Trabzonspor'un başarısını kıskanıp, ona çelme takmak isteyen rakiplerinin ağzında hep şu iftira vardır: "Devlet, Trabzonspor'a yardım ediyor!" Oysa işin aslı astarı yoktur. Bu konuda Trabzonspor’a karşı en çok çirkefliği yapan ise Fenerbahçe'dir, başkan ve yöneticileridir. Ama bunu yaparken de kendileri sütre gerisinden malı götürürler! Bakin şimdi size bizzat Aziz Yıldırım'ın listesinde yer alan Murat Salar'ın bir yayın organında yaptığı açıklamalardan örnek vereceğim.

Murat Salar yayında, büyük çoğunluğunu devletten aldıkları araziler için şöyle sayıyor: "Bakın şimdi size söyleyeyim. Fenerbahçe'nin elinde 550 bin metrekare tapulu arazisi var. Ataşehir'de kolej arsası var 27 bin metrekare, Ülker Arena'da 23 bin metrekare, Ankara İncek'de tesisler 32 bin metrekare, Topuk Yaylası 82 bin metrekare, Düzce'de ayrı bir arazi 20 bin metrekare, düz sayıyorum bunları, küsuratları da vardır. Kayseri Talas'da 11 bin metrekare, Edirne merkezde 15 bin metrekare, Eskişehir Odun Pazarı’nda 20 bin metrekare, Sakarya Sapanca Gölü kenarında 26 bin metrekare, Antalya Belek’te 107 bin metrekare, bakın burayı parayla almazsınız, içinde Portakal, mandalina bahçeleri var, Kocaeli Gebze'de 166 bin metrekare, son olarak da Şile'de arsa 11 bin bin metrekare, bunların toplamı 550 bin metrekare.”

Fenerbahçe’nin ülke genelinde toplam 550 bin metrekare arazileri var. Fenerbahçe Başkanı Koç, Trabzonspor için "Sırtını devlete dayamış" ifadesini kullanmıştı. Devlete sırtını kimin dayadığını rakibi Aziz Yıldırımın yönetiminde yer alan ekonomist Murat Saral sıralıyor. Uyanın ey ahali uyanın, çıkartın kafanızı kumdan Fenerbahçe Başkanı Trabzonspor’a salvolar atıp arkadan devlet arazilerini nasıl aldıklarını görün. Şimdi anladınız mı, kim devletten ve nasıl destek alıyormuş?

ÇARŞIDA TUTUNAMAYANLAR

Nice insan tanıdım, dünyaya yön verdiğini zanneden... Bir yandan ahlak abideliği dersi veren diğer yandan toplumsal ve etik değerleri ayaklar altına alan... Bu tiplere her şehirde, her bölgede, kısaca insanın olduğu her yerde rastlamak mümkün. Futbolun dışında kalan kim varsa ya televizyon ekranlarında ya YouTube kanallarında ya da sosyal medyada Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan’a yönelik öyle salvolar yapıyorlar ki, sanki yüksek dağları kendileri yaratmışçasına gaza bastıkça basıyorlar! Yıllarca Trabzonspor’da görev yapanlar, transferde harcanan parayı Başkan Doğan'ın cebinden harcamadığını ifade ediyor. Oysa Başkan Ertuğrul Doğan hem sponsor buluyor hem de cebinden milyon dolarlar harcıyor. Cebinden bu zamana kadar harcadığı miktarı da hiçbir zaman kendi ağzından duymadık. Her basın toplantısında ben ve arkadaşlarım ile birlikte eksik olan miktarı karşılıyoruz diyerek mütevazi bir üslupla geçiştiriyor. Bu kadar mütevazı olmasına rağmen halen daha biri veya birileri Başkan Doğan’a haksızlık etmeye devam ediyor. Utanmadan sıkılmadan. Başkan Doğan söylemediği rakamı ben söyleyeyim, herkesin kulağına küpe olsun. Ertuğrul Doğan sponsorlukla birlikte toplam 140 milyon Euro Trabzonspor kasasına para koydu.

Bu paranın 35 milyon Euro’su Başkan Doğan’ın cebinden çıktı. Başkan Doğan kulübün çıkarlarını değil kendi çıkarları düşünen bu eski kafalara görev verse, adım gibi biliyorum ki, gözleri kapalı balıklama hemen bu işin üzerine atlarlar. Hemen Ertuğrul Doğan'cı olurlar. Toplumun sağduyulu insanları kimin ne olduğunu iyi biliyor. Hani "Çarşıda tutunamayanlar" deriz ya, aslında bu sözü değiştirmek lazım. Türk futbolu içinde yıllarca antrenörlük yapan ama bir türlü tutunamayan diye… Gittiği takımlardan başarısız olup birkaç maç sonra kovulan teknik direktörler vardır ya, işte onlar gündemde kalabilmek için Youtube kanallarında ya da sosyal medya sayfalarında arz-ı endam edip, Başkan Doğan'a sallıyorlar. Yaptıklarına bakmadan boş efelik yapıyorlar. Ama hiç de inandırıcı olmadılar, olamadılar. Gündemde kalabilmek için sosyal medyada andı arzı endam ediyorlar. Trabzonspor için gecesini gündüzüne katan Başkan Doğan'a eleştiri yaparak, algıya oynuyorlar. Kendilerinin inanmadıkları yalana, maalesef kamuoyunu inanacağını düşünüyorlar..! Oysa tüm mesaisini Trabzonspor'a feda eden Başkan Doğan’a iki çift sözüm olacak… Sayın Başkan; Sizin Trabzonspor için harcadığınız emeği ve çabayı bilen biliyor, o nedenle bildiğiniz doğru yolda yürümeye devam edin. Sizin Trabzonspor’a sponsor bulmak için kılı kırk yardığınızın yakın tanıklarından biriyim. Saatlerce Trabzonspor için kimlerle görüşmeler yaptığınızı ne çabalar içerisine girdiğinizi biliyoruz. Birileri gibi kendi menfaatini değil kulübün menfaati önde tutuyorsun. Her şeyi doğup büyüdüğün şehrinin takımı için yapıyorsun. Sen bu kentin cesur yürek bir başkanısın. Trabzon ve Trabzonspor sevdalısı bir kişi olarak Helal olsun, demek geliyor içimizden… Bu kentin Türk Futbolunda böylesine örnek ve dik duruş gösteren bir başkan olduğu için Ertuğrul Doğan ile gurur duymamak elde değil. Kalın sağlıcakla…

Son Söz:

Başkan Doğan ile Abdullah Avcı saha dışında iki yakın dost. Evet biri çalışan diğeri işveren olabilir. İkilinin arasında birbirlerine karşı saygısızlık var mı? Yok. Dostluğun getirdiği bir yakınlık var mı? Evet var. Toplum önünde mi? Hayır. Her ikisi de abi kardeş gibiler.. Görmüyor musunuz İstanbul’da eloğlu enseye şamar… gidiyor. Kimse sesini çıkarmıyor. Bizim amacımız üzüm yemek değil, galiba fırsat arayıp bağcıyı dövmek… Bu da Trabzon’a özgü bir davranış olsa gerek…

KALBİN AKIŞI, KADERİN SESİDİR

Erman Toroğlu, yorumcu olarak katıldığı spor programında moderatöre "Bu sene ligdeki puan cetvelini kim dizayn etti?" sorusunu sorar ve ekler: "Trabzonspor!" Programın moderatörü; "Trabzonspor Fenerbahçe'yi deplasmanda, Ankaragücü'nü kendi evinde yendi. Biri şampiyonluktan oldu, diğeri küme düştü." der. Aklıma Kurtlar Vadisi dizisinin unutulmaz karakteri Laz Ziya'nın efsane repliği geldi. Trabzonspor'un Galatasaray'la oynadığı maçın ardından yazılan senaryoda, merhum İstemi Betil'in davudi sesiyle canlandırdığı Laz Ziya'nın "Ben Trabzonluyum. Şampiyonu ben tayin ederim" sözleri dillerde pelesenk oldu. Böylesine kritik maçlardan sonra Trabzonspor'la ilgili replikler hafızalarda yuva yapar nedense... Hatırlayın, Trabzonspor'un Fenerbahçe'ye evinde 3-2 yenildiği maçın ardından sahaya giren bordo-mavili bir taraftarı sarı-lacivertli futbolcular ve sözüm ona korumaların cümbür cemaat tartaklamaları hoşgörüyle karşılanmış ve bu çağ dışı hareket Türkiye Futbol Federasyonu ve yargı tarafından cezasız bulunmuştu. Adalet savunucuları kantarın topuzunu birazcık değil epey kaçırmışlardı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç bile, olaylı maçın ardından "Taraftar da olsa futbolcu da olsa her iki taraf için de bir suç işlenmişse soruşturulur." demişti. Ama nedense yargıya yansıyan bu olay kadük kalmıştı. Sezonun ilk yarısında Kadıköy'de Trabzonspor'un aynı skorla galip geldiği maç sonrası olay çıkmaması Fenerbahçe'nin hoşgörüsünden değil ha, Trabzonsporlu futbolcuların Fenerli Aynaroz kadıları gibi taraftarı galeyana getirmemesindendi.

Ligi ikinci sırada tamamlayan Fenerbahçe şimdi günah keçisi olarak Trabzonspor'u hedef gösteriyor. 2021-2022 sezonunda kazanılan şampiyonluktan sonra Trabzonspor'u "Sırtını devlete dayamış" takım olarak addeden Fenerbahçe'nin Başkanı Ali Koç, 2023-2024 sezonunda 3-2 kazandıkları Trabzonspor maçından sonra kantarın topuzunun kaçtığını, Trabzon'daki maçta yaşanan olaylar sonrası verilen cezaların güdük kaldığını söylüyordu. Sayın Koç her hâlükârda oyuncularının cümbür cemaat hangi yollarla aklandığını gayet iyi biliyor. Ve sezon bitti, Galatasaray şampiyon oldu. Eğri eğri, doğru doğru, bize alkışlamak düşer. Diğer taraftan ligden düşen dördüncü takım Ankaragücü oldu. 2023-2024 sezonunda daha önce Fatih Karagümrük, İstanbulspor ve Pendikspor lige veda etmişlerdi. Ankaragücü'nün Trabzon Akyazı Stadı'nda oynadığı maçın öncesi ve sonrası renkli olduğu kadar dramatik görüntüler yaşandı. Süper Lig'in "kallavi" takımlarından Ankaragücü için Sırat Köprüsü niteliği taşıyan maç özellikle teknik direktör sözde "ağır abi" Emre Belözoğlu için günah çıkarma maçıydı sanki! Yüreğinde taşıdığı onca günahı yedikleri her golün ardından çocuklar gibi ağlayarak çıkarmaya çalıştı ama nafile... Trabzonspor'un cezası nedeniyle taraftarından yoksun olduğu maçın 61. dakikasında konuk takım tribününü dolduran Ankaragücü taraftarlarının "Bize her yer Trabzon!" tezahüratları ve maçtan önce Maçka'da şehit Eren Bülbül'ün kabrini ziyaret ederek gönülleri ısıtan davranışları da hazin sonu engelleyemedi. Visca ve hattrick yapan Enis Destan'ın golleriyle maçı 4-2 kazanan Trabzonspor sezonu üçüncü sırada ve kupasız kapatırken başkent temsilcisi vargit çiçekleri açmadan lige veda eden takım oldu. Şimdi sorgulanması gereken konu şu: Trabzonspor Fenerbahçe maçına asılmayıp rakibine yol mu verseydi? Ya da Ankaragücü'ne payanda olup Konyaspor'u yolcu mu etseydi? Trabzonspor hiçbir dönem bu tür ayak oyunlarıyla anılmamıştır, anılmayacaktır. Tırtılın kaderinde kelebek olup güzel ölmek vardır. Giden gitmiş, kalan kalmıştır. Gerisi lafügüzaftır. NOKTA.

TRANSFER BİR BEKLENTİDİR

Lig biter bitmez transfer dedikoduları başlıyor ve ortalık karışıyor. Trabzonspor dış transferde Denis Dragus (forvet), Borna Barisic (sol bek), John Lundstram (orta saha) bu oyuncular imza attı. Roman Yaremchuk prensipte Muhammed Cham ise çok isteniyor. Ayrıca Ankaragücü’nden Efkan Bekiroğlu, Cedric Kipre için de Bordo-Mavili yönetim almak için uğraşıyor.

Türkiye’de transfer çok zor. Bir futbolcuya beş takım birden talip oluyor. Sıradan bir futbolcuya mal bulmuş mağribi gibi alayı saldırıyor. Amaç da şu; "bana lazım olmasa da rakibimi engellemek baş amacımdır. Araya girer fiyatı yükseltir rakibimi zora sokarım. Ya da rakibimin oyuncusuna talip olur onu gelecek sene zayıf bırakırım." O yüzden transfer piyasası da bir anda tırmanıyor. Sözleşmesi biten futbolcu elini kolunu sallayarak eski kulübünden ayrılır hale geldi. Bu durumun Türkiye’de iç piyasayı düşüreceği zannediliyordu olmadı. Yabancı sınırlaması da 14’den 12’ye indirildi. Yabancı futbolcu alımlarının çoğalacağı, yurt dışından ucuz maliyetli futbolcu alınacağı düşünüldü. Ama bu kez de yurtdışından gelen yabancı da verim, düşüyor. Transferde harcanan paralar da birkaç futbolcu dışında güme gidiyor. Yine bir transfer mevsimindeyiz. Kulüplerimiz bu açmazlar içinde en güçlü takımı kurmak için çabalıyor. Medya her gün balon bir haber uçuruyor ki ilgi çeksin. Yalan yanlış, kulaktan dolma, masa başı transfer haberleri sütunları, ekranları işgal edince de iş çığırından çıkıyor. Onun için de noktayı şöyle koyuyorum; transfer bir beklentidir.

PANSUMAN DEĞİL KESİN TEDAVİ İSTİYORUZ

7 Ekim 2019’da Trabzon futbolunun mabedi, tarihi, hafızası ve can damarı olan A.Aker ve Yavuz Selim futbol sahaları halkın tüm karşı çıkmalarına, mantıklı bir açıklama yapılamamasına alelacele yıkılmış ve devam eden yıllarda yeniden yapılıp yapılmaması noktasında çokça tartışmalar olmuştu.. Karşı çıkanların ve karar vericilerin en büyük argümanı “Millet bahçesinde futbol sahası olmaz” idi, İlginçtir yerel basından bir kaç kişi de “Millet bahçesinde futbol sahası olmaz” veya “Hastane yanında futbol sahası olmaz” diye bu yanlışı savunmuş, hatta daha da ileri giderek “Sahiplenmişlerdi”… Ülkede birçok millet bahçesinin içerisinde (Gaziantep, Samsun, Konya millet bahçeleri) Futbol sahaları olduğu gibi, şaşırtıcı şekilde “Hastane yanında futbol sahası olmaz” diyenler Akyazı stadının yanına şehir hastanesi yapılmasını da savunuyorlar. İlginç.. 5 sene önce vurulan ilk kepçe öncesinde altı otopark, üstü Yavuz Selim sahası olacak şekilde çalışmalar başlamıştı ama verilen sözler yine yerine getirilmedi ve koskoca alan millet bahçesi oldu.

Avni Aker’in olduğu yerde göstermelik olarak küçük bir çim saha ve kapalı tribün bırakıldı. Şehrin çocuklarına ve gençlerine o sahada antrenman dahi yaptırılmadı.. Kulüpler Akyazı’ya postalanarak ve şehirle bağlantıları kesildi. Amatör futbol unutuldu. Bugün baktığımızda Akyazı’daki Yavuz Selim sahasına ilgililerden başka giden neredeyse yok gibi. Bırakın maçı şehirde antrenman yapacak sahaların olmayışı amatör futbolun çökmesine sebep oldu. Halkın ve taban birliklerinin baskıları, bilgilendirmeleri ve talepleri doğrultusunda bunun ciddi bir sorun olduğunu net bir şekilde görüp bir şeyler yapılması gerektiğini fark eden Büyükşehir Belediye başkanımız sayın Ahmet Metin Genç ve Ortahisar Belediye Başkanımız sayın Ahmet Kaya bir araya gelerek Yavuz Selim sahasının Millet Bahçesi’nin içerisinde yapılması gerektiğini belirterek, kameralar karşısında bu çalışmalarının başlatılacağının sözünü verdiler. Şimdi Trabzon’daki futbolseverler olarak her iki değerli başkanımızdan Yavuz Selim sahasının tekrar yapılması için bir an önce çalışmalara başlamalarını bekliyoruz. Hem Genç hem Kaya futbolun içerisinden gelen değerli iki belediye başkanlarımız, onlar Yavuz Selim’in ne olduğunu çok iyi bilmekteler. Bu taleplere duyarsız kalmayıp verdikleri sözün arkasında duracaklarını ve amatörün can damarı olan Yavuz Selim sahası ve kültürünü yeniden şehrimize kazandıracaklarına inanıyoruz.