Trabzon’un yakın tarihine damga vuran şahsiyetlerden biri de merhum Ali Şükrü Bey’dir. Lozan görüşmeleri sürecinde esrarengiz bir cinayete kurban giden Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey, öldürüldüğünde hayatının baharındaydı. Birinci BMM’nin en ateşli muhaliflerinden biri olan merhum Ali Şükrü hayattan koparıldığında sadece 39 yaşındaydı.

Ali Şükrü Bey’in şehid edilişinin ardından Trabzon’da yapılan cenaze merasimi, belki bu şehrin gördüğü en kalabalık törenlerden biri olarak tarihe geçmiştir.

Ali Şükrü Bey’in cenazesi 8 Nisan 1923 günü Reşid Paşa Vapuru ile Trabzon’a gönderilmiştir. Cenaze 10 Nisan günü Trabzon’a ulaşmıştır. Cenaze günü yaşanan gelişmeler hakkında dönemin en popüler gazetelerinden olan İstikbal’de oldukça ayrıntılı bilgiler verilmiştir.

İstikbal Gazetesi’nden öğrendiğimiz kadarıyla cenaze töreni adeta insan seline dönüşmüştür. Trabzon halkı sokaklara dökülmüş ve cenazeyi karşılamak için iskeleye akın etmiştir. Çevre kasaba ve köylerden gelenler de hesaba katılırsa büyük kalabalık bir halk kütlesi iskele önüne gelmiştir. Vapurun erken geleceğini hesaplayan Trabzon halkı, “mübarek şehidini” bağrına basmak için iskeleye akın etmiştir.

Trabzon’u o gün görenler, şehirde böyle bir kalabalığın hiçbir zaman bir arada olmadığını ifade etmektedirler. Zira o gün şehirde sadece 1-2 fırın açıktı. Diğer dükkânlar tamamen kapalıydı.

O gün Trabzon’da hiç kimse evinden çıkıp, işine veya çarşıya gitmemişti. Herkes cenazeyi karşılamak için iskeleye koşmuştu. Limanda bekleyen vapur ve kayıklara, siyah bezler bağlanmıştı. Vapurdan indirilen tabutun üzerine “Şehid-i Muhterem Vatan Ali Şükrü Bey’in Ruhuna Fatiha” yazılıydı.

Ali Şükrü Bey’in na’şı karaya çıkarıldıktan sonra orada hazırlanmış yüksek bir mevkiye kondu. Memurun-i mülkiye ve askeriye, eşraf, tacir, müntehip meclis azaları, cenazeyi takip etmişlerdir.

Gazetede verilen bilgilere göre muhterem şehidin naaşı belediye önünde halı ve sancaklarla süslenmiş bir yere konulduktan sonra namaz kılınmıştır.

Namazın ardından Faik Ahmet Bey ve diğer mebuslar konuşma yaptılar. Nutuklardan sonra hafızların hatmi şerifi ile merasime son verildi.

Görüldüğü gibi Ali Şükrü Bey’in cenazesi töreni, Trabzon için tarihi bir gün idi. On binlerce kişi, şehidinin arkasından gözyaşı dökerek O’nu sonsuzluğa uğurlamıştı.

Milli Mücadelede Trabzon’u temsil eden mebusumuz Ali Şükrü Bey’in bir asır önceki cenazesi bu şekilde kaldırılırken, günümüzde Ali Şükrü Bey’i hatırasına maalesef sahip çıkılamamıştır.

Geçtiğimiz yıl, şehid edilişinin 100’ncü yılı olmasına rağmen Ali Şükrü’nün memleketi Trabzon’da O’nun hatırasını yaşatacak tek bir etkinlik yapılmamıştır.

Sadece mezarının başında yapılan ve beş-on kişinin katıldığı anma merasimi haricinde, ne bir konferans, ne bir panel ne de bir resmi anma töreni düzenlenmiştir.

Oysa Ali Şükrü Bey, Çanakkale Savaşları sırasında savaşın kaderini değiştiren mayınların Almanya’dan getirilmesini sağlayan kişilerden biridir. Yani Çanakkale deniz savaşının gizli kahramanlarından biridir. Milli Mücadele başlayınca Ankara’ya tereddütsüz iştirak eden katıksız bir vatanseverdir. Düşman orduları Ankara’ya yaklaşınca Meclisin Kayseri’ye taşınmasını isteyenlere “biz burada gerekirse ölürüz” diyen cesur bir vekildir.

Neticede Ali Şükrü Bey, yaptığı hizmetlerle memleketimizin kurtulmasında ve kurulmasında emeği olan bir kişidir. Fakat maalesef Trabzon kenti, Ali Şükrü Bey’i anlayamamış, bu cesur vatan evladının hatırasına sahip çıkamamıştır.