İnce ince dalgalar taa ayaklarımın ucuna kadar geliyor sessizce.
Gözlerimi devirerek uzaklardan gelmeye çalışan demir yığınına bakıyorum.
Belliki çok yorgun bana doğru süzülmeye çalışan gemi.
Kuvvetsiz öten düdüğü kendini ele veriyor ne yazık ki.
Bir an önce kendini demir atmaya odaklamış gibi çabalıyor ucu olmayan denizin üzerinde.
Kendinden önce geliyor yaydığı hareler sahildeki ayak uçlarıma.
Kimbilir ne kadar süreden beri yol alıyorda bu denli acı acı bağırıyor düdüğü.
Belki de içinde barındırdığı şahsiyetlerin hüznüdür gemiye yayılan.
Bacaklarımı karnıma doğru çekip dayadım dizime  ve daldım düşüncelere.
Acaba aşk acısı yaşayanın etkisinden mi böyle?
Yoksa gördüğü şiddet karşısında evinden ve evlatlarından kaçan bir kadının acısından mı?
Yada,yada iflas eden bir iş adamının yaşadığı trajik tramvadan mı? odüdük böyle acı acı feryat ediyor?
Sanırım bunu hiç bir zaman öğrenemeyeceğim.
Ama bildiğim tek şey var.
Benden bir farkı var o geminin,
 
Ben hiç bir zaman onun gibi;sesimin nasıl çıktığına aldırmadan öyle bağıramayacağım acımı!
Ben hiç bir zaman onun gibi;sesimin nasıl çıktığına aldırmadan öyle bağıramayacağım acımı!
Sen çok şanslısın eyy yorgun gemi.
Sen ,sen çok şanslısın eyy yorgun gemi...