Bugün 10 Kasım.
Ulu Önder, Dünya lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 78. Yılı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü 78. Ölüm yıldönümünde rahmetle, minnetle ve şükranla anıyoruz.
UNESCOtarafından 100. Doğum Yıldönümünde 1981 yılında "Ulusal Mücadele ve Çağdaşlaşma Lideri" olarak tüm dünyaya ilan ettiği dünya lideri Atatürk’ün önünde saygıyla eğiliyoruz.
UNESCO’nun bu uygulaması, dünyada ilk ve tektir ve Atatürk tanımını şöyle yapmıştır
Atatürk, uluslararası anlayış, iş birliği, barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir devrimci, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur.
O, öyle bir dünya lideriydi ki 100 yıl öncesinden bugünleri görecek kadar zekiydi.
O, öyle bir devlet adamıydı ki 11 Eylül saldırılarını ve Afganistan’ın işgalini 90 yıl önce görecek kadar ileriyi görendi.
Türkiye’deki karışıklığı, Irak’ın işgalini, Suriye’deki iş savaşı, Musul’un bugünkü durumunu gören devlet adamıydı.
Uzay savaşlarının yaşandığı çağımızda İstikbal’in Göklerde olduğunu gören bir komutandı.
Mustafa Kemal Atatürk’ü daha iyi anlamak için 93 yıl önce Amerikalı gazeteci Marcosson'a verdiği röportajdan bahsedeceğim.
Çünkü o zaman bugünkü Ortadoğu'ya ve bugüne değiniyor.
Amerika'da yayın hayatı bugün de süren 'The Saturday Evening Post' dergisinin yazarı Isaac F. Marcosson, 13 Temmuz 1923'te Ankara'ya gelmiş Mustafa Kemal Atatürk ve Latife Hanım ile bir röportaj yapmıştı.
Atatürk için "Onu üniformalı göreceğimi zannediyordum. Oysa çizgili gri pantolon ve rugan ayakkabılarla siyah bir jaketataydan (kuyruklu ceket) oluşan çok şık bir kıyafet içerisindeydi. Kanat yaka ve mavili sarılı bir kravat taşıyordu" diye yazdı.
Atatürk'ün, Amerikalı gazeteciye verdiği röportajda söylediği sözlerin bir bölümü:"Bir gün, cihan harbinden sonra Ortadoğu'da kurulan suni devletlerin halkları ayaklanacaktır. O gün geldiğinde, yeni kurduğumuz cumhuriyetimizin yöneticileri, bu halkların değil emperyalist güçlerin yanında yer alırsa aynı akıbete kendileri uğrayacaktır ve Kurtuluş Savaşı'nda yedi düvele haddini bildiren Türk halkı onların da hakkından gelecektir..."
Çankaya'da gerçekleşen söyleşinin sonunda Atatürk, "Yeni Türkiye'nin ilk ve en önemli düşüncesi siyasal değil, ekonomiktir. Biz, dünya üretiminin de, tüketiminin de bir parçası olmak istiyoruz" diye devam etti.
Yine aynı görüşmede Mustafa Kemal Atatürk’ün"... Birleşik Devletlerin ideali, bizim de idealimizdir. Büyük Millet Meclisi'nin 1920 Ocağında ilân ettiği Millî Misakımız sizin Bağımsızlık Beyannamenize çok benzer. O sadece, Türk ülkesinin istilâdan kurtulmasını ve kendi kaderine hâkim olmasını ister. ... O, halkımızın Misakı, anayasasıdır ve her ne pahasına olursa olsun bu misakı korumaya kararlıyız." demişti.
Yeni Türkiye'nin temelindeki fikrin bu olduğunun altını çizen Mustafa Kemal "Biz zor kullanma, fetih istemiyoruz. Kendi ekonomik ve siyasal kaderimizi kendimizin tayin etmesine müsaade edilmesini istiyoruz. Şunu da ilave edeyim ki, bu demokrasi, Amerikan düşüncesini temsil eder" diyor.
Osmanlı İmparatorluğu'nu yayılma, kuvvet ve zor kelimeleriyle tanımlayan Atatürk şöyle devam ediyor: "Woodrow Wilson'ın gayet iyi ifade ettiği self-determinasyon (kendi kaderini tayin) idealine dayanan, Türklere ait bir Türkiye istiyoruz. Bu milliyetçilik demektir ama Avrupa'nın pek çok yerlerinde self-determinasyon'u engelleyen bencil türden bir milliyetçilik değil. Ne de keyfi gümrük duvarları ve sınırlar demek. Bizim milliyetçiliğimiz ticarette açık kapıyı, ekonominin yeniden canlandırılmasını, bir vatanda beliren gerçek anlamda ülkesel bir vatanseverliği ifade eder."
Bugünleri bir asır önce gören Büyük devlet adamı Atatürk’ü rahmetle, minnetle anıyoruz. Ne yazık ki biz hala göremedik. Görmemeye de ısrar ediyoruz.
Dün Amerika yeni Devlet Başkanını seçti.
İslam düşmanı Trump, Amerika’nın başkanı oldu.
Kim seçilirse seçilsin Amerika’yı sistem yönetir.
Yani dünyayı sömürmeye devam edecekler….