Bugün maalesef birçok Trabzonlu, Boztepe’demetfun bulunan ve bundan 99 yıl önce esrarengiz bir şekilde öldürülen Ali Şükrü Bey’i, tanımamaktadır. Oysa Ali Şükrü Bey, yakın tarihimizin en unutulmaz simalarından biri olarak tarihte yerini almıştır.

Ali Şükrü Bey, genellikle Birinci TBMM’deki muhalif tavrıyla tanınmıştır. Fakat Ali Şükrü Bey’in hayatına bakıldığında aslında kendisine yakıştırılan “muhalif” damgasının çok ötesinde büyük bir entelektüel olduğu anlaşılır. Ali Şükrü Bey’in kişiliğini ve karakterini sadece tek bir kelimeyle izah etmek O’nun tarihi kişiliğine yapılan bir haksızlıktır.

Ali Şükrü Bey’i farklı kılan özelliklere baktığımızda, Osmanlı Devleti’nin son yıllarındaki diğer asker ve komutanların aksine son derece dindar ve muhafazakâr bir kişiliğe sahip olduğu görülmektedir. Bunun en önemli kanıtlarından biri de 1920 yılında kendisinin teklifiyle TBMM’de kabul edilen ve içki içmeyi yasaklayan Men-i Müskirat Kanunu’dur. Bu kanunla o günlerde hızlı bir şekilde yayılan alkol tüketiminin önüne geçerek, toplumsal sağlığı ve ahlakı korumak hedeflenmiştir.

Ali Şükrü Bey dünyaya açık ve etrafındaki gelişmeleri takip eden bir kişiliğe sahipti. Yabancı dili çok kuvvetli olan Ali Şükrü Bey, her gün dış basını takip ederdi. Bu özelliği nedeniyle Lozan görüşmelerine katılan heyete ağır eleştiriler getirmiştir. Zira İngiliz basınında çıkan haberleri takip eden Ali Şükrü Bey, İsmet Paşa ve ekibinin Lozan Konferansı sırasında gerekli dirayeti gösteremediğini iddia etmiştir.

Ali Şükrü Bey

Birinci TBMM’de Trabzon Mebusu olarak görev yapan Ali Şükrü Bey, aynı zamanda cemiyetçi bir insandı. Zira Ali Şükrü Bey, İkinci Meşrutiyet yıllarında kurulan ve Osmanlı Donanması’nın güçlendirilmesi için çalışan Donanma Cemiyeti’nin en aktif üyelerinden biriydi. Sık sık Donanma Mecmuasında yazılar kaleme alan Ali Şükrü Bey, Çanakkale Savaşı’nın kazanılmasında da dolaylı olarak büyük katkılarda bulunmuştur. Çanakkale Deniz Savaşları sırasında Nusret Mayın gemisi tarafından boğaza döşenen ve İtilaf Donanmasını perişan eden mayınları satın almak üzere Almanya’ya gönderilen kişilerden biri de Ali Şükrü Bey idi.

Ali Şükrü Bey’in bir diğer özelliği ise son derecede korkusuz ve gözü pek bir insan olmasıdır. Haksızlık karşısında asla sessiz kalmayan Ali Şükrü Bey hayatı boyunca, sonu ne olursa olsun doğru bildiğini dile getirmekten korkmamıştır. Düşman saldırılarının artması üzerine TBMM’nin Ankara’dan taşınması gündeme geldiğinde buna karşı çıkanlardan biri de Ali Şükrü Bey’dir. Bu özelliklerine, karizmatik kişiliğini de ekleyen Ali Şükrü Bey bu sayede sevilen, saygı gören bir kişi olmuş, etrafındaki muhalifleri toparlayarak zamanla mecliste doğal bir lider haline gelmiştir.

Ali Şükrü Bey aynı zamanda iyi bir yazar, gazeteci ve başarılı bir yayıncıdır. O’nun hayatına baktığımızda birçok dergi ve mecmuada farklı konular hakkında yazılar kaleme aldığı, Tan, Gündoğuşu, İdman gibi gazeteleri çıkardığı görülmektedir.

Sonuç olarak geçmişimizde yer alan diğer tarihi şahsiyetler ne kadar saygıyı hak ediyorsa Ali Şükrü Bey de en az o kadar saygıyı hak etmektedir.

Trabzon’un değerli evladı, büyük vatansever Ali Şükrü Bey’e, gerici yakıştırması yapmak veya hırslı bir muhalif diyerek küçümsemek O’nun aziz hatırasına yapılan büyük bir saygısızlıktır.