Atalanta, İnter ve Juventus gibi Avrupa devlerinin de aralarında bulunduğu takımları eleyerek Barcelona ile Avrupa Şampiyonluğu için final oynayıp 2. olan ve kulüpler düzeyinde Türkiye Tarihinde Avrupa’daki en büyük başarıyı elde eden Trabzonspor U 19 takımı ile tük Türkiye dahil hepimiz gururlandık.

Yöneticisi, antrenörü haklı olarak havaya girdi, büyük hava yaptı,

Lakin bütün iş burada kaldı.

Çünkü, bu takımdan tek bir futbolcuya bile, A takımda forma verilmedi.

Oysa , kurulduğu ilk günden beri Trabzonspor altyapısının asıl amacı A takıma oyuncu yükseltmektir.

Ve asıl başarı kıstası da saha sonuçları değil, budur..

A takıma kaç oyuncu verdiğidir önemli olan.

Ki Trabzonspor’un geçmişi bunun sayısız örnekleriyle doludur.

70 li yılların başında faaliyete geçen alt yapının ilk ürünleri de Bordo-Mavili forma ile 6 sı lig şampiyonluğu olmak üzere 19 kupa kaldıran Güngör Şahinkaya ile 5 i lig şampiyonluğu 18 kupayı kucaklayan Hüsnü Özkara bu mantıktaki bir altyapının çok güzel örnekleri olma özelliğini sürdürmektedir.

Sonraki yıllarda bu isimlere sayısız gençler de eklenmiş ve Trabzonspor bu konuda hep başı çekerek Türkiye’ye örnek olmuştur.

Lakin gelinen noktada bu özellik kaybolmuştur.

Bu uğurda çok büyük emeklerle yıllarını harcayıp, sakatların çok olduğu bir döneme rastlayan Avni Aker’deki Fenerbahçe maçına Trabzonspor’u amatör takımdan aldığı solbek Küçük Şenol ile santrafor Tuncay Soyak’ı hiç tereddütsüz ilk 11’de sahaya sürüp 1-1 sonuçlanan maç sonrası bankolaştıran Özkan Sümer’in adını taşıyan bir akademi,

şuradan, buradan genç oyuncuların peşine düşüpte stoper yokluğunda elindeki bir Arda,’yı, Salih’i , Taha’yı görmüyorsa..

En azından son 15 dakikada olsa Cinan Çanak gibi bir oyuncuyu sahaya süremiyorsa,

Ne boşyere zaman ve para harcayıp uğraşın, ne de yılda 10 gün Trabzon’a gelen Double Pas’a da 400 bin Euro gibi bir ücreti boş yere vermeyin.

Acaba çok isabetli bir kararla Altyapı Koordinatörlüğüne getirilen Güngör Şahinkaya, bu ve benzer sebepler yüzünden mi ‘Ne haliniz varsa görün’ deyip çekip gitti?

‘OYNAMAZSA PARASINI SİZDEN ALIRIM!’

Soner Boz ile Metin Diyadin’in Trabzonspor amatör takımında oynadığı yıllar.

O dönem yayında olan Kuzey Haber Gazetesinin Spor Müdürlüğünü yapıyoruz.

Çok başarılı maçlar çıkaran Soner ve Metin’in A takıma alınması için ha bire yazılar yazıyor, manşetten haberler yapıyoruz.

Bir de İbrahim var stoper ama, öncelik Soner ile Metin’de ..

Bilgisayar’ın, internetin, haliyle sosyal medya’nın olmadığı o dönemler sadece sporda değil siyassette de , bürokrasi de de basın-yöneteci ilişkileri çok daha sıcak.

Zaman zaman gazeteye uğruyorlar, sohbetler ediyor, haberler yapıyoruz..

Tabi biz bu Soner ve Metin konusunu sürekli gündemde tutuyoruz.

Biz yazdık diye değil ama sonunda Trabzonspor Soner’e sanırım o dönemin parasıyla 20 bin lira karşılığı imza attırıp A takıma aldı, alınmayan Metin ‘de Ankara Gençlerbirliği’ne gitti.

Ve bir gün dönemin başkanı rahmetli Mazhar Afacan bir kaç yöneticiyle Demirkırlar Sitesindeki gazeteye ziyaretimize geldi.

Hoş,beş muhabbetinden sonra ilk lafı;

‘Yazdınız ,yazdınız sonunda aldık Soner’i.

Valla oynamazsa parasını sizden alırım’ deyince

‘Oynar başkanım oynar.

Hem de size para kazandırır’ demiştik.

Nitekim çok başarılı olup ‘Süper Bücür’ lakabıyla rakip savunmaların sol kanadını felç edip deplasmanda Barcelona’ya gol bile attı Soner..

Dünyalar efendisi sayın başkanı kez daha, özlem ve rahmetle anıyoruz.

Rahmeti bol mekanı cennet olsun.

HİÇ BİR ŞEY İÇİN GEÇ DEĞİL!

Epey zaman oldu.

Bir dönemler Trabzonspor’da forma giyen altyapıdan gelme sağbek Mehmet İpek’e futbolu bıraktıktan sonra; ‘Yahu Mehmet, fiziğin, gücün kuvvetin hırsın yerindeydi. Tekniğin yeterli, dripling yapıp top ta kesebiliyordun.İyiydin ama bence bu özelliklerinle çok daha iyisini yapabilirdin.

Çünkü yıldız kabul edilen çok sağbekten bile fazlaydın bu açıdan’ demiştim de şu cevabı vermişti.

‘Abi, o zaman bize bu tür şeyleri söyleyen, akıl veren kimse yoktu ki?’

Gerçi dense de pek dinlenilmezdi diyelim gelelim Arif Boşluk konusuna.

Yeterli şans bulmasına rağmen bir türlü beklenen patlamayı yapamayarak her maçta tribünlerden tepki görüp sonunda Trabzonspor’la yolları ayrılıp Konyaspor’a giden Arif’e..

Gerçi bu tür şeyler iş işten geçmeden kaale alınmaz ama dilerseniz bu genç için de bir şeyler diyelim.

Bak evlat; Tekniğin yerinde,dripling yapıp, çalım da atabiliyorsun.

Sol ayağınla iyi toplar kesip, sert şut çıkarabiliyorsun.

Defansif yönünü geliştirip, hırs faktörünü de işin içine katıp umursamaz görüntünden kurtulabilirsen,

ve de kuvveti de işin içine katıp ‘Madem öyle işte böyle’ diyerek çalışırsan;

Senin de ummadığın yerlere gelebilirsin.

Çünkü henüz 22 yaşındasın ve hiç bir şey için geç değil.

Artık top sende.

Ya millete haklı çıkaracaksın..

Ya da ‘Bu çocuğun kıymetini bilemedik’ dedirteceksin..

BİR HİKAYEMİZ VAR

İslam ÇUPİ

Trabzonspor 75

Ahmet Suat'a Trabzon'un Fenerbahçe ile İstanbul'da 1-1 berabere kaldığı Kupa Maçında bir kere daha dikkatle baktım..

İki paytak bacak.. Belli ki parasız futbolun çok kahrını çekmiş.

Omuzlar normalden biraz daha kalkık.. Etten fazla kemiğin hakim olduğu bir yüz.. Sivri bir burun.. Kendisine bir "çarıklı erkân-ı harp" modeli getiren bir tarafa devrilmiş başında bir kasket..

Ahmet Suat, Birinci Lige zıpkın gibi giren, Türkiye Kupasının çeyrek finaline Karadeniz afişi olarak yapışan Trabzonspor mucizesinin gölgedeki lideridir..

Ahmet Suat, ülkemize sadece isim olarak gelen ve çuvalla para kazanan yabancı hocaların yanında, antrenörlüğü cep harçlığına yapan bir "saklı yerli"dir..

Ahmet Suat, Türkiye'deki futbolu tek tek adamdan kurtarıp, takım armonisine sokan çalıştırıcıdır. Bakınız Trabzonspor'a.. Kalecisinden ileri ucuna kadar, taktik ve kollektif disiplinden ayrılıp, kendisi için horozlanan tek futbolcu var mı? ..

Ahmet Suat'la birkaç defa kısa veya uzun futbol lâfladık..

Seçtiği kelimeler, giyimi, alçak gönüllülüğü ve kendini anlatırken koruduğu ölçü ile bende mert izler bıraktı...

18 yıla zıplamış spor gazeteciliğim içinde hokkabazı da dahil her tip antrenör gördüm. İçlerinde başarısızlıklarına bile ustalıkla kılıf geçiren çene profesörleri bile vardı.

Ben Ahmet Suat kadar yarattığı eseri savunurken, "BEN"den kaçan çalıştırıcı görmedim.

Ahmet Suat'a sorarsanız, Trabzon 1975 mucizesinin içinde herşey vardır..

İşine süs değil, gerçek iş olarak ölümüne sarılmış futbolcu vardır.

Akıllı sakin "futbolda neye karışılır, neye karışılmaz" fikrinden sapmıyan oturaklı bir yöneticiler kadrosu vardır..

Trabzonspor'u tribünde de büyüten vefalı taraftar vardır..

Hattâ takımının omuzlarına bir nazarlık gibi asılan yediden yetmişe kadar tüm Trabzon vardır..

Ama kendisi yoktur..

Uzat alnını Ahmet Suat kardeşim.. Ben böyle antrenörü ve onun takımını alnından öperim!..

Not: Bu yazıyı bana atan İsmail Gümrükçü arkadaşımıza teşekkür ediyorum’

**

Yeşiltepe dolmuşları yeni yıla yenilikle giriyor.

(Zamma hazır olun!)

**

Mutlu yıllar

Geçtiğimiz hafta sanat evine uğradım, karikatürist ve buranın başkanı Adnan Taç arkadaşımızın

3 arkadaşıyla kutladığı doğum gününe rastladım.

Bize de pasta ikram ettiler.

Eee, bunu değerlendirelim deyip aldık bu fotoyu.

Sevdiklerinde birlikte sağlıklı ve mutlu uzun yıllar dilerim kardeşim.