden edemiyoruz..

Al işte Hatay maçı..

2-0 öndesin, 20 dakika var, kalene gelen 3 top ta gol oluyor ve  mağlup oluyorsun..

Ve bütün bunlar olurken  en başta da ; ‘Sonunda tam bize göre birini bulduk’ deyip çok  inandığınız, güvendiğiniz  bir teknik adam ile, iki sene önce yaptığı inanılmaz kurtarışlarla Trabzonspor’un şampiyonluğunda başrol oynayan kalecinizin kurbanı oluyorsunuz..

Daha dün Avrupa devlerini peşine takan kaptanımızın şimdi Trabzonspor kalesindeki mevcudiyeti bile tartışılırken, ’Sen biraz dinlenip kafayı toparla ’ bile diyemiyorsunuz.

Çünkü Trabzonspor gibi bir takımsınız ama güvenebileceğiniz 2.  kaleciniz yok!..

Ama Berat’ınız  var!..

Bu Berat  en  iyi zamanında ne yapmış ki,  şimdi hem de ekonomik kurtuluş verdiğiniz bir dönemde 33 milyona (Trilyona) kiralıyorsunuz..

Kotia bile akıllandırmamış belli..

2.3 milyon Euro bonservisle oyuncu alıyorsunuz da kadroda yer bulamıyorsunuz..

Hazır değilmiş.

Yahu bu arkadaş geldiği kulüpte antrenman yapmıyor muydu?

Geldikten sonra da bir aydır bizimle çalışmıyor mu?

Hem hazırları da gördük ya..

                                                                            ***

Aslında neyin ne olduğunu herkes açıkça gördü bu yüzden teferruata girmeye gerek yok da şu kadarını yazmadan geçmeyelim.

 Sayın Hocam;

Onuachu’yu  çıkarmakla rakip savunma göbeğinde mahkum oynayan 2-3 oyuncunun serbest kalmasını sağladınız, onlar ve yerlerine girenler de apaçiler gibi kalemize saldırıp işimizi bitirdi.

Madem 2-0 a yatacaktınız  bari yıllık 2.2 milyon Euro garanti ücretten 4 yıllık anlaşma yapılan Denswil’i defansın  önüne ya da stoperlerin arasına   koyup 3 lü savunmaya geçseydiniz..

Bu Larsen’i de üzerine gelen 3 kişi karşısında çaresiz kalıp koridora dönen Mehmet Can’ın önüne 2. Bir sağbek gibi sürseydiniz..

Ya da hiç karışmasaydınız bu maç en kötü 2-1 biterdi..

Sizden umudumuzu kesmedik ama burası Trabzon..

Şunu bilin ki  bu  yanlışları yerli biri yapsa , değil lisanını nüfus kağıdını yırtarlar..

‘Bunlar da başımıza antrenör kesildi ‘derseniz  haklısınız.

Benim zaten diplomam var da, o tribünlerdeki 40 bin kişi  de sınava girse en az 30 bini bir takım  çalıştıracak kadar diploma alır.

Hem maçtan sonra siz söylediniz ya;

‘Ne olduğunu ben de anlamadım’ diye..

Biz de biraz yardımcı olup bir kısmını anlatalım ’ istedik..

Bu arada şu Mendy’i biriniz çekip kenara ‘ Evladım senin niyetin ne?’ diye sorsun..

Maçın hemen başlarında  sarı kart görüp  ikincisini de  görüp oyun dışı kalacak diye yüreğimizi ağzımıza getirmesin..