İlk ilahi tebliğden son tebliğe kadar, aslı bozulmadan günümüze kadar gelen Yüce Kitabımız Kuranı Kerim, Peygamber Efendimizin (s.a.v) en büyük mucizesidir. O mucize ki, her harfinin, her lafzının, tertibinin, manasının hakkını tam olarak vererek okumak ve anlamak gerekir.
Çünkü onu okuyan kimse direk Allah Celle Celaluhu ile diyalog kurmuş demektir. Maide Suresi 15-16. ayette “Gerçekten size, Allah’tan bir nur, apaçık bir kitap geldi. Rızasını arayanı Allah onunla kurtuluş yollarına götürür ve onları iradesiyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır, dosdoğru bir yola iletir” buyuruyor.
Yani hayat nizamımız, derdimizin dermanı, insanlığın kurtuluş reçetesidir. O mübarek lafızları okuyup anlamak, nesilden nesile aktarmak, muhafaza etmek geçmişten beri kolay olmadı. Uğruna şehitler verilen, hicret edilen, türlü eziyetler gören sahabe döneminden bu döneme kadar geldiyse, başta bunu bu kitabın muhafızlarına, yani hafızlarına borçluyuz.
Öyle iki heceli, söylendiği gibi kolay okunan bir kelime değildir aslında “Hafız”. Kelime anlamında bile başlı başına bir yük, koca bir anlam vardır. 6236 ayetten oluşan, manası gibi lafzı da ilahi olan bu kitap; 30 cüzden, toplam 302 yaprak 604 sahifeden oluşmaktadır. İşte bu kitabı ezberleyip, hayatı boyunca ezberini muhafaza edip, ezbere okuyan ve yaşamına tatbik edenlere hafız deniliyor.
Peygamberimizden günümüze kadar vahyedildiği gibi, bir harfi bile değişmeden muhafaza edilmesi hafızlar sayesindedir. O hafızlar ki kolay kolay yetişmiyor. O ilahi kelamı ezberlemek için başlı başına bir zaman ve çaba gerektiriyor. 2 ila 4 yıla kadar ezberlemesi süren bu iş için özel programlar kurslar ve hocalar vardır.
Yani her hocanın her yerde yapacağı da bir iş değildir. Başta fedakarlık, özveri, ve büyük bir emekle olur hafızlık. Bu işi sürdürmeye de hafızlık müessesesi denir. Hafızlık müessesesi Hz. Peygamberden günümüze kadar sürmüş ve kıyamete kadar da devam edecektir.
Geçmişte bu işe gönül vermiş hocaların evlerinden, medreselerden ve artık günümüzde Kuran kurslarına kadar bu müessese ayakta tutuluyor. Çoğu kişi bilmez belki burada bir bilgiyi de vereyim. Nüfusa oranla Türkiye’de hafız yetiştirmede İstanbul’dan sonra Trabzon ilk sıralardadır.
Trabzon’un ve Trabzonlu hocaların hafızlık müessesesinde katkıları eskiden beri büyüktür. Allah onlardan razı olsun. Başta Yeşilyalı Falkoz Kuran Kursu olmak üzere çeşitli Kuran kurslarıyla nam salmış, çok sayıda Kuran kurslarımızın olması Trabzon için büyük bir değerdir. Baş tacıdırlar.
02 Ekim Pazartesi günü Trabzon’da 1461 hafızın icazet merasimi var. Diyanet İşleri Başkanının da katılacağı İcazet programı Hayri Gür Spor Salonunda saat 14.00’de yapılacak. Ne mutlu bu uğurda “Sizin en hayırlınız Kuranı öğrenen ve öğretendir” hadisi şerifine mazhar olanlara. Rabbim iki cihanınızı mamur eylesin. İyi ki varsınız.
Âlemlere rahmet, insanlığın hidayetine vesile olan Peygamber Efendimizin doğumunun sembolü Mevlid-i Nebi Haftamız mübarek olsun.
Sözlerime son verirken, vicdanı ve imkânı olanlar için her yazımda hatırlatıyorum, deprem ve deprem bölgesindekileri ne olur unutmayın, her daim hatırlayın. Kalın sağlıcakla.