Adına şarkılar şiirler yazılan Eylül ayındayız. Sonbaharın habercisi, ayrılıkların beşiği o matemli aydayız. Nedendir bilmem ama herkes gibi ben de hüzünlenirim bu ayda. Eylül müdür bizi hüzünlendiren, yoksa biz miyiz hüzünlenmek için Eylül’ü bekleyen? Bilemedim doğrusu.
                 
Bu ayda başlar ayrılıklar. Kimi eğitimi için, kimi gurbet için, kimi de mecburiyetten yaşadığı yerden göç eder başka diyarlara. Şehirlerarası terminaller dolar taşar ayrılan insanlarla. Gözyaşı bulaşmış vedalarla, sarılan sarılana. Kimi annesine babasına, kimi eşine nişanlısına, kimi halasına, kimi abisine veda eder. Ve her veda hüzün bırakır.                  
                 
Eğitim ve öğretim yılının başladığı aydır Eylül. Kimisinin anaokuluna, kimisinin liseye kimisinin de üniversiteye başladığı aydır Eylül. Yeni bir okulun, yeni bir sınıfın, yeni arkadaşlıkların ilk durağıdır Eylül. Eylül ilk heyecandır, o yüzden ilklerin ayıdır bence Eylül.           
                 
Özellikle bu ayda sevdiklerinden ayrılırsın. Yaz tatili biter, gezdiğin tozduğun yerlerden ayrılırsın. Yeni bir şehre, yeni bir okula, yeni bir hayata başlamak için evinden ayrılırsın. En çok da yabancı bir şehre okumak için gidip, o kalabalık şehirlerde kendilerini yalnız hisseden öğrencilerin bunalım ayıdır Eylül.
              
Sanki dalından sıkılıp kopan yaprakların, bir sağa bir sola savruluşunun ayıdır Eylül. O yemyeşil doğanın, güneşin ve güzel havaların sonudur Eylül. Vıcık vıcık olduğumuz, nemden terden bunaldığımız günlerin sonudur Eylül. Dinmeyen yağmurların, soğuk rüzgârların başlangıcıdır Eylül.
              
Tatillerin ve yıllık izinlerin genelde bittiği, faturaların, kredi kartı ekstrelerinin şiştiği, ara giderlerin tavan yaptığı aydır Eylül. Hani o iki ay ertelemeli alınan geri ödemeli krediler var ya; ekseri onların da başlangıcıdır Eylül. Zorlu kış günlerinin düşünüldüğü, kavanozların raflardan indirildiği konserve ayıdır Eylül. 
              
Eylül işte, herkese her şeyi öğretmeye başlayan aydır. Genel olarak bu ay yalnızlığı öğretir. Gittiğin yerde ilk olarak yalnızlığa alışırsın, geride bıraktıkların da sensizliğe alışır. Yalnızlığın yanında endişe ayıdır Eylül. Yapabilecek miyim? Alışabilecek miyim? Soruları hep akıllardadır.
              
Bir müddet sonra sıkar yalnızlık ve yeni alışkanlıklar, yeni arkadaşlıklar ararsın kendine. O yüzden yeni alışkanlıklar ayıdır Eylül. Yeni kitaplar alırsın kendine, belki de en çok okumayı alışkanlık edinirsin. Gittiğin yerlerde etrafı gezersin, gezinirsin ve yeni alışkanlıklar kazanmanın zorluğuna erersin.
             
Zorunluluklar ve sorumlulukların başlangıcı olan bu ayı herkes aynı ölçüde kaldıramayabilir. Bu yüzden depresif duyguların artış gösterdiği de aydır Eylül. Neyse daha fazla bu konulara girmeyeyim, nere girerseniz girin ama depresyona girmeyin bu ayda.
            
Hep hüzün değil ya, mutlaka sevinç bıraktığı da vardır Eylül’ün. Benim için çok özeldir Eylül. Mesela dün oğlumun anaokulu için ilk vesikalık fotoğrafını çektik. Kızımın da ilk doğum yıldönümüdür Eylül. Ve bu güzellikleri bana yaşatan Hanımın da doğum yıl dönümüdür Eylül.
             
Her ay gibi Eylül de geçer, Rabbim geçmeyen gönül yaraları, bitmeyen hüzünler, sonu gelmeyen ayrılıklar vermesin. Her şey gönlünüzce olsun.