Bir şeyin kıymetini kaybedince, yokluğunda daha iyi anlarız.

Özellikle de sağlığımızı

Allah selametini versin Trabzonspor’un efsane başkanı Şamil Ekinci, Karadeniz Gazetesi’nin sahibi iken bize her zaman şu öğütte bulunurdu.

Çocuklar, doktorlarla uğraşmayın iyi geçenin çünkü bir gün mutlaka siz veya bir yakınınızın ona ihtiyacı olacak

Gerçekten de öyle.

Allah rahmet eylesin 25 yıl birlikte yol arkadaşlığı yaptığımız merhum Salih Çamoğlu abimiz de her zaman bize “önce sağlık, sonra aile saadeti sonra da makam ve para” derdi.

Ama ne yazık ki onu da ilk önceliğinden kaybettik. Allah mekânını cennet eylesin.

Sağlığınız iyi değilse hiçbir şeyden keyif alamıyorsunuz, yaşamın tadını bile alamıyorsunuz, etrafınızdaki insanlara bile hep negatif enerji verirsiniz.

Geçtiğimiz günlerde küçük bir operasyon geçirince sağlığın önemini daha iyi anladık. Allah doktorlarımızı başımızdan eksik etmesin.

Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü hocanın beyanatı gerçekten son derece önemliydi ve gerçekten çok güzeli bir örneklendirme ile korona virüs illetine dikkat çekti.

Her gün bir uçak dolusu insanı kaybediyoruz dedi.

Evet, bir uçaktaki yolcu sayısı 180

Ama biz her gün 200’ün üzerine insanımızı kaybediyoruz. Her gün yaşanacak bir uçak kazasında bu kadar insanımız kaybetmiş olsaydık dünya ayağa kalkardı.

Hangi havayolu şirketi ise de tefe konulurdu.

Sonuçta can kaybı.

Kovitten de kaybetsek aynı, uçak kazasında da kaybetsek aynı. Ne değişiyor. Maalesef her gün bu kadar insanımızı kaybediyoruz.

Allah kimseyi hastanelere düşürmesin ama hastanesiz de bırakmasın.

Türkiye son 20 yılda özellikle sağlık alanında reformlar yaşandı. Hastane önlerindeki kuyrukların erimesinden tutun da hekim seçimine kadar önemli atılımlar yapıldı.

Bir taraftan tıp gelişirken diğer taraftan eş zamanlı olarak hem tıp elamanının yetiştirilmesi hem de gelişen teknolojiyle hastanelerin fiziki ortamlarının geliştirilmesi çağ atlama niteliğindedir.

Trabzon’da sadece Sigorta ve Numune Hastaneleri şehrin yükünü çekiyordu. Tıp Fakültesi’ne sevk çok zordu ve her hasta oradan tedavi hizmeti alamıyordu. Yavuz Selim Kemik hastanesi ve Göğüs Hastanesi de destekleyici hastanelerdi.

Son 20 yıl içerisinde Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi gibi ciddi bir hastane kurulurken, Fatih Devlet, Ahi Evren Kalp ve Damar Hastanesi, Yavuz Selim Kemik Hastanesi, Haçkalı Baba Devlet Hastanesi, Numune kampüsü, Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi ile üç özel hastaneyle Trabzon sağlıkta adeta çığır açtı.

Farabi Hastanesi Ek binasıyla birlikte üstelik her hasta istediği hastane ve doktoru seçme şansına sahip oldu.

SSK’lı, memur ayrımı gözetmeksizin her birey istediği hastaneye gidip tedavisini en iyi şekilde almıştır.

Şimdi Trabzon’da 900 yataklı Şehir Hastanesi inşa ediliyor.

Akyazı stadının yanında üstelik deniz manzaralı.

350 dönüm üzerinde fore kazıkları üzerinde kurulacak hastane inşaatında önemli aşamaya gelindi. Tüm branşların aynı yerde toplanacağı sağlık kompleksi şeklinde hizmet verecek.

Yani kalp için Ahi Evren’e, Ortopedi için Kemik Hastanesine, Kadın Doğum için Kanuni Eğitim Araştırma Hastanesi’ne gitmeye gerek kalmayacak.

Aynı yerde tüm branşlar için hizmet alınabilecek.

Yapandan, edenden Allah razı olsun.

Sağlık çalışanlarını unutmamak lazım onların emeği gerçekten çok büyüktür.

Hakkı hiçbir zaman ödenmez.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yeni düzenlemeyle emeklerinin karşılığını vereceğine inanıyorum.

Çünkü onların hakkı.