Trabzon, futbolun kalbidir. Bazen o kalp, kendi ritmini duyamaz hale gelir. Sabırsızlık, eleştiri ve özlem birbirine karıştığında; tribün, oyundan daha gürültülü olur. Fatih Tekke, o gürültünün ortasında sessiz devrim yaptı. Bir zamanlar şehrin gol sesiydi, şimdi farklı rolle kentin umudu oldu.
Trabzonspor, uzun zamandır “oyun” oynamıyor, sadece maç yapıyordu.
Tekke geldi, önce o farkı hatırlattı. Topun peşinden koşmakla, oyunu yönetmek arasındaki çizgiyi yeniden çizdi. Artık topa her dokunuşun fikri var. Her koşunun amacı olduğu gibi. Disiplinli, kompakt, bir o kadar da özgür oynamaya başladı Trabzonspor. Yeniden “oyun kuran takım” kimliğine büründü
Belki de en önemlisi: oyuncular sahada, teknik direktör kenarda artık “Trabzonlu gibi” davranıyor. Bu şehir duygusuz futbolu affetmez. Tekke bunu herkesten iyi biliyor. Oyuncuyken yaşadıkları hafızamızda!..
Bu günlerde istatistiklere sığınmak kolay.. Şu kadar yendi, şöyle attı, az yedi, bir yere kadar. Oysa tabloyu asıl anlamlı kılan, sayılara “ruh” kazandıran detay, futbolcuların yüzlerindeki inanç.
Ona “Fatih Hoca” gibi değil; “abi” gözüyle bakıyorlar. Otoritesini korkuyla değil, adaletle kuruyor. Formayı “hediye” etmiyor, “hak ettiriyor”. Bu yaklaşım, bir liderlik biçimi. Futbolda teknik direktörü en değerli kılan işte bu adalet duygusudur... Tekke, şu ana kadar bunu başarmış gözüküyor..
Tekke’nin gelişiyle birlikte Trabzonspor yeniden kendi genlerine dönme izlenimleri veriyor. Yabancı kimlik arayışları, ezber taktikler, modernlik uğruna kaybolan ruh, hepsi yerini “Trabzon’un futboluna” bırakıyor... Mücadele, baskı ve onurlu inat. Tempo biraz daha ilerlerse değmeyin keyiflere..
Bu günkü görüntünün yükseliş izleri taşıdığı doğru. Ama bu sadece teknik direktör değil; zihniyet değişimi de . Fatih Tekke’nin elinde Trabzonspor sadece puan kazanmaya değil, karakterini geri almaya da başladı.
Bunları söylerken kendisinin de altını çizdiği gerçek asla unutulmamalı. Oyun kimliği oturuyor, taraftar yeniden inanmaya başlıyor, işte buralar en tehlikeli yerler... Yükselirken gevşemek gidişatı tersine çevirebilir. Tekke bunu biliyor. Aslolan şu ki; zirveye çıkmak değil, orada kalmak karakter ister.
Sözün özü; Fatih Tekke’nin Trabzonspor’u, sadece futbol oynamıyor. Kendine dönüyor, aslını hatırlıyor. Zira “futbol sadece kazanmak değil, aynı zamanda hatırlamaktır da.”