Küçücük bir dünya benim ki büyük hayallerimin içinde.
Önce ben sonra hayat!
Günsüz gecelerin içinde boğulmak ve sadece yazmak!
Yazdıklarımı hissettirmek ve birazda dokunmak kimi hayatlara.
Ruhum sevdiklerimi tutar elim ise sadece kalemimi!
Beğensem de beğenmesem de bu hayat benim!
Unutuldu mu her bir şey sence?
Ne mümkün!
Güller mevsiminde açmayı unutur mu hiç?
Ey çocukluğum!
Ey çocuk ruhum !
Gitme benden ne olur!
Düştüğümde dizlerim acırdı bir zamanlar, şimdilerde ise ruhum acır oldu düştüğümde!
Sanırım ruhumda bedenimde büyüyor her daim yaşanmışlıklarla!
Sahi ;
Nereye kadar büyüyeceğim?
Böyle giderse bir mezar bile bulamayacaklar bu büyüklükle bana!
Kim bilir belkide bu büyüklük beni geriye döndürüyordur, kim bilir!
Belki de benden alınanlar beni bir kuş edasında hafifletiyordur, yine kim bilir!
............
Okuduğunuz bu yazıda her biriniz kendinizden bir şeyler bulmuştur bence.
Her geçen gün başkalaşarak uyanıyoruz güne ve değişimin farkına varmadan koştukça koşuyoruz hayat yolunda hem de çocuk ruhumuzu arka plana atarak.
Sonra özler oluyoruz eski benliğimizi , o saf duygularımızı çünkü artık hiç birimiz saf ve masum değiliz!
Kimse kendini kandırmasın kabul edelim ki hiç birimiz masum değiliz!
Ne yazık ki ; mümkün olmayan geri dönüş yolunu da kaçırdık bundan öte!
Ama ümitliyiz!
Çok zaman “ ah keşke eskiye dönebilsem” demiyor muyuz?
Elbette diyoruz ama son çıkışı kaçırdık!
Kızmayın bana bu söylediklerimden ötürü , gerçeklerle bende yüzleştim ve çıkışı bende kaçırdım ama buna rağmen yine de umutluyum ve daha fazla büyütmüyorum çocuk benliğimi, ne kadar yapabiliyorsam o kadar!
“Sorgulamayın hayatı zira sorgu çöküntüye düşürür!”
Çocuk olamayız belki yeniden ama çocuk ruhumuzu daha da büyütmeyelim !
En azından buna dikkat edelim , ne dersiniz?
Sevgiyle kalın