Anadolu’nun en kadim yerleşim yerlerinden biri olan Trabzon’un tarihi çok eski devirlere kadar inmektedir. 4 bin yıllık geçmişi yeni keşiflerle daha da eskiye inen Trabzon’un tarihi üzerine araştırma yapan araştırmacıların en fazla zorlandıkları meselelerin başında yazılı kaynak bulma sıkıntısı gelmektedir. 1877 senesinde rahmetli Şakir Şevket’in kaleme aldığı Trabzon Tarihi adlı eser Türkçe yazılmış ve yayınlanmış ilk şehir tarihi özelliğini taşımaktadır.

Fakat Şakir Şevket dahi bu önemli eseri yazarken bir hayli zorlanmıştır. Şakir Şevket, kaynak bulmakta ciddi bir problemler yaşadığını, Trabzon hakkında Yunanca ve Ermenice yazılmış eserlerde bilgiler bulunduğunu, ancak Türkçe kaynak sıkıntısı çektiğini; hatta Osmanlı kaynaklarında Trabzon gibi önemli bir şehrin fethi ile ilgili bile yeterli bilginin mevcut olmadığını ifade etmiştir.

Trabzon Tarihi denilince akla gelen eserlerden biri de Alman yazar Fallmerayer’in kaleme aldığı Trabzon İmparatorluğu Tarihidir. Alman kökenli Jakob Philipp Fallmerayer Bavyera’da yaşamış, önemli bir Bizans tarihçisidir. Fallmerayer üç yılda tamamladığı bu eseri 1827’de yayımlamıştır.

Bunlar dışında Trabzon tarihi üzerine çalışma yapan tarihçiler ayrıca Mehmed Aşık Efendi’nin, Evliya Çelebi’nin ve Kâtip Çelebi’nin eserlerinden istifade etmektedirler.

Trabzon Tarihi yazılırken en fazla kullanılan kaynaklardan biri de Trabzon Vilayet Salnameleridir. Vilayetin yani o günkü idari birim olarak kabul edilen Trabzon Vilayeti’nin bütün beldeleri hakkında coğrafi, tarihi, bürokratik, ekonomik ve demografik bilgilerini içeren salnameler, ilki 1869´da sonuncusu 1905´te olmak üzere 22 cilt halinde yayınlanmış, Kudret Emiroğlu tarafından yapılan çevirilerle, orijinali Osmanlı Türkçesi ve Latin alfabesiyle iki taraflı olarak bastırılmıştır.

Trabzon Vilayet Salnamelerinde içerik olarak bugünkü Trabzon, Giresun ve Ordu illerini içeren Trabzon Sancağı, Samsun yani Canik Sancağı, Gümüşhane Sancağı ve bugünkü Rize ve Artvin illerini içeren Lazistan Sancağı´ndan oluşan Trabzon Vilayeti´ne bağlı bütün beldelerin tarihi ve coğrafi bilgileri yanında, idari gelişimleri, yöneticileri, belediye teşkilatlarının kuruluşu, sanayi ve ticaret odaları, mahkeme ve okulları hakkında bilgi verilmektedir. Bu yönüyle bakıldığı zaman salnameler, kaynak olarak paha biçilmez bir değer taşımaktadır.

Osmanlı Devleti döneminde yazılan vilayet salnameleri sadece Trabzon ile sınırlı kalmamış, imparatorluğun diğer coğrafyalarında da aynı şekilde basılmıştır. Salnameler, günümüzde idareci olarak görev yapan kişiler için de önemli bir değer taşımaktadır. Zira bir idareci, görev yaptığı yerin sosyo, kültürel ve ekonomik tarihini bildiği ölçüde başarılı olur. Vilayet salnameleri bu bakımdan geçmişle günümüz arasında köprü vazifesi gören önemli birer tarihi malzemedir.

Vilayet Salnameleri yazıldığı tarihte o bölgenin mevcut durumu hakkında bilgi verirken aynı zamanda tarihsel süreçte kronikleşmiş sorunların da bilinmesini sağlar. Örneğin Trabzon Vilayet Salnamesini okuyan bir kişi burada verilen bilgilerden yola çıkarak, şehrin yol sorununun uzun yıllardır devam ettiğini anlar. Ayrıca bu kaynakları bilen bir yönetici eskiden beri bölgede meydana gelen doğal afetlerin neler olduğunu ve bunların sebeplerini bilir. 

Neticede vilayet salnameleri sadece araştırmacı, tarihçi veya sosyologların değil şehirde yönetici durumunda bulunan kişilerin de okuması gereken birer kaynak özelliği taşımaktadır. Bilhassa Vali, kaymakam veya belediye başkanlığı vazifesini yürüten idareciler sorumlu oldukları idari birimin geçmişten günümüze var olan sorunlarının neler olduğunu bilmeli ve bu meseleleri dikkate alarak geleceğe yönelik plan ve projeler hazırlamalıdır. Bu noktada başvurulacak en temel kaynak ise o vilayetle ilgili kaleme alınan vilayet salnameleridir.