Kolay değildir bir meslekte ömür tamamlamak.

Ziya Paşa meşhur terkibi bendinde: ”Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” der. Malum memurlar ilk göreve başladıkları zaman, dürüst şekilde devlet menfaatlerini koruyacaklarına, adil olacaklarına dair namus ve şerefleri üzerine yemin ederler. Bu yemine sadakatle bağlı kalmak her kişinin işi değildir. Neticede zaman zaman nahoş olaylar vuku bulur. Hele hizmet süresi uzun vadeli olunca.

Biz de Allah’ın inayeti ile bu süreci 42 yıl üzerine gururla tamamladık. Asıl olan “bugün Allah için ne yaptınya da vicdanın huzurlu, başın rahat mı? Bu ve benzeri sorulara yanıt bulabilmiş isen senden iyisi yoktur. Birkaç kez düşündüm binlerce öğrenci gelip geçti elinden, pek çok problemleriyle. Onları kendi evlatlarımız gibi hatta evlatlarımızdan değerli gördük. Onlar bize emanettiler. Emanet ihmale gelmezdi. Bir eğitimci için en mutlu olunan durum öğrencilerini daima iyi yerlerde görmektir. Çünkü onların üzüntüsü ile üzüldük, dertlerine derman olmaya çalıştık ve onların başarıları ile gururlandık.

Öğretmenliğimin ilk yıllarında emanetimize aldığımız çocukları güzel yerlerde görmenin mutluluğunu iliklerimize kadar yaşadık. Onları daima en içten kendi çocuklarımız kadar sevdik, başarılarıyla gururlandık. Bir beklentimiz asla olmadı, olamazdı zaten. Ben de aynı yoldan geçtim, binlerce öğrencinin yetişmesinde hasbel kadar emeğim oldu. Bin yıl ömrüm olsa ve ölüp dirilsem hangi mesleği yapmak istersin sorulsa yine öğretmenliği tercih ederim!..

Öğretmen derdini kimseye açamaz. Göz yaşı dökemez. Sevincini bile yüksek demde ortaya koyamaz. Giyim-kuşamına dikkat eden örnek bir kişiliktir. Mum misali daima yanar cehaletin karanlığını sonlandırmak için kendi tükenişini dikkate almaz bile. Hakkıyla yapılan öğretmenlik çok zordur. Her şeyine dikkat etmelisin. 42 yıllık görevimde gururlandıran işlere imza attım. Türkiye’nin, hatta dünyanın her tarafında bir öğrencim vardır bundan büyük bir servet olabilir mi?! Sanmıyorum.  Şükürler olsun ki, Namık Kemal’in dediği gibi “çekildik izzet-i ikbal ile bab-ı hükümetten”. Biliyor ve inanıyorum ki ektiğimiz çiçek tohumları yeşerdi ve yeşermeye devam edecek. Biz huzur içerisinde ömrümüzü devam ettireceğiz.