Japon mimarlardan biri evini baştan aşağı yeniliyordu.Tamirat esnasında söktüğü kapılardan birinin duvarla irtibatlı bölümünde, iç kısımda iki tahta arasında sıkışıp kalmış bir Kertenkele görmüş.

Biraz daha dikkatli bakınca Kertenkele’nin canlı olduğunu fark etmiş.

Onu oradan, sıkıştığı yerden kurtarmaya çalışırken bu defa Kertenkele’nin bir ayağından duvara çivilenmiş olduğunu görmüş.

10 yıl önce yapılan evin kapısı takılırken dışarıdan çakılan bir çivi, o an kapıyla duvar arasında bulunan Kertenkele’nin ayağına isabet etmiş olmalı ki Kertenkele’yi duvara mıhlamış olmalı diye düşünmüş Japon Mimar.

Peki, nasıl olmuştu da bu kertenkele 1 santim bile kıpırdayamadığı yerde 10 senedir canlı kalmayı başarmıştı.

Mimar, tamirat işlerini bir kenara bırakarak Kertenkele’yi izlemeye başlamış.

Bu kertenkelenin sadece havayla beslenmesinin mümkün olamayacağına göre, bunca yıl yaşamını nasıl sürdürebildiğini merak ediyordu.

Bir süre sonra duvar boşluğunda bir hareket belirdi.

Japon Mimar nereden çıktığını fark edemediği başka bir Kertenkele’nin geldiğini gördü.

Gelen Kertenkele, yerinden kıpırdayamayacak durumda olan, yani ayağından çiviyle duvara çakılı olan Kertenkele’ye ağzıyla yiyecek taşıyordu.

Bu Kertenkele diğerinin belki annesiydi, belki eşi, belki de arkadaşı

Kim bilir?

Ama bilinen bir şey var ki aralarındaki güçlü sevgi, birinin bıkıp usanmadan diğerini hayatta tutabilmek için ona yiyecek taşırken, diğerinin ise yaşam mücadelesi ve umudunu hiç bir zaman yitirmeyen bir mücadeleydi onlarınki.

Hayat şartlarının bir şekilde sevgiyi ve sevmeyi unutturduğu bu zamanda insanların arasında böylesi bir sevgi, muhabbet ve yardımlaşmaya rastlamak o kadar zor ki

Hatta imkansız

Evet, maalesef günümüzde böyle bir dünya, böyle bir yardımlaşma kalmadı.

Siyasetinde, sporunda, iş dünyasında, beşeri ilişkilerde böyle bir duruma ne yazık ki rastlayamazsınız.

Her şey menfaat üzerine kurulmuş.

Bırakın birbirimizle yardımlaşmayı siyasetçisi siyasi rakibini çekemez, sporcusu rakibini çekemez, iş insanı arkadaşının iyi durumunu hazmedemez.

Bir çekememezliktir gidiyoruz.

Dünya öyle bir duruma gelmiş ki bırakın yardımlaşmayı ve birbirimizi yaşatmayı artık birbirimize tahammülümüz kalmadı.

Nedir bu doyumsuzluk

Nedir bu bitmek bilmeyen istekler ve arzular

Nedir bu aç gözlülük.

Siyasette bir noktaya gelen daha yukarısını ister, bürokratı olduğu yerle yetinmez gözünün amirinin yerine diker, futbolcusu yan yana mücadele verdiği arkadaşından daha çok kazanmak ister veya arkadaşının kazandığı parada gözü var.

İş insanı olduğuyla yetinmez, daha çok kazanmak ister

Ama helalinden ama meşrusundan ama gayri meşrusundan

Sahi nedir bu hırs

Nedir bu şükürsüzlük

Kertenkele misali birbirimize destek olup yaşatmak yerine neden bu acımasızlık.

Hatta daha ötesi nedir bu kin ve nefret?

Evet, her şey hikâyemizde gizli aslında

Neden bir kertenkeleler misali yaşamayı bilmiyoruz.

Allah kimseyi bir başkasına muhtaç etmesin

Ama öyle ki; herkese yanı başında onu böylesine seven, yardımına koşan, onu yermeye değil yaşatmaya çalışan birilerini nasip eylesin.