Ak Parti’nin 22 yıl aradan sonra seçim kaybetmesinde etken çok sayıda sebep sayıldı lakin geçmişte kabinede görev alan eski bir siyasetçinin tespitleri tüyler ürperten cinsten.

Türk siyasetinin ağır toplarından bu ismin adını açıklamayacağım ama tespitlerini siz değerli okuyucularımla paylaşacağım.

34 madde halinde sıraladığı gerekçelerinden bazılarını gizlilik esasına ve bireysel hakların gizli kalması ve koruma kanununa göre eleyeceğim.

İşte O’nun kaleminden

“AKParti’nin MYK’sı toplandı. Erdoğan seçim yenilgisi ile ilgili gerekçeleri iyi analiz edeceğiz dedi.

Siz zahmet etmeyin ben söyleyeyim.

1.Beşli müteahhit grubunun milyar dolarlık vergi borcunu silip vatandaşın bin bir güçlükle sahip olduğu arabasına ek MTV konulmayacaktı.

2. Döviz üzerinden hazineyi borçlandırıp köprü, otoban, havaalanı, hastane müteahhitlerine milyarlarca para aktarırken emekliye para vermek için kaynak yok denilmeyecekti.

3. Gabar’dan petrol Karadeniz’den gaz fışkırırken iç piyasada vatandaşa doğru yansıtacaktı.

4. Para yok diye 25 milyon dolara tank palet fabrikasını Katar’a satmışken, sebebi sonradan anlaşıldığı üzere bu yoklukta 55 milyon dolar verip uzaya bir yandaş gönderip daha sonra onu panayır maymunu gibi seçim gezilerine götürülmeyecekti.

5. Yargı bağımsızlığına bu kadar müdahil olunmayacaktı, Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı duyulacaktı.

6. Sayıştay’ın yetkilerini budayıp, Sayıştay’ın kamu ihalelerindeki yolsuzluklar hakkındaki raporlarını hukuken kadük duruma getirilmeyecekti.

7. Liyakatli olmayan yalakaları (jöleli y…şak) gibi danışman, bilgisiz adamları bakan, vefa diye birileri milletvekili yapılmayacaktı.

8. Halkı hakir görüp seçim gezilerinde kafasına çay oyuncağı atılmayacaktı.

9. Harun gibi gelip Karun gibi davranılmayacaktı.

10. Vatandaş arasına nifak sokulup din, dil, ırk mezhep gibi etnik meseleler oy uğruna kaşınmayacaktı.

11. Ordu ile bu kadar oynanmayacaktı. Ordunun kudretli generallerini taklacı güvercine dönüştürüp siyasallaştırmayacaktı.

12. Kamu güvenliğini sağlayan bakanların kriminal insanlar ile kucak kucağa fotoğraf çektirmelerine seyirci kalınmayacaktı.

13. Oy uğruna memleketin tarikat yuvasına dönüşüne izin verilmeyecekti.

14. Ülke kontrolsüz göçler ile mülteci cennetine çevrilmeyecekti.

15. Kanla kazanılmış TC vatandaşlığı para ile satılmayacaktı.

16. Özelleştirme adı altında devletin çalışan fabrikaları yandaşlara peşkeş çekilmeyecekti.

17. Partili başkanlık sistemi diye ucube bir yönetim biçimi icat edilmenecekti.

18. Ağır hakaret edilen devlet başkanlarının ayağına gidilmeyecekti.

19. Yandaş yalaka medya grubu oluşturulmayacaktı.

20. "Bir gece ansızın gelebilirim" denilirken birçoğu yüzülerek gidilecek mesafede ve bir kısmı Büyük ada büyüklüğündeki adalarımıza (18) çökmesi yetmezmiş gibi bir de oraların silahlandırmasına izin verilmeyecekti.

21. 28 Temmuz 2021 günü bütün Ege bölgesi sahillerinde başlayan yangından birkaç saat önce 7334 sayılı “Turizmi Teşvik Kanunu ile bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” çıkarılarak "Kültür ve gelişme bölgesi dışında kalsa bile yanan bütün orman alanlarının Cumhurbaşkanı kararı ile Turizm yatırımcılarına açılabileceği" yönündeki kanundan sonra yeni rant alanlarının açılmasına izin onay verilmeyecekti.

22. Milletimiz yoklukla pençeleşirken sığınmacı adı altında ülkemize gelen on milyonu aşkın yabancıya maaş ödenmesine, ücretsiz toplu taşımaları kullanmalarına, milletin hastanelerden binbir zorlukla aylar sonrasına randevu alıp sırada beklerken sığınmacıların sıra beklemeden doğrudan muayene olmasına imkân sağlanmayacaktı.

23. Kuzey Suriye’nin boşaltılması ve orada kurulması amaçlanan PKK kaynaklı Yahudi Kürt devletinin kuruluşunu kolaylaştırmak için o bölgeden gelen sığınmacılar kabul edilmeyecekti.

24. Yeraltı zenginliklerimizi sadece para kazanmak için hiçbir çevresel kurala uymadan yabancı ülkelere pazarlanmasına olanak sağlanmayacaktı. Köylünün sesine kulak verilerek ülke tarımını ve hayvancılığını destekler mahiyette kararlar alınarak korumacı olunmalıydı.

25. Devlet kuruluşlarının başındaki TC ibaresini kaldıramayacak, açılışlarda okunan İstiklal Marşı’nın okutulmasına devam edilecekti. 

Evet, siyasetin ağır topundan 31 Mart’a böyle bir bakış açısı getirdi. AK Parti’nin üst düzey yöneticilerine yeni yol haritası için rehber olacağını düşünüyorum.