Editörden Not: Bu yaz tatili de ormanlarımız yanarak başladı. Yine izmaritler, yine mangal artıkları, yine ihmaller... Ama bu kez sadece orman değil, Umudumuz da yanıyor…
Elinizdeki bu yazı,
Bir ağacın sessiz çığlığına,
Bir sincabın yanan yurduna,
Ve geleceğin küle dönen hikâyesine yazılmış bir ağıt...
Biraz şiir, biraz isyan, bolca vicdan içerir.
---------------------------------------------------------------------
Bir ağacı büyümesi yıllar alır…
Toprağına alışır,
Gökyüzüne nazlanır,
Yağmurla konuşur,
Kök salmayı öğrenir...
Her mevsimi sabırla bekler.
Rüzgârla savrulmaz,
Gölgesini esirgemez,
Bir kuş yuva yapar dalına,
Bir çocuk kitap okur altında.
Ama...
Yakmak mı?
Bir kibrit...
Bir izmarit...
Bir unutulmuş ateş parçası...
Ve birdenbire her şey kül olur.
----------------------------------------------------------------------
Yaz gelince sadece sıcak basmaz…
Vicdanlar da buharlaşır.
Tatil başlar,
Mangal çıkar,
Şarkılar açılır,
Ve doğa—sesini çıkarmadan—yanmaya başlar.
İlk duman çıktığında birileri kameraya koşar.
“Sebebi araştırılıyor” denir.
Bir başkası sosyal medyada üzgün bir ifade paylaşır.
Bir yetkili çıkar:
“Rüzgârla büyüdü…”der.
Ama kimse
“Benim yüzümden” demez…
---------------------------------------------------------------------
Ne zaman bir orman yangını,
“Haberlerin olağan konusu” oldu?
Ne zaman bir ağacın yandığını değil de,
“Kaç hektar gitti?” diye sormaya başladık?
Her yıl aynı ateş,
Aynı hikâye,
Aynı suskunluk…
Söndürülen her yangının ardından
Külleri süpürüp “geçmiş olsun” demekle
Hiçbir gelecek geri gelmez.
Çünkü bazen
Bir ağacının yanışı,
Bin yılın kaybıdır.
Ve bu yüzden küller arasında gelecek aranmaz!
------------------------------------------------------------------------
Ve yine başlıyoruz…
Aynı yerde,
Aynı gökyüzü altında,
Aynı umursamazlıkla.
Yangının sebebi artık sadece kıvılcım değil…
İhmal. İnat. İnatla hiçbir şey öğrenmemek…
----------------------------------------------------------------------
Ve ormanı yakan, sadece yakmaz…
Bir çocuğun gölge düşlerini,
Bir ceylanın yuvasını,
Bir kuşun sabah şarkısını da
Kül eder…
Bir yangın,
Sadece yeşili değil,
Geleceği de kavurur.
Ve unutma dostum…
Her yangın bir kibritle başlamaz.
Bazen bir suskunlukla,
Bazen bir “boş ver”le,
Bazen de göz göre göre gelen cehaletle başlar.
O yüzden:
Bir ağacı korumak, bir çocuğun nefesini korumaktır.
Ormanı sevmek, hayatı sevmektir.
Ve doğayı savunmak,
Kendi vicdanına su serpmenin ilk adımıdır.