Koca koca binalar, gökdelenler, rengârenk yapılar ve içerisinde türlü türlü insanlar. Zengini, fakiri, yoksulu, dertlisi, yalnızı, yaşlısı, genci, bayanı ve erkeği, çocuğu bin bir çeşit durumlarda farklı yerlerde apayrı insanlar fakat bir direktifle aynı saatte aynı yerde toplanabiliyoruz. Ne muazzam bir manzara değil mi? Nitekim toplanmıştık da. O hain pusuların kurulduğu, o karanlık gecede o destan yazdığımız 15 Temmuz gecesi bir selâ ile toplanmadık mı?
İşte o selâların yükseldiği o camilerden bahsediyorum. Sadece ibadet edilen mekânlar değil aynı zamanda birlik ve beraberliğimizin sembolü olan o camiler. Manevi hayatımızda en büyük rolü olan camiler ve birliğimizin sessiz kahramanı olan elbette imamlar ve din görevlileri.
Camiler sadece namaz kıldığımız yerler değil. Kalplerin, gönüllerin bir olup aynı yerde aynı anda attığı yerlerdir. Kâh bir bayram sabahı en mutlu günümüzde kâh cumalarda kâh akşam ezanında kâh da en acı günümüz olan cenazelerde bile birbirimizi gördüğümüz kutsal mekânlardır.
O kutsal mekânların temsilcileri imam dediğimiz de sadece namaz kıldıran kişi değildir. Mahallenin yol göstericisi, bir gencin kulağına nasihat fısıldayan bir yaşlının derdine ortak olan en kötü günümüzde yanımızda duran ve bizi en son vedada bile teselli eden gönül insanlarıdır.
Onlar minberde sadece hutbe okuyan, mihrapta namaz kıldıranlar da değildir. Mahallede düşene yol gösteren, düşenin dostu olan varlıklarıyla huzur veren eşsiz kahramanlardır. Hatta salgın zamanında sokağa çıkma yasağında yaşlıların evlerine giden Vefa Sosyal Destek Grubunu çoğunlukla imamlar ve din görevlilerinin oluşturduğunu da tekrar hatırlayalım.
Camiler ve din görevlileri, sessiz ama en güçlü şekilde toplumsal hayatımızın direğidir. Birbirimizden kopmadığımızın, hâlâ saf saf omuz omuza durabildiğimizin delilidir. Onlar birlik, beraberlik, dayanışma ve huzurun sembolüdür.
Unutmayalım ki; camiler ve imamlarımız bizi biz yapan değerlerin sessiz ama en güçlü taşıyıcılarıdır. Onların da dertleri sıkıntıları olabilir, onlar da bizim gibi insan. Onları sadece Camiler ve Din Görevlileri Haftasında hatırlamayalım. Onlara da zaman zaman bir problemi olup olmadıklarını soralım.
Bu duygu ve düşüncelerle Camiler ve Din Görevliler Haftasını kutluyor müftüsünden murakıbına, müezzininden Kuran Kursu öğreticisine, gassalından cami temizlikçisine kadar tüm Diyanet camiasına sağlıklı mutlu günler diliyorum. Camilerde dualarda buluşalım.
Sözlerime son verirken, vicdanı ve imkânı olanlar için her yazımda hatırlatıyorum. Deprem ve deprem bölgesindekileri ne olur unutmayın, her daim hatırlayın. Gazze’de soykırım var, görmezden gelmeyin, görmezden gelinmesine izin vermeyin. Çünkü unutmak, en büyük ihanettir. Sağlıcakla kalın.