Gölgede kalmış usta hikâyeci Ziyad Nemli'nin hikâyelerine dikkatli bir gözle baktığımızda yazdıklarının daha çok gözlem ve yaşantılara dayandığını fark ederiz. Yani o, bazı hikâyelerinde yaşadıklarını edebî bir çizgide öyküleştirirken, bazı hikâyelerinde de gözlemlerine yer vermiştir. Zaten hikâyecinin temel kaynakları gözlem ve yaşantılardır.
Ziyad Nemli, Karadeniz'in karakteristik özelliklerinin en bariz olduğu şehirde, Trabzon'da yaşamıştır. Trabzon'a dair yaşanmışlıkları ömrünün önemli bir yekûnunu teşkil eder. Nemli'nin hikâyelerinin bir kısmı mekân olarak Trabzon'da geçer. Bunlar arasında "Unutulan Bir Şey", "Yağdıkça Çaresiz İçeceksin", "Anı" ve "Mutlu Karanlık" sayılabilir.
Karadeniz'in hırçın ikliminde, Trabzon'da doğmasına rağmen Ziyad Nemli'nin delikanlılık yıllarının önemli bir kısmı İstanbul'da geçmiştir. Bu yüzden hikâyelerinde İstanbul'dan kesitler görebiliriz. Onun hikâyelerinden İstanbul'da geçenler şunlardır: "Kırmızı Paçalı Güvercin", "Mektup Gibi", "Ver Yansın Elini", "Islak Kız" ve "Hikâye Bu"
Merhum Hikmet Aksoy'un Ziyad Nemli vefa kitabında "Kırmızı Paçalı Güvercin" hikâyesinin nerede yayımlandığı belirtilmese de öteki hikâyelerin yayımlanma tarihleri ve yerleri bellidir. Bu çerçevede "Yağdıkça Çaresiz İçeceksin" hikâyesinin 1954'te Hamsi dergisinde, "Anı" hikâyesinin yine 1956'da Hamsi dergisinde,"Islak Kız" hikâyesinin 22 Ocak 1959 tarihinde Vatan 1960 Yıllığı'nda, "Kadavra Başında " hikâyesinin Varlık 1960 Yıllığı'nda,"Unutulan Bir Şey" hikâyesinin Ocak 1955'te İstanbul dergisinde, yine "Ver Yansın Elini" hikâyesinin Şubat 1955'te, "Hikâye Bu" hikâyesinin Mart 1955'te, "Mektup Gibi" hikâyesinin Nisan 1955'te, "Dünya Ekşidi" hikâyesinin Mayıs 1955'te, "İçmeye Gittiler" hikâyesinin Temmuz 1955'te, "Beş Parmak" hikâyesinin Eylül 1955'te, "Dişi" hikâyesinin Aralık 1955'te, "Kadınlar Hamamına Paso" hikâyesinin Aralık 1955'te İstanbul dergisinde, " "Mutlu Karanlık" hikâyesinin ise Ağustos 1962'de Trabzon'da yayımlanan Kıyı dergisinde neşredildiği görülmektedir. Kim bilir bunların dışındaki hikâyeleri nerelerde yayımlanmıştır?
Bu kısımda merhum Hikmet Aksoy'un "Kırmızı Paçalı Güvercin-Ziyad Nemli" adlı kitabındaki örnek hikâyelerin tahlilini yapmaya çalışacağım. Bunu yaparken söz konusu hikâyelerdeki olay (konu), zaman, mekân, kurgu, deyimler ve halk söyleyişleriyle üslûp ve estetik unsurlar temel hareket noktam olacaktır. Bu ölçüler çerçevesinde Ziyad Nemli'nin hikâyelerinin bir kısmı üzerinde bir çeşit kazı (tahlil) çalışması yapacağım. Ona geçmeden evvel de Nemli'nin hikâyelerinin karakteristik özelliklerinden bahsedeceğim.
Ziyad Nemli'nin hikâyelerine baktığımızda (ki Kırmızı Paçalı Güvercin-Ziyad Nemli kitabında yer alan elimizdeki 15 hikâyesinden hareket ediyoruz) bunların genelde 2-3 sayfa uzunluğunda kısa hikâye tarzında olduklarını görüyoruz. Hacimlerinin kısalığı nedeniyle okuyucuyu yormuyorlar. Tabir caizse bir solukta rahatça ve de keyifle okunabiliyorlar.
Ziyad Nemli'nin hikâyelerinde öncelikle ve özellikle dikkat çeken şey, konularını halk kesiminden almasıdır. Bunun en büyük sebebi, kendisinin de halk içinde ve halkla iç içe yaşamış olmasıdır. Onun içindir ki hayata dair gözlemleri renkli, isabetli ve etkileyicidir.
Ziyad Nemli'nin hikâyelerine baktığımızda onun eserlerinde Türkçenin bütün güzelliklerini sergilediğini, dilin bütün imkânlarını kullandığını görüyoruz. Hikâyelerinin çok sevilmesi, yaşayan Türkçeyi ustaca kullanmasından dolayıdır. Zira Türkçe onun hikâyelerinde coşkun bir nehir gibi akar. Onu okurken sözlük karıştırma gereği duymazsınız.