AFRİN’E GİDENLERE SELAM ÇALIŞMAYA DEVAM
 
 Bir aylık zorunlu bir aradan sonra tekrar sizlerle buluşmak güzel bir duygu. Yıl sonunda ve yılbaşında böyle bir ara vermek sanki bir yıla bedel bir ayrılık gibi geldi bana. Fakat ne önceki yılı kapatabildim ne yeni yıla başlayabildim, öyle de yoğun karmaşık bir duygu ve hal içerisindeyim.                 
                     
Eminim aranızda benim gibi olanların sayısı epey vardır. Önceki yıldan hala yapamadıklarım, yeni yıla da hazırlıklarım var. Yeni bir yıl bile olsa kolay alışıp hemen bırakamıyorum. Aslında bu duygularımı biraz da muhasebe işiyle uğraşanlar daha da iyi anlayacaktır.
                      
Zaman o kadar hızlı ilerliyor ki günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovalıyor sanki. Tam yeni bir yılın heyecanını yaşarken bir bakmışsın yine bitiveriyor. Ömür denilen sermayeyi tüketiyoruz işte. Günler çok çabuk geçiyor ve zaman bile bitiyor zamansız. Bazen yetmiyor günler, bazen de geçse de günü bitirsek dediğimiz anlar da oluyor şüphesiz.
                    
Gündem o kadar hızlı değişiyor ki, ne yazacağımı düşünürken hafta bitiyor. Peş peşe gelen üzücü olaylar ve Türkiye’nin kabuğunu kırıp terör çemberini yırtması sınır ötesi temizlik yapması şüphesiz en büyük dikkatleri çeken olay bizler için.
                       
Geçtiğimiz günlerde Trabzon’da yaşanan uçak kazası ve uçurumun kenarından dönen hayatlara tam bakarken Türk Silahlı Kuvvetlerimizin Afrin için düğmeye basması tamamıyla gündemi değiştirdi. Adı Zeytin Dalı Harekatı olan bu operasyon şüphesiz damarlarımızdaki kan değişimine de etki edecektir.
                      
Silahlara düşkün, yetmiş yaşına yaklaşan annem bile köyde heyecanlı bir şekilde operasyonu televizyondan takip edip dua ediyor. ”Şimdi orada olsam ne mermiler yakardım teröristlere” deyip beni bile gaza getiriyor telefonda konuşurken. Hiç şüphesiz her birimizin yüreği sınır ötesinde canları pahasına savaşan aslanlar için kıpır kıpır oluyor. Bıraksalar eminin Trabzon’un yarısı bugün operasyona koşulsuz katılmak için gider.
                     
Yıllardır sınırı aşan terör grupları sınırımızdaki karakolları bastılar gencecik Mehmetçiklerimize kahpece kurşun sıktılar. Her defasında “bıçak kemiğe dayandı” söylemlerinden öteye gitme vaktidir şimdi.
                    
Vur Mehmedim vur, son gününde Şemdinli’de o yüce mertebeye ulaşan Çaykaralı Şehit Polis Özel Harekat Başkomiseri Ahmet Çamur için vur. Vur Mehmedim, Of’ta on binlerin cenaze törenine katıldığı Oflu Şehit Özel Harekat Polisi Necmi Çakır için vur. Vur Mehmedim , vur ki Tonyalı Şehit polis Soner Yıldırım’ın kanı yerde kalmasın. Vurun Allah aşkına, Maçkalı Şehit Polis Kadir Miraç Özcan’ın geride kalan gözü yaşlı ama gururlu sevenleri adına vurun. Vurun Mehmedim, vurun ki Şehit Eren Bülbül’ün gözü yaşlı annesinin yanan yüreğine su serpin.
                    
Askerlerimiz cephede vururken şüphesiz bizlere de çok büyük görev düşüyor. Dua edeceğiz, ellerimiz semada o Yüce Yaradandan hainlerin tuzaklarını bozmasını isteyeceğiz. Askerlerimiz sınır ötesi meşru çıkarlarımızı ve güvenliğimizi sağlarken bizler de daha iyi çalışacağız, daha çok çalışacağız. Çalışacağız ki tamamen artık yerli ve milli silahları kullanan Ordumuza destek olacağız.   
                  
Bugün bize düşen görev budur, daha iyi çalışmak ve her koşulda devletimizin yanında olmak. Yarını neler gösterir bilinmez. Bu kadim toprakların azılı düşmanları dün olduğu gibi yarın da olacaktır. Safları sıklaştıracağız ve Ay Yıldızlı Bayrağın etrafında kenetleneceğiz. Bizler yolundan ayrılmadıkça Rabbim de bizi bırakmayacaktır inşallah. Rabbim Ordumuza zafer ihsan eylesin. Başta Zeytin Dalı Operasyonunda şehit düşenler  olmak üzere tüm şehitlerimize Allahtan rahmet ve ailelerine sabırlar diliyorum. Allah cümlemizin Yar ve Yardımcısı olsun.  iyi haftalar.