Siyaset kazanının fokur fokur kaynadığı günlerden geçiyoruz. Sevsek de sevmesek de, bıksak da bıkmasak da öyle bir ortamdayız ki, siyaseti ister istemez takip etmek durumunda,siyasetçilerle muhatap olma zorunluluğunda kalıyoruz.
Bir siyasi partiye üye olmadan, siyasi bir düşünceye kapılmadan seçmenolabilmek herhalde Türkiye’de en zorudur. Az önce kuruduğum cümle bile düşük kaldı içerisinde, seçmen yazınca. Öyle ya, seçmensen, sandığa gideceksen,otomatik olarak bu işin içerisindesin.
Oy vereceksen, mutlaka bir siyasi düşünceye sahip olmak zorunda bırakılıyorsun. Çünkü sistem seni buna itiyor. Hele de oy kullanabilme yaşına eriştiysen işin içerisindesin demektir. Yok, ben siyasetle ilgilenmiyorum diyemiyorsun.
Hayatımızda ne varsa bu sistemle bağlantılıdır, bu sisteme entegre edilmiştir. Çünkü her şeyi bu siyaset sistemi belirliyor. Aklınıza ne geliyorsabu siyaset belirlemiyor mu? Su fiyatından wc ücretine, ekmek fiyatından dolmuş ücretine kadar her yere etki etmiyor mu siyaset? Ediyor maalesef.
O yüzden ister istemez siyaseti takip etmek ve benimsemek zorundayız. Hele de seçim yaklaştıysa, daha sık siyasete maruz bırakılıyoruz bütün mecralarda.
Sadece bugüne, bu döneme ait bir durum da değil bu. Geçmişten beri “demokrasi” bu sistem üzerine kurulu bir yapıdan oluşturuldu.
Şimdi gözler siyasilerde, kulaklar kulislerde. Siyasilerde bunu bildiği için alanlarda artık birçoğu. Seçmenin oyunu yeniden almak için, nabzı ölçmek için her parti artık ziyaretleri sıklaştırdı.
Her parti kendine göre anket yapıyor yaptırıyor. Bu sistemde değişim, yenilik çok zor ama seçmen artık yeni yüzler görmek istiyor. Seçmen bu sefertemayül yoklamalarına yansıyan gerçek iradeyi görmek istiyor.
Hiç şüphesiz bu seçim yapılırsa şayet, diğerlerinden çok daha farklı olacak. Adaylar artık parti tavanının belirleyeceği oluşumlardan değil de tabanın istediği adaylardan oluşacağı kanaatindeyim.
Çünkü benim gibi birçokseçmenalışılagelmiş bu siyasetten artık bıktı, soğudu. Mevcut siyasiler artık güven vermiyor, seçimden önceki samimiyeti seçimden sonra aynı doğrulukla yansıtmıyor.
Neden mi böyle yazdım? Anlatayım. Tam 1 yıl oldu, haksızlığın olduğu bir konu ile ilgili bölge vekillerime mesaj yazdım. Özel telefonlarına,whatsapp numaralarına haksızlığı anlatan ve çözüm bulmaları konusunda bir mesaj attım.
Hatta bazılarında mesajı okuduğu o çift mavi tıkı da gördüm. Mesaj altına sadece adımı soyadımı yazdım, gazeteci olduğumu ya da kurumumu da yazmadım. Çünkü bu mesajı yazarken normal bir seçmen gibi davranmak istedim.
Ve şunu gördüm, siyaset gerçekten yalanmış! O bulundukları her ortamda, samimiyetten, halkla iç içe verdikleri samimi pozlardan bir eser yoktu. Bırakın yardımcı olmayı,mesajımı görüp de cevap vermemeleri bile beni siyasetten, partilerinden bir kez dahasoğutmaya yetti!
Madem vatandaşa bir cevap vermeyeceksiniz, madem sadece göstermelik samimi poz vereceksiniz, ne diye oralara o koltuklara gelirsiniz? Demek ki sadece söylenildiği gibipartili olanların işini yapıyorsunuz, partinizden olanlara öncelik veriyorsunuz.
Sade vatandaş, bir yerlerden herhangibir teşkilattan olmayanlara cevap bile vermiyorsunuz anladığım kadarıyla. O yüzden şu sıralar, programlarını gün gün, saat saat paylaşan o vekilleri görünce şimdi gülüyorum. İnşallah bir yerlerde yüz yüze karşılaşırız bu vekillerle.
Bu arada merak etmeyin, mesaj gönderdiğim vekiller sadece iktidar vekilleri değil,muhalefet vekilleri de içerisinde var. Yani anlayacağınız hepsi aynı, siyaset herkeste aynı! Son söz olarak şunu söyleyeyim, gönlünü almadığınız kişilerin boşuna oyuna talip olmayın. Olmaz olsunböyle çıkarcı siyaset!
Sağlıcakla kalın.