Toprağa bağlı yaşam sürdüren toplumlarda en çok tüketilen ekmektir. Diğer taraftan tahıl ürünlerine dayalı bir tüketim söz konusudur.

Bu yaşam şekli ilk bakışta basit bir döngü gibi görünse de esasen tam da dersidir. Her şey yolunda gittiği sürece bu yaklaşım yerinde ve doğrudur.

Bir zamanlar dünyada tarım ürünleri bakımından kendi kendisine yeten 5 ülkeden biri idik. Ancak izlenen yanlış tarım politikaları sonucunda bugün ciddi bir sıkıntı ile karşı karşıyayız. Son yıllarda dünyanın önemli bir kısmı Tahıl gereksinimi içerisindedir. Bu bağlamda Ukrayna ve Rusya bu gereksinimin önemli bir kısmını karşılamaktadır. Bir taraftan ABD ve diğer yandan Rusya gibi iki süper gücün arasında bocalayıp duruyoruz. Bir taraflı olmak sanıldığı kadar kolay değil.

Rusya Tahıl Birliği’nin, Ukrayna ve Rusya ile yapılmış olan tahıl anlaşmasının sona erdiğini duyurmasının ardından Ukrayna limanlarına yabancı bandıralı gemilerin girişini askeri tehlike gerekçesiyle yasakladı. Ardından da başta Odesa limanı olmak üzere Ukrayna’nın tahıl silolarını vurdu. Bu tarıma dayalı yaşam sürdüren toplumlar için iyi olmadı. Çünkü Rusya dünya tahıl üretiminde % 70 ile ilk sırayı almaktadır. Bu  durum bizi ciddi bir gıda sorunu ile karşı karşıya bıraktı. Nitekim pusuda beklemekte olan başta fırıncılar olmak üzere makarna, pide, tatlı gibi un mamulleri satıcıları bu durumu bahane ederek ekmek fiyatlarını neredeyse %100 artırdılar. İşin ilginç yanı fiyatlar artarken ekmeğin gramajı düşmekte. Fırıncılar aldıkları undan destek görseler de zarar ettiklerini söylemekteler. Ancak ben iflas eden bir fırıncı görmedim. Ekmekler küçüle küçüle pastaya dönüştüler. Bu nedir diyen yok. Eskiden zabıta fırınları denetler, sıhhi şartlarından ekmeğin gramajına kadar kontrolden geçirirdiler. Şimdi ise fırınlardaki denetimler göstermelikten öteye gitmiyor.

Üretici yeterince desteklenmediği için pek çok yerde tarımdan vazgeçildi. Böylece dünyada kendi kendine yeten 5 ülkeden birisi iken şimdi dışa bağımlı olan ülkeler arasına girdik. Tam da bu sıkıntılı anımızda Konya’da üzerinde 17 mühendisin çalıştığı sulamasız tarım projesinin hayata geçirildiği haberi umutlarımızı artırdı. Proje gereği topraklarımız, su kaynaklarımız korunacak, erozyon önlenecek ve toprak ıslahı gerçekleşecektir. Dileğimiz bu projenin bir an önce hayata geçirilmesidir.