Annesi ve babası her yıl oğullarını yazın büyükannesinin yanına gönderirken, trende ona eşlik edip bir sonraki gün aynı trenle eve geri dönerlerdi.

Aradan zaman geçti

Çocuk, biraz büyüdüğünde anne ve babasına şöyle dedi:

“Anne baba. Ben artık büyüdüm bu yıl büyükannemin yanına tek başıma gitmeyi denesem ne dersiniz?”

Kısa bir tartışmadan sonra anne ve babası bu konuda fikir birliğine vardılar.

Olsun dediler yavrum sen nasıl istersen

Birlikte tren garına gittiler.

İstasyon platformunda ona el sallayıp uğurlarken ve vagonun penceresinden hala son tembihlerini yaparken, çocuk aynı şeyleri tekrarlamaya devam etti

“Evet, biliyorum baba, biliyorum anne yüzlerce kez söylediniz” diye

Tren kalkmak üzereydi ki babası “Oğlum olur ya, kendini rahatsız ve yalnız hissedersen ya da korkarsan bu senin için” diyerek oğlunun cebine bir şey sıkıştırdı.

Ve artık çocuk ilk kez tek başınaydı.

Etrafındaki yabancı, tanımadığı insanlar birbirleriyle itişip kakışıyor, gülüyor ve çocuğun tek başına oturduğu kısma girip çıkıyorlardı.

Kondüktör geldi.

Çocuğun biletine bakarken, yalnız yolculuk yaptığına dair bir yorum yaptı.

Ve bir başka yolcu ise çocuğa acır gibi baktı.

Onu işaret edip kendi aralarında fısıldayanlar oldu.

Ve çocuk birden kendini çok huzursuz hissetti ve rahatsızlığı her geçen dakika daha da arttı.

Başını önüne eğdi, koltuğun köşesine adeta büzüştü ve gözyaşları yavaş yavaş yanaklarından aşağıya süzülmeye başladı.

İşte o anda babasının cebine bir şey koyduğunu hatırladı.

Titreyen elleriyle el yordamıyla o küçük kâğıt parçasını buldu ve açtı.

Kâğıtta şunlar yazılıyordu,

“Oğlum, biz son vagondayız”

Offf Allah’ım ne ağır ve anlamlı bir söz

Babalar böyledir

Anneler böyledir

Çocuklar anne ve babanın gözünde her zaman çocuktur.

Hiç büyümezler

Kaç yaşına gelirse gelsin onlar hep çocuk kalır onların gözünde.

Elbette çocuklarımızın uçmasına, kanat çırpmasına izin vereceğiz ama onlar hayatı göğüsleyene kadar bizler de her zaman son vagonda olmalıyız.